ÖZEL HABER

Polatlı'da 4 kuşaktır hayvancılık yapan bir aileden gelen Nizamettin Türkoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in ülkede yaşanan kırmızı et sorunun çözümü konusunda gayretli çalışmalar içerisinde olduğunu belirterek, “Bakanlığın attığı adımları yetiştiriciler olarak destekliyoruz. Ancak hayvan ithalatının Et ve Süt Kurumu'na verilmesi uygulamada birçok sorunu da beraberinde getirecektir" dedi. Hayvancılık yapmasına rağmen Et ve Süt Kurumu tarafından ithal edilecek 400 bin baş besilik hayvan için talepte bulunmadığını ifade eden Türkoğlu, “Ahırım bundan zarar görecek ancak bilmediğim bir hayvanı da alıp ahırıma koymak istemiyorum" değerlendirmesinde bulundu.

TAM İŞİMİZİ ÖĞRENDİK DERKEN AHIRA HAPSEDİLDİK!

Türkiye'de birçok besicinin hayvan ithalatında kendisini geliştirdiğini, bütün yolu yordamı öğrendiğini ifade eden Türkoğlu, şunları kaydetti: “Tam işi öğrendik derken, şimdi ahıra hapsedildik. Yetiştirici kendi hayvanını ithal ederken, sadece hayvan ithal etmekle kalmıyor o ülkedeki hayvan yetiştirme tekniklerini, besleme yöntemlerini de görüyor, gelip bunları uyguluyordu. Yeni uygulamada yetiştirici bundan mahrum kalacak. İthalat yetkisinin Et ve Süt Kurumu'na verilmesi inşallah hayırlı sonuçlar verir. Ancak benim gibi bilmediği hayvanı almak istemeyenler Et ve Süt Kurumu'nun ithal edeceği besilik hayvanlardan alıp ahırına koymayacaktır. Bu da hayvancılığı nasıl etkiler bilemiyorum. Onu da yaşayıp göreceğiz"

1200 DÖNÜM ARAZİMİN TAMAMINA YEM BİTKİSİ EKİYORUM

Diğer yandan hayvancılıkla ilgili yem giderleri konusunda önemli değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, yem bitkisi ekmeden sadece fabrika yemi ile hayvancılık yapmanın çok zor olduğunu söyledi. Kendisinden örnek veren Türkoğlu, 1200 dönüm arazisinin tamamına yem bitkisi ektiğini dile getiren Türkoğlu, “600 başlık besilik hayvanım var. Yem ihtiyacını tamamen ektiğim bu yem bitkilerinden karşılıyorum. Soya küspesinin dışında fabrika yemini neredeyse hiç kullanmıyorum" dedi.

BUĞDAY EKMİŞ OLSAM 50 BİN LİRA KAZANIRIM

Burada çarpıcı bir hesap yapan Türkoğlu, şöyle konuştu: “Eğer ben bu arazime yem bitkisi değil de buğday ekmiş olsaydım; ortalama 300 ton buğday kaldırdığımı düşünelim, bunun parasal karşılığı da 250 bin lira. 250 bin liranın da en az 200 bin lirası masrafa gider. Geriye 50 bin lira kalır. Yani ben yem bitkisi değil de arazime buğday ekmiş olsaydım 50 bin lira kar etmiş olacaktım.

50 BİN LİRA KAZANIRKEN 1 MİLYON LİRA GİDERİM OLUR

Arazime buğday ektiğim için 600 baş hayvanı da mecburen fabrika yemi ile besleyecektim. Burada da nereden bakarsanız bakın yıllık yem giderim 1 milyon lirayı bulacaktı. Bir tarafta 50 bin lira kar diğer tarafta 1 milyon lira gider. Hem kendimiz için hem de ülkemiz için hesabımızı çok iyi yapmamız gerekiyor"

İTALYAN RYEGRASS VE SİLAJLIK YEM ŞALGAMI

Türkoğlu, ekimini yaptığı yem bitkileri hakkında da şunları kaydetti: “Yem bitkisi olarak İtalyan Ryegrass ve silajlık yem şalgamı ekiyorum. Yoncadan daha besleyici ve daha fazla yağ, protein var. Bunun yanında 5 çeşit yaban mera otunu çağrıştıran otlar ekiyorum. Bunun da protein değeri çok yüksek. Bu karışık ottan yiyen hayvana yem bile vermeye gerek kalmıyor"