Milli Gazete'den Muhammet Vefa'nın haberine göre, Gıda Takviyesi Beslenme Derneği (GTBD) ile Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırma Derneği (GİFT) tarafından düzenlenen “2'nci Tarım Gıda ve Beslenme Politikaları Zirvesi"nde, Türkiye'nin gıda sorunları başta olmak üzere tarım ve hayvancılıkta yürütülmesi gereken politikalar masaya yatırıldı. Uluslararası alanda geniş bir katılımın olduğu zirvede, iklim değişikliğinin su kaynakları ve tarımsal verim üzerindeki etkisi ile iklim değişikliğinin akılı teknoloji kullanımı konularının ele alındı. Öte yandan Türkiye'nin gıda haritasına ilişkin önemli bilgiler de paylaşıldı.

ÇUKUROVA'DA KURAKLIK BEKLENİYOR

Zirvede konuşan Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Doğru, dünya genelinde suyun yüzde 70'inin tarımda kullanıldığını belirterek, susuz bir tarımın düşünülmeyeceğinin altını çizdi. Doğru, “Suyu çok iyi kullanmalıyız. Suyu israf etmemiz gerekiyor. 2050 yılında Çukurova'da büyük bir iklim değişikliğinin olacağını düşünüyoruz. Çukurova Türkiye'nin en büyük tarım illeri arasında yer alıyor. Suriye ve Irak'ta yaşanan kuraklığın bölgemize kayacağını düşünüyoruz.

Söz konusu durumdan dolayı, Çukurova'yı destekleyen Seyhan ve Ceyhan'daki suyun azalacağı ifade ediliyor. Su düşüklüğünün bölgede yaşanması halinde bölge tarımına büyük zarar verecektir. Bu nedenle bölgede suyu israf etmeyecek çiftçi yetiştirmeliyiz. Tarımın sürdürülebilirliği için kamuya ihtiyaç var. Bu konuda kamunun etkili olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

EKİLMEYEN TARLALARIN EKİLMESİ GEREKİYOR

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği (TDSYMB) Kamil Özcan, iklim koşullarından dolayı doğada değişimin yaşandığını belirterek, “Doğa eski doğa değil. Eskiden bir saat yağmur yağdığında hiç bir şey olmuyordu. Şimdi beş dakika yağmur yağdığında sel oluyor. Bu bizim bilinçsiz doğayı kullanmamızdan kaynaklanıyor. Bunu ele almamız gerekiyor. Öncelikle hayvan varlığımızı da artırmalıyız. Ekilmeyen tarlaların ekilmesi gerekiyor. Kırsallar boşaldı. Orada yaşayan insanları desteklememiz lazım. Geri dönüşe doğru gittiğimizde ülkenin ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyorum" dedi.

ÇİFTÇİ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Abdülkadir Küllahçıoğlu, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektörün tarım olduğuna dikkat çekerek, “Tarım bilimsel yöntemlerle yapılmalıdır. Verim ve kalite azalma olursa, ihracatımız azalır ve ithalat artar. Nüfus devamlı olarak artıyor. Bu nüfusu destekleyecek sürdürülebilir tarıma geçmemiz gerekiyor. Çiftçinin emeğini karşılığını alması gerekiyor. Tabi, sanayicinin istediği ürünün üretilmesi de gerekiyor.

Sanayicinin istediği ürün ise yurt dışıyla rekabet etmesi gerekiyor. Bunun temelinde dengeli bir fiyat oluşturulması gerekiyor. Ülkemizde bunu Toprak Mahsulleri Ofisi yapıyor. Bizde borsalar aracılığıyla bunu yapıyoruz. Sektörde ürün girdisinin aynı kalitede olmalıdır. Makarna sektöründe maalesef bu olmuyor" değerlendirmesinde bulundu.

TMO, MERKEZ BANKASI KADAR ÖNEMLİDİR

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Karakuş, Türkiye'nin 1983'ten serbest ekonomi modeline geçtiğini belirterek, söz konusu durumla ilgili Hükümettin kafa karışıklığını yaşadığına dikkat çekti. TMO'nun piyasayı düzenlediğini ve çiftçinin malını satılması için 'lisanslı depoculuk' adı altında koruduğunu ifade eden Karakuş," TMO bunu yaparken de ihracatını da yapıyor. Bu durumdan dolayı da piyasadan çekilmek durumunda da kalıyor. Bundan 10 yıl önce arpa, buğday alarak ihtiyacını karşılayan TMO, bugün toplu almak istiyor. Bunu yapması karmaşaya neden oluyor.

Bu TMO'nun iradesinin dışında bir karar kılıyor. Dolaysıyla bir karmaşa çıkıyor. Söz konusu durumda devletçi bir yönetimin ağır bastığını düşünüyorum. Devlet öncülüğünde kararlar alıp uygulaması gerekiyor. TMO, Merkez Bankası kadar önemlidir. Üretici ektiği üründen, aldığı verimden memnun değil. Halk ve havza bazlı model Türkiye için çok önemlidir. Hangi bölgede ne ekeceğini iyi bilmemiz gerekiyor. Bunun etkisi ortaya çıkıyor. Türkiye tarım alanlarında bilimsel teknikleri kullanması gerekiyor. Sulama bilinçli yapılmalı ve biyoteknolojiye geçmelidir" şeklinde konuştu.

TARIMDANHABER