Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2015 yılı 'Pamuk Raporu'nda Türkiye'de pamuk üretiminde karşılaşılan sorunlar başlıklar halinde sıralandı. Raporda, bu sorunlara karşı çözüm önerileri de ortaya kondu.

Raporda, pamuk üretiminde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri şöyle sıralandı;

PAMUK TÜKETİMİ ARTTI AMA ÜRETİMİ AYNI HIZLA ARTMADI

Ülkemizde pamuk üretimi ihtiyacı karşılama konusunda yetersizdir. Ülkemizde özellikle 1990'lı yıllardan sonra tekstil sektörünün gelişimine paralel olarak pamuk tüketimi hızlı bir artış eğilimi göstermiş ancak üretimde aynı artış hızı yakalanamamıştır.

EKİM ALANLARI DARALDI

Bunun aksine sınırlı orandaki üretim artışı verim artışına bağlı olarak gerçekleşmiş, ekim alanları ise daralmıştır. 2015/16 sezonunda lif pamuk üretiminin, tüketimi karşılama oranı % 49 olarak tahmin edilmektedir.

TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK PAMUK ÜRETİCİSİ VE İTHALATÇISI ÜLKELERİ ARASINDA YER ALIYOR

Son yıllarda ülkemizde lif pamuk üretimi azalırken tüketimin artışı, yüksek miktarlarda pamuk ithalatı yapılmasına neden olmaktadır. Türkiye dünyanın en büyük pamuk tüketicisi ve ithalatçı ülkeleri arasında yer almaktadır. Özellikle dünya pamuk fiyatlarının yüksek olduğu yıllarda pamuk ihtiyacımızı karşılamanın maliyeti de yüksek olmaktadır. Son yıllarda pamuk ithalatımız 800 bin tonu aşmaktadır.

GİRDİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ ÜRETİMİ TEHDİT EDİYOR

Türk pamuğunun üretiminde maliyet sorunu vardır. Pamuk üretiminde ülkemiz verimliliği oldukça yüksek olmasına rağmen, girdi fiyatlarının artışı üretimi azaltmakta, sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Girdi fiyatları, küçük işletme yapısının getirdiği sorunlar, işçilik giderleri, tarıma yönelik mal ve hizmetlere uygulanan vergi oranları üretici için önemli maliyet unsurlarıdır.

DESTEKLER ÜRETİMİ TEŞVİK ETMİYOR

Ülkemizde pamuk üretiminde önemli ölçüde destekleme primi verilmektedir. Ancak, söz konusu destek miktarları, girdi maliyetlerini karşılayarak pamuk üretimini karlı hale getirme ve teşvik etme yönlerinden rakip ülkelere göre yetersiz kalmaktadır.

PRİM HAK EDİŞLERİNDE EVRAKLAR ÜRETİCİYİ ZORLUYOR

Bunun sonucu olarak, son yıllarda özellikle Ege ve Çukurova gibi pamuk üretimine elverişli alanlarda başka ürünlerin tercih edilmesi üretimdeki düşüşün en önemli nedenleri arasındadır. Buna ek olarak, pamuk prim hak edişlerinde, çiftçilerden istenen evrakların tamamlanmasındaki güçlükler ve prim miktarlarının geç açıklanması gibi sorunlar üreticileri olumsuz etkilemektedir.

ABD VE AB PAMUK ÜRETİMİNİ VE TİCARETİNİ YÜKSEK ORANDA DESTEKLİYOR

Pamuk piyasası, dünyada en fazla ve değişik müdahalelere maruz kalan piyasalardan biridir. Müdahaleler hem pamuk arzına hem de pamuk talebine yapılmaktadır. Özellikle ABD ve Çin'in stratejik davranışlarının belirgin bir etkileyiciliği ve belirleyiciliği bulunmaktadır.

Bunlara bağlı olarak pamukta dış ticaret ve kur politikalarından kaynaklanan sorunlar Türkiye'yi ciddi şekilde etkilemektedir. DTÖ, ICAC gibi uluslararası kuruluşların pamuk sektörünü olumsuz etkileyen hükümet önlemlerin kaldırılması yönündeki kararlarına rağmen ABD ve AB pamuk üretimlerini ve ticaretini yüksek oranda desteklemeye devam etmektedir.

