CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmeleri sırasında Bakanlık kadrolarındaki liyakat yapısına yönelik eleştirilerde bulundu.

Tarımda ithalat kapısı yeniden açıldı: Mercimek ve yulafta vergi yüzde 10’a indi!
Tarımda ithalat kapısı yeniden açıldı: Mercimek ve yulafta vergi yüzde 10’a indi!
İçeriği Görüntüle

Özlale’nin eleştirilerinde dikkat çeken satırbaşları şöyle…

Tarımı yönetenler tarımı bilmiyor: Yeni sistemin en kritik açığı

Şimdi, biz bundan, yeni yönetim sisteminden önce bu Plan ve Bütçe Komisyonunda bu Tarım ve Orman Bakanlığını konuşsaydık, Sayın Bakan, siz seçilmiş bir milletvekili olarak karşımızda olurdunuz, yanınızda da en az on beş yıl boyunca devlette, Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde uzmanlık yapmış, taşra teşkilatından gelen, tarımı bilen insanlar olurdu; temel problem bu. Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanı bir otel yatırımcısı, Türkiye'de eski Sağlık Bakanı hastane sahibi.

Tarımda uygulanan politikalarda kamu faydası var mı?

Bakın, sizler de özel sektörden geldiniz ve bunu bir maharet gibi anlatıyorsunuz ama kamu faydası içeren, tarım gibi, sağlık gibi, eğitim gibi, kültür gibi sektörlerde sizin ilk yapmanız gereken şey, uyguladığınız politikalarda bir kamu faydası var mı, yok mu ona bakmanızdır.

Tarımda devasa taşra teşkilatı var ama yönetenler onu bilmiyor

Sayın Bakan Yardımcısı, Profesör Doktor, çok değerli bilim insanı, onu bir kenara atarsam, hiçbirinizin bu görevlere gelmeden önce Tarım ve Orman Bakanlığında bir göreviniz yok. Devasa bir taşra teşkilatınız var, onu bilmiyorsunuz.

ESK’ya matematikçi hayvan ticareti yapan kişi genel müdür yapıldı!

Bu da bizi Et ve Süt Kurumundaki Başkanın durumuna getiriyor. Ben kendisiyle ilgili iddiaları bilemem ama kendisinin öz geçmişine baktığım zaman, İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümünden mezun olmuş, yurt dışında hayvan ticaretine başlamış birisi.

Tarım Bakanlığında ESK’nın başına atayacak liyakatlı bir kişi bulamadınız mı?

Ya, binlerce çalışanınız var, bakın, binlerce mühendisiniz var, binlerce tarım politikası çalışanınız var; içlerinden Et ve Süt Kurumunun başına getirilebilecek kalitede, liyakatte birisini bulamadınız mı da yurt dışında, Polonya'da, Macaristan'da et ticareti yapan birisini getiriyorsunuz Sayın Bakan ya da Sayın Cumhurbaşkanı?

Ucuz et yerine vergi rekortmeni ESK

Yani, bakın, işte bu özel sektör mantığıyla düşünmeniz neye yol açıyor biliyor musunuz? Garip bir şey, Et ve Süt Kurumu yani vatandaşına ucuz ve sağlıklı eti, sütü vermekle yükümlü olan kurum Türkiye'de kurumlar vergisinde en yüksek kurumlar vergisi ödeyen 15'inci kurum.

Ya, biz, Et ve Süt Kurumundan kurumlar vergisi şampiyonu olmasını mı bekleriz yoksa Et ve Süt Kurumundan vatandaşa sağlıklı ucuz et vermesini mi bekleriz? İşte, özel sektör mantığıyla düşündüğünüz için kamu faydası yerine bir özel sektör piyasa oyuncusu gibi hareket ediyorsunuz, bunu da en iyi şurada görüyoruz...