Habertürk yazarlarından Damla Çeliktaban, halk arasında NBŞ olarak bilinen mısır şurubunun zararlarının saymakla bitmediğine dikkat çekti. Mısır şurubundan yapılmış ürünleri tüketmemesi konusunda bir anne olarak çocuğuna karşı verdiği mücadeleyi de yazısında paylaşan Çeliktaban, “Doğduğundan beri oğlumu paketli gıdalardan uzak tutmaya çalışıyorum. Kutuda meyve suyu, krakerler, cipsler filan derken başarılı oldum sayılır ama çikolata, şeker, bisküvilere gücüm tam da yetmiyor. Etiket hafiyeliği konusunda epeyce geliştim. Ne zaman paketli bir şey almaya mecbur kalsam etiketini didikliyorum" dedi.

EN KORKUNCU MISIR ŞURUBU!

Çeşit çeşit katkı maddeleri arasında kendisine en korkunç gelenlerden birisinin NBŞ (glikoz, fruktoz şurubu veya mısır şurubu ya da nişasta bazlı şeker) olduğunun altını çizen Çeliktaban, “Etikette bunu görürsem bizim oğlana, 'Bu sağlımız için zararlı, yiyemeyiz' diyorum. Hatta geçenlerde bir uçak seyahatinde servis edilen 'ev usulü' kekin etiketin yazdığı için Uzay'ı ağlatmak pahasına yemesine izin vermedim. Abartıyor muyum sizce? Hiç sanmam." İfadelerine yer verdi.

ZARARLARINI ŞÖYLE SIRALADI

Mısır şurubunun, doğal şekerden çok daha ucuz olduğu ve daha fazla dayandığı için üreticiler tarafından tercih edildiğini bildiren Çeliktaban, NBŞ yani mısır şurubunun zararlarını şöyle sıraladı:

“Bu maddeyi karaciğerimiz algılayamıyor ve bu yüzden beyne tokluk hissi gönderemiyor. Bu da insanda sürekli yemek yeme ihtiyacı uyandırıyor. Ayrıca karaciğerin içinde parçalanıp enerjiye dönüştüremediği için vücut bunu yağ olarak depoluyor. Mısır şurubu tokluk hissi yaratmamanın yanı sıra obezite, diyabet, kalp rahatsızlıkları, pankreas kanseri, kolesterol gibi birçok hastalığa giden yolun başında duruyor. Çocuk Hastanesi Oakland Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada, bağırsakların glikoz şurubunu emmek için daha fazla enerji harcadığı, bu enerjiyi de bağırsağın bütünlüğünü korumak için kullandığı enerjiden aldığı bulundu. Bu durumun kolit gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olduğu ortaya çıktı"

BAKLAVA ALIRKEN MUTLAKA SORUN!

Mısır şurubunun sadece paketli gıda üreticileri tarafından değil tatlıcılar ve pastanelerde de kullanıldığı uyarısında bulunan Çeliktaban, bundan dolayı kendisinin baklava alırken mutlaka içinde 'mısır şurubu' var mı diye sorduğunu kaydetti.

ASIL SKANDAL KOTA ARTIŞLARINDA YAŞANIYOR

Mısır şurubunda yaşanan asıl skandalın ise kota artışlarında yaşandığını vurgulayan Çeliktaban, buradaki çelişkiye “Bilim zararlı diyor, yasa artırıyor" şeklinde tepki gösterdi. Haziran ayı başında Bakanlar Kurulu tarafından 2014-2015 yılında nişasta kökenli şekerler için 250 bin ton olarak belirlenen kotanın yüzde 30 oranında artırıldığını hatırlatan Çeliktaban, şunları kaydetti:

“Şeker-İş Sendikası'nın verilerine göre, Avrupa'da kişi başına 1 kg'nin altında NBŞ düşerken Türkiye'de bu miktar 4 kg'yi de geçiyor. Fransa, Hollanda ve İngiltere'de NBŞ hiç üretilmezken Almanya'da bu oran pancar şekerinin yüzde 1.9'unu geçemiyor. Buna göre, 300 milyon kişilik olan 15 AB ülkesinde toplam 300 bin ton olan NBŞ üretim izni, 70 milyonluk Türkiye'de 325 bin tona yükseldi. Velhasıl sigara, obezite, alkol gibi insan sağlığına zararlı maddelere savaş açmış gibi görünen yöneticilerimiz, konu NBŞ'ye geldi mi cömertçe kotaları artırıyor. Bize de yurtdışından işlenmemiş şeker sipariş etmek, çocuğumuza sürekli 'onu yiyemezsin, bunu yiyemezsin' demek düşüyor"