TÜRK PAMUĞU HERHANGİ BİR DIŞ TİCARET ARACI İLE KORUNMUYOR

Bu ülkelerde üretim maliyetlerinin düşük, desteklemelerin yüksek olması pamuk fiyatlarında 2009/10 dönemine kadar uzun bir peryod süresince düşüşe neden olmuştur. Sonuç olarak, bu ülkelerin uyguladığı ihracat politikaları (sübvansiyonlu ithalat-ABD GSM kredileri) ve Türkiye'de pamuğun herhangi bir dış ticaret aracı ile korunmaması yerli üretimi tehdit etmektedir.

ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİ ZAYIFLADI

Türkiye'de üretici örgütlerinin zayıflaması pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığının önemli bir nedenidir. Pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan ve Tariş Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik'in pamuk piyasasındaki etkinlikleri, finansman imkanlarında yaşanan sorunlardan dolayı azalmıştır.

ÇİFTÇİ ÜRETİMİ DAHA KOLAY ÜRÜNLERE YÖNELİYOR

Üretimi daha kolay olan çekirdeksiz kuru üzüm, mısır ve ayçiçeği gibi ürünlerin fiyatlarının nispeten yüksek oluşması ve bu ürünler için verilen destekler pamuk üretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Pamuk ekilen alanlarda söz konusu ürünlere geçilmesi nedeniyle, pamuk üretiminde, iç talebi karşılayacak miktarda artış sağlanamamaktadır.

STANDARDİZASYON ÖNEMLİ BİR SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR

Pamukta standardizasyon ve kalite kontrolü ile kirlilik (kontaminasyon) halen önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu sorunların devam etmesi pamuklarımızın iç ve dış piyasa değerini düşürmekte ve ithal pamukların tercih edilmesine neden olmaktadır.

ÇOK PARÇALI ARAZİ YAPISI MALİYETLERİ YÜKSELTİYOR

Ülkemizde pamuk alanlarında ortalama 70 dekar düzeyindeki küçük ve çok parçalı arazi yapısı, pamuk üretiminin ekonomik işletme yapısına dönüşümünü ve makineli hasadın yaygınlaşmasını engellemektedir. Yüksek verim ve kaliteye rağmen küçük ölçek yapısı maliyet dezavantajına neden olmaktadır.

PAMUKLA İLGİLİ BÜTÜNCÜL POLİTİKA GELİŞTİRİLEMİYOR

Pamuğun tarla aşamasında tarım ürünü, işlenmesi açısından sanayi ürünü olarak değerlendirilmesi ve pazarlama yönü gibi çok boyutlu yapısı, pamukla ilgili bütüncül politika üretiminde sorunlara yol açmaktadır.

DÜNYADA ARTAN STOKLAR TÜRKİYE'DE FİYATLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Artan dünya pamuk stokları sorunu, önümüzdeki süreçte pamuk sektörünü en çok etkileyecek hususlardan biri olmaya devam etmektedir. Uzun yıllardır artış eğiliminde olan dünya pamuk stokları, küresel ekonomik krizin ardından tekrar hızlı bir artış eğilimine girmiştir. Dünya pamuk üretiminde bu sezon hariç 5 sezonluk art arda arz fazlası dönemi, tekstil sektöründeki pazarlama sorunları, uluslararası ticaret hacminde daralmaya yol açan ekonomik krizler gibi faktörler, çoğunluğunu Çin'in elinde bulundurduğu 20 milyon tonu aşan pamuk stoklarına neden olmuştur. Bu durum pamuk fiyatlarını olumsuz etkilemektedir.


ÇÖZÜM ÖNERİLERİ


ÖNCELİKLE STRATEJİK BİR ÜRÜN VE ÜRETİM OLARAK BENİMSENMELİ

Ülkemizde pamuk üretim ve tüketiminin ekonomideki stratejik yeri ve önemi dikkate alınarak, pamuk üretimi tüketimi karşılayacak bir seviyeye getirmek hedeflenmeli, buna göre politikalar geliştirilmelidir. Özellikle yüksek verim ve kalitede üretim yapılabilen bölgelerde ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır. Pamuk üretimi, sadece tarımsal üretim olarak değil; ülkemizde en büyük ihracatı gerçekleştiren ve en büyük istihdam yükünü çeken sektör olarak tekstil sektörüne hammadde temini bağlamında; “ülkemiz için stratejik bir ürün/üretim" olarak benimsenmelidir.

