Anadolu’nun bitkisi olmayan pamuktan önce bu coğrafyada yaşayan insanların giyecek ve diğer lif gereksinimleri keten ve kenevirden karşılanıyordu. En önemli kullanım alanı olan kenevir lifinin geçmiş yıllardaki tekstil, sicim, halat, çuval vb. üretimlerin dışında, günümüzde, otomotiv endüstrisinde de iç donanım uygulamalarında ve yapı malzemelerinde oldukça çok kullanım alanı bulmaktadır.
Kenevir liflerinden elde edilen kumaşın uzun ömürlü olması, kenevirden elde edilen kıyafetlerin vücudun havalanmasına izin vermesi gibi bir takım özellikleri bulunmasına rağmen kenevirden yararlanma dünyada ve ülkemizde yetersizdir.
2013'DEN İTİBAREN YENİDEN ÜRETİMİ ARTMAYA BAŞLADI
Ülkemizde ve dünyada kenevir ekim alanları 2013 yılına kadar azalma göstermiş ve 2013 yılından itibaren kenevirin yeni nesil kullanım alanlarının öneminden dolayı üretim trendinde gözle görünür artışlar görülmektedir. Bazı ülkeler kenevir ile ilgili yasalarını güncellemekte ve kenevir ekim alanlarının artmasına çaba göstermektedirler. Kenevirin ekim alanlarının artmasına neden olan yeni nesil kullanım alanlarının başında ilaç endüstrisi gelmektedir.
İsrail, Kanada ve Çin gibi ülkeler bir kannabinoid olan Cannabinol (CBD) oranı yüksek olan çeşitlerin ıslahı üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaktadırlar. THC gibi psikoaktif (uyuşturucu) etkisi olmayan CBD’nin başta kanser tedavisi olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisi ile ilgili çalışmalar da hızlanmıştır.
YENİ NESİL KULLANIM ALANLARI DİKKAT ÇEKİYOR
Yeni nesil kullanım alanlarından bir diğeri kenevirin inşaat sektöründe aktif olarak kullanılabilme olanaklarının araştırılması çalışmalarıdır. Çevre dostu bina üretiminde tuğla, yalıtım malzemesi ve ahşap dekorasyon vb. gibi alanlarda kenevirden elde edilen ürünlerin kullanımında Avustralya ve Fransa başı çekmektedir.
Üçüncü yeni nesil kullanım alanı biyopolimer ve bioplastik sektörüdür. Esasında, günümüzden yaklaşık 70-80 yıl önce kenevir lif ve saplarından biyopolimer üretilip araba kaportasında kullanılmıştır. Ancak, petrolden elde edilen polimerlerin daha ucuz olmasından dolayı uzun bir süre raflarda kalan bu bilgi, petrolden elde edilen polimerlerin ve plastiklerin doğada çok uzun bir süre parçalanmaması ve çevre kirliliğine neden olmasıyla son yıllarda yeniden gündeme gelmiştir. Dayanıklı liflere ve yüksek selüloz oranına sahip kenevirin bu konuda avantaja sahip olduğu söylenebilir.
Bazı ülkeler petrol kaynaklı plastiklerin yasaklanması için şimdiden tarih belirlemişlerdir. Bahsedilen bu üç yeni nesil kullanım alanları ve diğer kullanımlar için dünya çapında kenevir alanlarının artacağı öngörülmektedir. Tüketici bilincinin artması ve tekstil sektörünün yeni ve farklı ürün arayışları ile son yıllarda, doğal liflere rağbet artmaktadır.
KENEVİR LİFİ TOHUMU VE YAĞI İÇİN YETİŞTİRİLİYOR
Artan bu talebin karşılanabilmesi için pamuk ekim alanları dışında da lif bitkileri üretimine ihtiyacımız bulunmaktadır. Pamuk ekim alanları dışında üretilebilecek lif bitkilerinden biri kenevirdir. Endüstri bitkisi olan kenevir, esas olarak lifi, tohumu ve yağı için yetiştirilmektedir. Kenevir lifleri, mükemmel mekanik özelliklere sahip olup biyolojik olarak parçalanabilen çevre dostu bir liftir.
Anadolu topraklarında asırlardır üretilen ve kullanılan kenevirin, son yıllarda, ekim alanı giderek azalmış, yok olma noktasına gelmiştir. Sentetik liflerin piyasalarda ucuz fiyatlara alıcı bulmasının yanı sıra yasa dışı üretimlere engel olmak için yapılan kontrol ve baskılar kenevirin yok olmasındaki başlıca nedenlerdir.
2013 YILINDA ÜRETİMİ DİBE VURDU
Anadolu topraklarında binlerce yıldır tarımı yapılan kenevirin, 1960’lı yıllarda yaklaşık 140 bin dekar arazide tarımı yapılmıştır. 1990 yılından sonra hızla azalan ekim alanları 2000 yılında 8.7 bin dekara, 2004 yılında 3.7 bin dekara, 2013 yılında ise 19 dekara gerilemiştir. 2013 yılında üretimin dibe vurmasıyla yapılan farkındalık çalışmaları (yerli ve yabancı sektörlerle yapılan toplantılar, köy ziyaretleri, çalıştay vs.) neticesinde üretim artmaya başlamıştır. Kenevir üretilen alan 2016 yılında 67 dekara, 2018 yılında ise 175 dekara yükseltilmiştir. 9 Ocak 2019 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın algı kıran konuşmalarından sonra, ekim alanında ve üretimde çok daha olumlu gelişmeleri beklemekteyiz.
KENEVİR TARIMININ ARTMASI İÇİN GEREKLİ TEDBİRLER
Ülkemizde kenevir tarımının hak ettiği değeri bulması için bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. 5-6 Mayıs 2017 tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yapılan “Karadeniz’in Lif Bitkileri Keten-Kenevir-Isırgan Çalıştayı”nın sonuç bildirgesinde de yer alan, aşağıdaki hususların dikkate alınması çok doğru olacaktır:
-Konu ile ilgili illerin Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, ilgili üretici örgütleri, üniversiteler, araştırma enstitüleri, kalkınma ajansları ve idarecileri ve tekstil sektörü taraflarının yer alacağı bir çalışma ekibinin kurulması ve düzenli bir çalışma takvimi oluşturarak uygulamaya konması,
-Kenevir ekim alanı ve üretiminin yaygınlaştırılması için tarımsal yayım ve eğitim faaliyetlerinin artırılması,
-Köyden kente göçün önlenmesi ve köy şartlarında istihdamın artırılması için kenevirin kırsal kalkınma ürünü olarak ele alınıp, kırsal kalkınma desteklerinden faydalandırılması,
-Kenevir tarımının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi için tarımsal ürün desteği kapsamına alınması,
-Kenevirin geçmişteki etnobotanik (bitki-insan ilişkileri) kültürü kaybolmadan endüstriyel amaçlı kullanılacak miktarda üretim yapabilmek için mekanizasyon mutlak gereklidir. Bu nedenle üreticiye ilgili makine ve teçhizatların alınabilmesi için hibe desteğinin sağlanması,
-Kenevir ilgili demonstrasyon, yetiştirme tekniği, ıslah, çeşit geliştirilme ve tohumluk üretim programlarının yapılması,
-Kenevirden katma değeri yüksek ve ülke ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünlerin üretilebilmesi için acilen sanayi sektörünün tesis edilmesi önem taşımaktadır.
KAYNAK: Selim AYTAÇ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü / TKDK Kırsal Kalkınma Dergisi Temmuz Ağustos Eylül sayısı