Tarımda bitkisel üretim bütün insanlık, ülkemiz için çok büyük bir öneme sahiptir. Bitkisel üretim bütün insanların beslenmesi açısından çok önemli olması yanında üretim ile iştigal eden çiftçilerimiz için de ekonomik gelir sağlama yönüyle çok önemlidir. Bu nedenle bitkisel üretimde amaç birim alandan kaliteli en yüksek verimi almaktır.

Bitkisel üretimde kaliteli en yüksek verimin elde edilmesi sertifikalı tohum kullanımı, bitki hastalık ve zararlıları ile mücadele, sulama, uygun mekanizasyon kullanımı, dengeli gübreleme gibi kültürel işlemler, iklim faktörleri ve toprak özelliklerine bağlıdır. Dengeli gübreleme bu faktörler içinde çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü bitkiler yetişebilmesi için topraktan azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, demir, çinko, mangan, bakır, bor, molibden ve klor olmak üzere 13 adet besin elementini yeterli miktarlarda almak zorundadırlar.

Gübreleme bu besin elementlerinden toprakta bitkilerin ihtiyacını karşılamayacak düzeyde olanlarının organik veya inorganik materyaller halinde, katı veya sıvı formda toprağa ya da yaprağa uygulanarak bitkilere sağlanmasıdır. Eğer bitkilerin ihtiyacının karşılanması için toprakta bu besin elementlerinden biri noksan diğerleri yeterli düzeyde olsa bile bitkilerin gelişmesi, verimi ve kalitesi o noksan olan elementin müsaade ettiği kadar olur.

Yani toprakta o noksan element bitkiler için yeterli düzeye çıkarılmadığı sürece yetiştirilen bitkiden kaliteli en yüksek verimi almak mümkün değildir. Bu nedenle bitkisel üretimde kaliteli yüksek verim elde etmenin anahtarlarından biri ekim/dikim öncesi toprak analizi yaptırarak topraktaki noksan element(ler)i yeterli düzeye çıkarmak için dengeli bir gübreleme programının yapılması ve uygulanmasıdır.

Bitkisel üretimde kaliteli yüksek verim elde edilerek çiftçimizin ve ülkemizin kazanması amacıyla son yıllarda devletimiz toprak analiz ücretlerini çiftçimize ödemektedir. Çünkü bu zamana kadar yapılan araştırmalarda bitkisel üretimde uygun toprak işleme, sertifikalı tohum kullanma, hastalık ve zararlılarla mücadele ve sulama gibi kültürel işlemlerin yanında tek başına toprak analizine göre dengeli bir gübreleme yapılması sonucu verimin %40 ile %100 arasında değişen oranlar da arttığı belirlenmiştir. Bitkisel üretimde toprak analizi ve buna bağlı dengeli gübreleme programlarının yapılıp uygulanması çok önemlidir.

Çünkü tarım topraklarımızın %85'si bazik reaksiyonlu, %60'ı kireçli, %90'ı organik madde bakımından fakir ve %55'i de ince (killi) bünyelidir. Bu temel özelliklere sahip olan topraklarımızda fosfor ve başta demir ve çinko olmak üzere mikro (demir, çinko, mangan, bakır, bor) besin elementlerinin yetersizliği veya kalsiyum, magnezyum ve potasyum arasındaki denge bozukluğu sorunları çok yaygındır.

Bunun için bitkisel üretimde çiftçilerimizin uzun yıllardır yaptığı şekilde sadece fosfor (taban gübresi), azot (üst gübresi) ve bazen de potasyum içeren gübrelerin uygulanmasıyla kaliteli yüksek verimlerin elde edilmesi mümkün değildir. Örneğin FAO ve TÜİK İstatistiklerine göre ülkemizde en fazla ekim alanına sahip olan buğdayın son 10 yılda ortalama verimi 260 kg/da iken Dünya ortalaması 304 kg/da'dır.

