HABER MERKEZİ / Türkiye’deki tarım sektörü, ekonomik anlamda büyük bir öneme sahip olmasına rağmen, üreticilerin sesi ne yazık ki yeterince duyulmuyor. Tarımcılar, artan maliyetler, düşük gelirler ve zorlu çalışma koşulları ile boğuşurken, toplumsal ve ekonomik sorunlarının çözümü adına pek fazla destek bulamıyorlar.

Tarımcının sesi neden duyulmuyor?

Türkiye’nin tarım sektörü, özellikle son yıllarda artan maliyetler ve gübre, ilaç gibi girdilerdeki yüksek fiyat artışlarıyla ciddi zorluklar yaşıyor. Çiftçiler, üretim maliyetlerini karşılamakta zorlanırken, verilen desteklerin yetersizliği, onların yalnızlıklarını daha da derinleştiriyor.

Tarımcının sesini duyurması zorlaşıyor, çünkü çoğu zaman sorunlarına çözüm getirecek mekanizmalar ya eksik kalıyor ya da geç devreye giriyor.

Çiftçinin yalnızlığı derinleşiyor!

Çiftçilerin yaşadığı sorunlar sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun haline geliyor. Tarımın önemi her geçen gün artarken, çiftçilerin gelirleri, yaşam standartları ve yaşam koşulları ise iyileşmek bir yana daha da kötüye gidiyor.

Bu sorunları gündeme getirenlerin sesinin de kısıldığı bir dönemdeyiz. Çiftçilerin hakları, toplumda yeterince duyulmuyor, çünkü onları savunacak güçlü bir mekanizma maalesef yok!

Özellikle son dönemde girdi maliyetleri sürekli yükselirken buna karşılık çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatı ya ürün bolluğundan yada enflasyonu düşürme politikalarından dolayı gerçek değerini bulmuyor. Bu yaşanan çelişki, çiftçiyi adım adım üretmekten vazgeçirmeye zorluyor.

Tarım Politikalarındaki Eksiklikler

Diğer yandan tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve üreticilerin desteklenmesi için atılması gereken adımlar maalesef zamanında atılmıyor. Yani tarımda sorunlar sadece finansal değil, aynı zamanda politik ve sosyal boyutlarda da derinleşiyor. Bu eksiklikler, çiftçilerin yalnızlık duygusunu pekiştiriyor. Örneğin zirai dondan etkilenen ancak sigortası olmayan çiftçiye sadece zarar gören mahsulünün üretimi için harcadığı meblağ ödenecek. ÇKS kaydı olmayan çiftçiler bundan da yararlanamayacak. Elbette çiftçinin giderlerinin karşılanması önemli ancak çiftçinin yaşadığı kayıpla alacağı destek karşılaştırıldığında buradaki çaresizlik daha net ortaya çıkıyor.

Ürün bol ama kazanç yok: Soğan örneği

Son günlerde soğan fiyatlarında yaşanan durumda çiftçinin çaresizliğini ve sesini duyuramadığı için nasıl yalnızlaştığını gösteriyor. Soğan üreticisi en düşük 8-10 TL'ye ürettiği soğanı 3-5 liraya satmak zorunda kalıyor. Çiftçiler zarar ederken, seslerini de duyuramamaları onları sessizliğe iterken, bu sessizliğin içinde de kaybolup gidiyorlar. Son noktada üretimden vazgeçmek zorunda kalacaklar. Eğer bu durum sürdürülebilir hale gelirse, Türkiye’nin tarım üretiminin geleceği ciddi şekilde tehlikeye girebilir.

Çözüm Önerileri ve Fırsatlar:

Tarımcıların sesinin duyulması için öncelikle yerel düzeyde daha fazla temsil gücü ve destek mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Yani çiftçiler, üyesi oldukları birlik, oda ve kooperatifleri sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve politik temsil aracı olarak kullanmaları gerekiyor. Ancak bunun etkili olabilmesi için hem çiftçilerin hem de bu kurumların aktif bir şekilde rol üstlenmesi gerekir.

Sonuç:

Buzağı desteği hesaplara ne zaman yatacak? Gözler Tarım Bakanlığında
Buzağı desteği hesaplara ne zaman yatacak? Gözler Tarım Bakanlığında
İçeriği Görüntüle

Tarımın sadece ekonomik değil, toplumsal bir yanı da var. Bunun için çiftçilerin yalnızlık duygusunun ortadan kaldırılması için, tüm paydaşların birlikte hareket etmesi ve gerçek çözümler üretmesi gerekiyor. Eğer sesleri duyulmazsa, sadece çiftçilerin değil, tüm toplumun geleceği riske girebilir.