Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği (OAİB) tarafından düzenlenen, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında şeker ithalatı bilgilendirme toplantısına OAİB'nin davetlisi olarak katılan Şeker Kurumu Başkanı Hüsnü Tekin, konu ile ilgili açıklamalar yaptı.

Konya'da düzenlenen toplantıya Tekin'in yanı sıra Kurum Genel Sekreteri Ahmet Pelit ve İzleme ve Denetleme Grup Başkanı Salih Arıkan da katıldı.

Şeker Kurumunun, C şekeri tedarikinin dünya borsa fiyatlarından yapılabilmesi başta olmak üzere birçok konuda imalatçı ihracatçılara kolaylıklar sağladığını belirten Tekin, mevzuat gereği Şeker Kurumunun yurt içi talebi karşılayacak şeker üretiminin gerçekleştirilmesine yönelik görevleri olduğunu, bu çerçevede de A ve B kotalarını belirlediğini belirterek, C şekerinin kota verilen bir şeker olmadığını ve şirketlerce üretiminin de ihtiyari olduğunu ifade etti.

İHTİYAÇ VAR AMA KANUN YETKİ VERMİYOR!

A kotası şekerinin üzerinde gerçekleşen bir üretim olması halinde fazla üretimin C şekeri sayıldığını kaydeden Tekin, “Türkiye'de 300 bin tonun üzerinde C şekeri ihtiyacı var ama Kanun bize bu şekerin üretilebilmesi için herhangi bir kota belirleme yetkisi vermemiş. Bu nedenle de A kotası fazlası C şekeri kabul ediliyor. Şimdiye kadar C şekeri, imalatçı ithalatçılarımızın ihtiyacını karşılar boyuttaydı. Bu nedenle de dahilde işleme rejimi kapsamında ithalat yapılmamıştı. Ama 2014-2015 pazarlama yılında iklim şartları nedeniyle pancarın polar değerinin düşmesi, üretilen şeker miktarını da olumsuz etkiledi. İşte bu nedenle bu pazarlama yılında ülke genelinde yüzde 14 daha az şeker üretildi. Kaldı ki; iklim şartlarının pancarın polar değerine etkisini Orta Anadolulular olarak en iyi sizler bilirsiniz" diye konuştu.

Ortaya çıkan düşük şeker üretimi üzerine imalatçı ihracatçıların C şekeri tedarikinde sorun yaşamamaları için Şeker Kurulu olarak bir eylem planı belirlediklerini ifade eden Tekin, bu kapsamda 200'den fazla üründe uygulanan dahilde işleme rejiminin, ihraç amaçlı şekerin ithalatında da uygulanması için Ekonomi Bakanlığına Şeker Kurumu tarafından yazı yazıldığını da hatırlattı.

İTHALATIN ZARARINI İTİRAF ETTİ!

Dahilde işleme rejimi kapsamında ithalatın açılması için gerekli işlemlerin daha önce neden yapılmadığına yönelik kamuoyuna yansıyan bazı eleştirilere de cevap veren Tekin, “Eğer biz ithalat için daha önce girişimde bulunmuş olsaydık bu sefer yaklaşık 200 bin ton stok oluşacaktı. 200 bin ton stok ne demek biliyor musunuz? Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (TŞFAŞ) bünyesinde 200 bin ton stok oluşması, bugün itibariyle 500 milyar TL zarar demek. Yani eski ifadeyle 500 trilyon. Ben ülkemizi nasıl böyle bir zarara uğratabilirim? Biz bunu da makro düzeyde görmek zorundayız" şeklinde konuştu.

Ancak sektör temsilcileri Hüsnü Tekin gibi düşünmüyor. Yapılan hesaplamalara göre C şekerinin yurt içinden karşılanabileceği rakamlarla ortaya konulurken, ithalattan dolayı fabrikalarda stok sorunun yaşanacağına dikkat çekiliyor.

ZARARA İLK KEZ DOĞRU BAKTI!

TŞFAŞ'nin zarar etme pahasına imalatçı-ihracatçılara şeker tedariki gerçekleştirdiğini kaydeden Tekin, “2013 yılında TŞFAŞ'nin zararı 251 milyon TL. 2012 yılında 198 milyonTL, 2011 yılında 135 milyon TL. Bu yılki zarar yine 200 milyon TL civarında bekleniyor. Bu zarar, en son KİT'ler ile ilgili çıkan mevzuat gereğince TŞFAŞ'nin bünyesinde kalıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu zararı 77 milyon insan finanse ediyor demek. Bu zararın yarısından fazlası A kotasından C şekerine aktarımlardan kaynaklanan zarar. TŞFAŞ, ihracatçıya bu imkanı sağlıyor ama sonuçta ihracatçı kazanıyor, Türkiye kazanıyor. Bu,TŞFAŞ'nin zarar etmesi pahasına hükümetimizin imalatçı-ihracatçılarımızın lehine yaptığı bilinçli bir uygulama" diye konuştu.

SEKTÖR AÇIK YOK, BAŞKAN VAR DİYOR!