Çiftçilerimizin yetiştirdiği buğdayların genetik verim kapasitesi 1450 kg/da civarında olmasına rağmen bu verimin Türkiye'de %18'sı ve Dünya'da ise %21'i alınabilmektedir. Görüldüğü gibi ülkemizde ortalama buğday verimi Dünya ortalamasından %15 oranında daha düşüktür. Verim yanında kalitede de benzer bir durum söz konusudur. Ülkemiz'de üretilen buğdayın kalite düşüklüğü nedeniyle un sanayicimiz her yıl diğer ülkelerden 3-3.6 milyon ton buğday ithali yapmaktadır.

Bu, Ülke kaynaklarımızın ya da çiftçimizin parasının yabancı ülke çiftçilerine verilmesidir. Yetiştirdiğimiz diğer ürünlerde de benzer durumlar vardır. Bitkisel üretimde kalite ve verim düşüklüğü çiftçimizin fakirleşmesine neden olduğu gibi ülke ekonomisini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında kalite düşüklüğünün diğer çok önemli bir etkisi de yetiştirdiğimiz ürünleri tüketen hayvan ve insanlarımızın beslenmesi üzerine yaptığı olumsuz etkilerdir.

Bu durum çok fazla dikkate alınıp dillendirilmemekle birlikte son yıllarda kansızlık ve kanser gibi hastalıkların hızla yayılması ile çok fazla önemlidir. Çünkü insanlar beslenmesi için ihtiyaçları olan mineralleri ve besinleri bitkisel veya hayvansal gıdalardan karşılamaktadır. Örneğin insan ve hayvanların önemli anti kanserojen elementlerden biri olan selenyumun buğday tanesinde 100-1000 mikrogram/kg arasında olması gerekirken Türkiye'de yetiştirilen buğdayların hemen hemen tamamında 100 mikrogram/kg'dan daha azdır.

Ayrıca insanlarda beden ve zekâ gelişimi, kansızlık gibi birçok önemli etkileri olan çinkonun insanlarca yeterli düzeyde karşılanabilmesi için buğday tanesinde çinko 40-50 miligram/kg, fitik asit ve çinko'nun molar oranının 25-30 civarında olması gerekirken ülkemizde yetiştirilen buğdayların hemen hemen tamamında ya çinko içerikleri ya da fitik asit ve çinko'nun molar oranı istenen düzeylerde değildir.

Örneğin Konya İlinde yetiştirilen buğdaylarda bu oran 96-218 arasında, ortalama 137 olarak bulunmuştur. Demirde de benzer bir durum olduğundan kansızlığın önlenebilmesi için hekimler tarafından insanlarımıza devamlı demirli preparatların kullanılması önerilmektedir. Ancak bu kesin bir çare olmamaktadır. Bunun yanında özellikle yeşil olarak tüketilen bitkilerde zaman zaman insanlarda kansızlığa ve ileri aşamada kansere neden olan nitrat azotu birikimi görülebilmektedir.

Bu örnekleri daha çok artırabiliriz. Burada ifade etmek istediğimiz husus bitkilerimizin dengeli gübreleme ile iyi beslenmesi, aynı zamanda insanların iyi ve sağlıklı beslenmesini de çok yakından ilgilendirmektedir. Ayrıca gübrelerin ve gübrelemenin çevre kirliliği üzerine de çok önemli etkileri olduğundan çevre kirliliğine neden olmalarının önüne geçilmesi gerekir. Bilinçsiz gübreleme ile toprak, su, hava ve gıdalarımız kirlenmektedir.

Sonuç olarak bitkisel üretimde verim ve kaliteyi artırarak; kaynaklarımızın yabancı ülkelere gitmesinin azaltılması, çiftçimizin gelir düzeyinin artırılması, çevre kirliliğinin azaltılması ve insanlarımızın sağlıklı bir şekilde beslenerek bazı hastalıkların azaltılması ve ekonomimizin daha iyi yerlere gelebilmesinin önemli anahtarlarından birisi toprak analizi sonuçlarına göre dengeli bir gübreleme programının yapılması ve uygulanmasıdır.