Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, hububat ve bakliyat alım fiyatları, kuraklık, rekoltede düşüş beklentisi ve tohumculuktaki gelişmeler konusunda açıklamalarda bulundu. Pandemi döneminin çiftçilerin kendilerini özel hissettiği bir dönem olduğunu ifade eden TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler; ‘’Belki pandemi süreci içinde çıkan en hayırlı sonuç tarımın ve gıdanın ötelenemez bir stratejik sektör olduğunun anlaşılmasıdır. Çiftçimiz gerçekten çok özverili bir çalışma gerçekleştirdi. İklim şartlarına rağmen, piyasa koşullarına rağmen, hafta sonu demeden, bayram demeden üretimine devam etti çiftçimiz.’’ dedi. 

2021 yılı hububat ve bakliyat alım fiyatlarını de değerlendiren TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler; ‘’ Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Pandemi, kuraklık, yüksek girdi maliyetleri ve kur farklarının içerisinde adeta iki tarafı da keskin bir bıçağın üzerindeyken fiyatlar açıklandı. Üreticiyi de tüketiciyi de düşünmek zorundasınız. Dünya piyasalarını, girdi fiyatlarını düşünmek zorundasınız ve şapkanızı önünüze koyup bir hesap yapıyorsunuz. Tabii ki; taban fiyatları açıklanırken bu süreçte bizler de aktif olarak fikirlerimizi söyledik. Fiyatlar, geçen yıl ki enflasyon oranına göre yüksek, girdi fiyatlarındaki artışa ve dünya fiyatlarına göre düşük ama tüketiciyi de düşünen bir politikayla belirlenmiş. 

Biz çiftçiler ve tohumcular olarak her zaman fedakârlıklar gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Ama aynı fedakârlığı bütün alt sektörlerin, bütün herkesin göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Şayet; haksız kazançların stokçuluğun önüne geçersek biz bu fiyatlara iyi diyebiliriz. Bizim bunun önüne geçilmediği sürece taban fiyatlarını konuşmamızın bir anlamı yok.

TMO'YA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Toprak Mahsulleri Ofisine büyük bir görev düşüyor. Piyasaya agresif bir şekilde girmeli, regülasyonunu süratle sağlamalı. 3-4 liraya ekmek yemek istemiyorsak, kuraklığın etkilerini azaltmak için acil bir eylem planın süratle devreye sokmamız lazım. Diğer yandan bu işin emektarı kırsalda tutmamız gereken çiftçilerimize süratle bir destek paketinin açıklanması lazım. Girdi fiyatlarının süratle düşürülmesi gerekir.

NEDEN YURT DIŞINDAKİ ÇİFTÇİLERE PARA ÖDÜYORUZ?

Ancak unutmamak gerekir ki;  geçen yıl fiyatı 1650 lira olarak açıklanan buğday, 4 ay sonra 2100 lira bandında ithal edildi. Bakın o zaman çiftçi şunu diyor; bize verilmeyen para neden yabancı çiftçiye ödendi? Bizim bu psikolojinin önüne geçmemiz lazım.’’ şeklinde konuştu. Pandemi döneminde gıda arzı kaynaklı bir sorun olmadığı ancak sürecin yarattığı etki ile dünya fiyatlarının son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını, başta Çin olmak üzere  ülkelerin kendi gıda güvenliğini sağlama almak için stokçuluğu ön plana çıkardığını kaydeden Güler; ‘’Özellikle Çin gibi ülkelerin piyasaya agresif bir şekilde girmesi, birçok ham maddeyi tedarik için önden bağlaması sonucu bugün fiyatların arttığını görüyoruz. Bu da bizim girdi fiyatlarını zaten doğrudan artış yönlü etkiliyor.’’ ifadelerini kullandı.  

2 MİLYON HEKTAR ARAZİ BOZ DURUYOR

‘’Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi? Atıl hiçbir arazi bırakılmasın. Türkiye’de hala 2 milyon hektar atıl arazimiz var. Kullanılmayan arazilerimiz var. Bunun sebepleri var. Girdi maliyetlerinden dolayı. Kırsalda yaşayamayan insanlar var. Bugün aşı savaşlarının yaşadığı bir ortamda gıda ile ilgili savaşacaksak bizim dimdik ayakta olmamız lazım.’’ şeklinde konuşan TYAB Başkanı Güler, kuraklık konusunda da şunları kaydetti;

REKOLTE KAYBI YÜZDE 20'Yİ BULABİLİR

"İnanın şu anda kuraklık Türkiye’nin birçok bölgesinde derinden hissediliyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çok derin bir kuraklık var. Yine Doğu Anadolu Bölgesi’nde de öyle. İç Anadolu Bölgesi’nde hasat hızlanırken üretimdeki kayıpları göreceğiz. Şu anda hububat, baklagil, kışlık ekim dediğimiz ürünlerin hepsi su istiyor.  Bazı bölgelerde %80, bazılarında %100 verim kayıpları var. Türkiye geneli ve buğday için konuşalım; resmi rakamlara göre 1 milyon ton civarı, ziraat odalarına göre 2 milyon ton civarı kayıp olacak.  Ama ben de çiftçiyim sürekli sahadayım. Bu kaybın çok daha fazla olduğunu, %20’ler seviyesine kadar gidebileceğini tahmin ediyorum.’’