Ülkemizdeki şekerin aslında tek bir havuz olduğunu dile getiren Dr. Hüsnü Tekin, “Bu yıl ülke toplam şeker kotamız 2 milyon 500 bin ton. Bunun 250 bin tonu nişasta bazlı şeker, 2 milyon 250 bin tonu ise kristal şeker. Yaklaşık 2 milyon 300 bin ton civarında da bir tüketimimiz var. Yani 200 bin ton üretim fazlamız var. Bu pazarlama yılında 2 milyon 230 bin ton, yani A kotası için belirlediğimizin altında bir üretim gerçekleşti. Şimdi bu havuzdan şekeri isterseniz vadeli olarak ihracatçıya verin isterseniz yurt içinde satın farketmez. Başka bir yerde başka bir şeker yok. Havuz aynı havuz. O havuzdan biraz çeksek yurt içi sıkıntıya girer, ithalatı daha önce açsak bu sefer de stok sorunu devreye girer. Bu böyle bir denge. Ben o dengeyi sağlamak için oradayım. Yoksa ben yurt içi tüketim için şeker ithal edersem veya TŞFAŞ'nin stoklarını yükseltirsem, ciddi bir stok maliyeti var. Yazık değil mi? Biz sistemli bir şekilde stokları, satışları devamlı takip ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

MEVZUATI GEREKÇE GÖSTERDİ!

Bürokratların başında bulundukları Kurumların mevzuatının izin verdiği ölçüde yetki kullanabileceğini ve bundan fazlasının yapılmasının mümkün olmadığını dile getiren Tekin, “Devletin bana Kanun ile tanımladığı yetki sınırlarının dışına çıkma şansımız yok. Devletin tüm bürokratları da kendilerine tanınan hukuki yetkiyi kullanmak ve yürütmekle yetkilidirler. Ben kendi adıma kendi yetkilerimi sonuna kadar sizler için kullanabilirim. Ama benim yetkimde olmayan bir şeyle ilgili “yaparız, yapmayız" demem benim haddimi de boyumu da aşar" diye konuştu.

Şeker Kurumunun, C şekeri fiyatlarına şirketlerce eklenen 61 dolarlık navlun ile ilgili herhangi bir dahlinin olmadığını da dile getiren Tekin, “Daha önce Şeker Kurumu 61 dolarlık navlun bedeli ile ilgili bir karar almış. Ben göreve geldikten sonra bu kararı kaldırdım. Çünkü bizim navlun ile ilgili bir karar alma yükümlülüğümüz, yetkimiz, görevimiz bulunmuyor. Son üç senedir ise Şeker Kurumunun navlun bedeli alınmasına yönelik bir kararı olmamasına rağmen şirketler kendileri navlun bedeli uyguluyor" dedi.

C şekerinin hem yurt içinden temini hem de DİR kapsamında ithalini içeren ikili yapı hakkında da bilgiler aktaran Tekin, “Şeker Kurumu olarak biz tahsisat belgesi veririz. Biz bu dual yapı, yani hem dahilde işleme rejimi kapsamında ithalat hem de yurt içinden C şekeri temini devam etsin istiyoruz ama şeker fabrikalarının elinde C şekeri olur mu, olursa ne kadar olur, ne kadar verir, o şeker fabrikalarının vereceği cevap" diye konuştu.

Tekin, tahsisat belgelerinin sürelerinin uzatılmasına yönelik olarak Şeker Kurulundan çıkan son karar ile ilgili de imalatçı ihracatçılara bilgi vererek, “Tahsisat belgelerinin süreleri 6 aydı. Biz bir seneye çıkardık. Bazı firmalar bir yılın da yetmediği şeklinde bize talepte bulundu. Bu konuyu da Kuruldan geçirdik. Kurum Başkanı olarak ben yetki aldım, bir yılı yetmeyen firmalar Kuruma başvurdukları takdirde tahsisat belgelerinin süresini 31 Aralık 2015 tarihine kadar uzatabileceğiz. Ancak herhangi bir istismarın olmaması için de üzerinde gerekli incelemeleri hassasiyetle yapacağız" diye konuştu.

Tekin, bir katılımcının C şekerinin ithali aşamasında DİR kapsamına girmeden doğrudan tahsisat belgesi ile ithalat yapılıp yapılamayacağı yönündeki bir sorusuna, “İmalatçı ihracatçılarımızın talep etmesi halinde daha önce Kurumumuzca düzenlenmiş olan tahsisat belgelerinin iptalini biz gerçekleştirebiliriz. Ancak tahsisat belgesi ile DİR kapsamına girmeden doğrudan ithalat yapılabilmesi hususu tamamen Ekonomi Bakanlığının uhdesinde. Bu konudaki taleplerinizi yazılı olarak iletirseniz, Kurumumuz üzerine düşeni yapar ve bu konuya ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığı nezdinde yapılacak işlemler için de gereken desteği vermeye çalışırız" şeklinde cevap verdi.

Şeker Kurumu olarak birçok hizmeti online hale getirdiklerini belirten Tekin, “Tahsisat belgesi işlemlerini bir günlük süre içinde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Sektördeki paydaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerin tamamına yakını online hale geldi" dedi.