Adıyaman’da faaliyet gösteren Olgunlar Tohumculuk, yerli tohum çeşitleri geliştirerek ülkemizin çiftçilerine sunmaya devam ediyor. Tohumluk üretimi 1980 öncesine dayanan ve 1995 yılında kurulan şirketin, 2002 yılından itibaren araştırma ve geliştirme faaliyetlerine başlayarak kendi çeşitlerini geliştirmeye odaklandığını belirten firmanın AR-GE ve Üretim Sorumlusu Murat Olgun, “Öncelikle dışa bağımlı kalmadan biz de kendi yerel materyallerimizi toplamaya başladık ve kendi materyallerimizi melezleme faaliyetlerinde kullandık. Dolayısıyla çeşitlerimiz bu bölgede yüzlerce yıldır yetişen yerel çeşitlerin kanlarını taşımaktadır.” dedi.

Olgunlar Tohumculuk, bugün Buğday, Arpa, Pamuk, Tritikale, Mercimek, Nohut ve Yem bitkileri türlerinde çeşit geliştirme faaliyetlerine devam etmektedir. Halen firmanın Cendere ve İkbal isimli ekmeklik buğday, Perre isimli makarnalık buğday, Akziyaret, Mizgin, ve Mert isimli Arpa, Melihbey ve Vardem isimli Tritikale, Aras, Göksu, Gürdal ve Katran isimli Nohut ve Şahan, Ahsen ve Mansur isimli Mercimek ve OLG 95 isimli Pamuk çeşitlerinin tescil edilerek Milli Çeşit listesine alındığını dile getiren Olgun, “Çeşitlerimizin isimleri de içinden çıktığımız ve varlığımızı borçlu olduğumuz coğrafyadan ilham alınarak verilmektedir” diye konuştu.

Firmanın ayrıca 4 adet çeşidi de üretim izni aldığı ve tescil denemelerinin devam ettiği kaydedildi.

EN FAZLA ÇEŞİT GELİŞTİREN FİRMALAR ARASINDA YER ALIYOR 

Bu verilere bakıldığında Olgunlar Tohumculuk ülkemizde en fazla çeşit geliştiren firmalar arasında ön sıralarda yer alıyor. Ayrıca birçok firmanın başka ülkelerin ıslahçılarından çeşit alarak ülkemize ithal ettiği bir dönemde, yalnızca kendi araştırma geliştirme faaliyetleri sonucunda ve yalnızca kendi materyalleri ile bu kadar çeşit geliştirmesi de firmanın önemini daha da artırıyor. 

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BAKIMINDAN BUĞDAY ARPADA İLK ÜÇ FİRMA ARASINDAYIZ NOHUT VE MERCİMEKTE İSE LİDER DURUMDAYIZ

Olgun, bu konuda “Kamu araştırma kuruluşları çok büyük bütçelerle faaliyet yürütmekte ve 1960 lardan beri buğday ve arpada ıslah faaliyetleri yürütmektedir. Bu ıslah faaliyetlerinde başka ülkelerde geliştirilen ancak ülkemizde yalnızca nihai denemeleri yapılarak Milli Çeşit Listesinde olan çeşitler de vardır. Buna rağmen buğday ve arpada en fazla teknoloji geliştiren ilk üç özel sektör kuruluşu arasındayız. Ancak nohut ve mercimekte özel sektör firmaları arasında tartışmasız biçimde lider durumdayız” diye konuştu.

10 ÜLKEYE TOHUM İHRACATI YAPIYORUZ

Kendi bütçeleri ile elde ettikleri bu başarılardan sonra başka ülkelere de açılmayı hedefleyen firma bugün Kıbrıs ve Ürdün’de deneme faaliyetlerine devam ediyor. Ayrıca bugün Ukrayna, Ürdün, İran, Bulgaristan gibi ülkelerin de arasında olduğu 10'dan fazla ülkeye tohum ihracatı yapmaya devam ediyor. Aynı şekilde tescil edilen Göksu ve Aras çeşitleri İran ve Ukrayna da tescile verilmiş cendere çeşidi de Irak’ta tescil işlemlerine başvuruldu. 

KAMU ARAŞTIRMA ENSTİTÜLERİ İLE ÜNİVERSİTELERİN ALTYAPILARINI KULLANMADA BÜROKRATİK ENGELLERLE KARŞILAŞIYORUZ

Devlet bize bazı alanlarda destek olmalı ki biz de çok uluslu firmalarla daha rahat rekabet edebilelim diyen Olgun, “Kamu araştırma enstitüleri ile üniversitelerin altyapılarını kullanmak konusunda ciddi bürokratik engellerle karşılaşıyoruz. Hatta bazı enstitüler bizi kendilerine rakip olarak görüp farklı biçimlerde engellemeye çalışmaktadır. Ama bazı enstitüler ve üniversiteler de her türlü işbirliğine açıklar. Bu konuda devletin genel bir düzenleme yaparak bizlerin birbirimize rakip değil, birbirimizi tamamlayıcı olduğunu ortaya koyan bir yaklaşımla işbirliğini arttırarak tedbirler alması gerekiyor” diye konuştu.

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNE ÖZEL DESTEKLER VERİLMELİ 

Tohumculukta araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin uzun süreli olduğunu ve firmaların bütçelerini zorlayan bir faaliyet olduğunu dile getiren Olgun, devletin tohumculuk ile ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetlerini diğer sektörlerle karıştırmadan bu sektöre özel bir yöntemle desteklemesinin şart olduğunu aksi takdirde uzun vadede sektörün çok uluslu firmalar ile rekabet gücünün düşeceğini dile getirdi.