2000'Lİ YILLARDAKİ EKİM DÜZEYİ BİRAN ÖNCE YAKALANMALI

Ülkemizin pamuk tarımında şuan sahip olduğu verim düzeyiyle 1995-2000 yılları arasında gerçekleşen (ortalama 730 bin hektar) ekim düzeyi bir araya getirebilirse ülke lif pamuk üretimimiz 1,3-1,4 milyon ton seviyelerine kadar çıkabilecek ve tüketimin büyük kısmı iç kaynaklardan karşılanarak ithalat azaltılabilecektir. Bu nedenle ithalat maliyeti yüksek ve yıllara göre değişken olan pamuğun ülke içinde yeterli seviyede, ihtiyaca uygun ve kaliteli olarak üretimi artırılmalıdır.

PAMUK DESTEKLERİNDE DÜNYA FİYATLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI

Türk pamuğunun yüksek maliyet sorununun çözülmesi ve bu yolla üretimin artırılması ve dünya fiyatlarıyla rekabet edilebilmesi için pamuk politikaları yeniden değerlendirilmelidir. Pamuk destekleme primlerinin tespitinde rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alınmalıdır.

DESTEKLER ÜRETİM ÜZERİNDE ETKİLİ HALE GETİRİLMELİ

Ülkemizde pamuk üreticilerine verilen doğrudan destekler (fark ödemesi desteği) yüksek seviyelere ulaşmıştır. Ancak desteklerin üretim üzerinde etkili hale getirilmesi gerekmekte, bu durum sadece prim artışlarıyla sağlanamamaktadır.

Bu nedenle verilen desteklerin üretim maliyetini düşürücü tedbirlerle desteklenmesi gerekmektedir. Gübre, mazot, tarımsal sulamada kullanılan elektrik gibi tarımsal girdi fiyatlarının düşürülmesi, girdiler üzerindeki KDV gibi vergilerin makul bir seviyeye çekilmesi gibi tedbirler Türk pamuğunun dünya koşullarında rekabetçi bir yapıya kavuşmasını sağlayabilecektir.

VERİM VE KALİTEYE SAHİP OLAN ALANLARDA EKİMİ YAPILMALI

2011 yılından itibaren uygulanan havza bazlı destekleme modelinin etkin bir şekilde takibi ve uygulanması sağlanmalıdır. Bu bağlamda pamuk üretiminde daha çok verim ve kaliteye sahip olan alanlarda ekimin artırılması için çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır. Bu durum ülke içinde milli gelir artışı, istihdam artışı, dış ticaret açığının olumlu yönde etkilenmesi ve yerli sanayi için hızlı hammadde tedariki gibi birçok husus için büyük önem taşımaktadır.

PAMUKTA KİRLİLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Pamukta kirliliğin önüne geçilmeli, kaliteli üretim artırılmalı, lisanslı depoculuk sistemi yaygınlaştırılmalı ve tek balya standardizasyonuna geçilmelidir. Standardizasyon sisteminde Pamuk balyalarından alınan örnekler yüksek kapasiteli gelişmiş HVI (High Volume Instrument) sistemi ile teçhiz edilmelidir.

HVI sınıflandırma sistemi geleneksel eksper derecesi ve elyaf uzunluğu, mukavemeti, elyaf tecanüsü, micronaire, çepel ve renk gibi elyaf özelliklerinin alet ile ölçülmüş sonuçlarını içermektedir. Bu şekilde balyanın gerek borsada parasal kıymet takdirinde gerekse iplik olma, dokuma ve boyama gibi işlemlerde sınıflandırılması ve değerlendirilmesi kolaylıkla yapılmaktadır. Destekleme sisteminde kaliteyi artıracak, tek balya standardizasyonuna geçişi teşvik edecek uygulamalara yer verilmesi önemli bir husus olarak değerlendirilmelidir.

KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN PAMUK SEKTÖRÜNDEKİ ETKİNLİKLERİ ARTIRILMALI

Pamuk üretim ve pazarlama yapısının güçlendirilmesi ve istikrarlı hale getirilmesi için pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan Tariş Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik'in idari ve mali yapılarının düzeltilmesine yönelik olarak son dönemde yapılan yasal düzenlemelere ek olarak birlikler için sürdürülebilir rasyonel bir finansman modeli geliştirilmeli, kooperatif ve birliklerin pamuk sektöründeki etkinlikleri artırılmalıdır.

İTHALATTA ALTERNATİFLER DÜŞÜNÜLMELİ

Pamuğun ülke içi üretiminin tüketimi karşılayacak seviyeye gelene kadar, ithalatın daha düşük bedellerle gerçekleştirilmesi için alternatiflerin değerlendirilmesi, göz önüne alınması gereken bir husustur.

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI ÜYESİ ÜLKELERLE PAMUK TİCARETİ CANLANDIRILMALI

Türkiye'nin yıllar itibariyle yarısından fazlası ABD'den yapılan pamuk ithalatının, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi olan pamuk üreticisi ülkelere doğru kaydırılabilmesi, Türkiye'nin daha ucuz hammadde temin etmesini sağlayacak önemli bir girişim olarak gündeme alınmalıdır.

Bu nedenle İİT üyesi ülkelerle pamuk ticaretinin artırılması ve bunun için Türk tekstil sanayicisinin tercih ettiği pamuk standartlarını söz konusu ülkelerde sağlayacak plan ve projelerin bu ülkelerle karşılıklı olarak hayata geçirilmesi, hatta daha ileri gidilerek bu ülkeler ile Türkiye arasında, İslam Kalkınma Bankası üzerinden kullanılacak krediler vasıtasıyla, ABD ile Türkiye arasında var olan ticaret sistemine (sübvansiyonlu ithalat- GSM Kredileri) benzer bir yapı oluşturulması, Türkiye'nin pamuk ile ilgili hedefleri arasında olmalıdır.

YERLİ SANAYİNİN YERLİ HAMMADDE KULLANIMI DESTEKLENMELİ

Üretimin tüketimi karşılayacak seviyeye getirilmesi hedefine paralel olarak, yerli sanayicinin yerli hammadde kullanımının desteklenmesi, yurt içindeki pamuk fiyatlarını da olumlu etkileyecek ve ithalatın azaltılması sağlayabilecek adımlar arasında sayılabilir.

TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİNİN MAKİNA PARKLARI DESTEKLENMELİ

Pamuk toplama işçiliğindeki yüksek fiyat ve işçi bulmada yaşanan sıkıntıların devam etmesi nedeniyle makineli hasada geçiş zorunlu hale gelmiştir. Tarım arazilerinin toplulaştırılması ve tarım satış kooperatifleri ve birlikleri ile diğer üretici örgütlerinin, makineli hasat konusunda üreticiye öncülük etmesi ve gerekli makine ve ekipmanı sağlaması önem taşımaktadır. Birliklerin bünyesinde makine parklarının kurulması ve bu yönde birliklerin desteklenmesi, sorunun giderilmesinde bir yöntem olabilmektedir.

BİRLİKLERE MAL TESLİMİNDE OLUŞAN UZUN KUYRUKLARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Ülkemizde pamuk hasadı sonrası birliklere mal teslim etme sırasında uzun kuyruklar oluşmakta, kütlü pamuğu saklamada depo sorunu ortaya çıkmaktadır. Hasat edilen pamuk “modüle builder" adı verilen aletlerle sıkıştırılmalı ve böylece taşımada ve depolamada kolaylıklar sağlanmalıdır. Kullanımı kolay olan “Modüle Builder" aletinin ülkemize getirtilmesi ile zaman ve yerden kazanç sağlanacaktır. Çırçır fabrikalarında makineli hasada uygun ön temizleme ekipmanlarının kurulması sağlanmalıdır.

ALTERNATİF ÜRÜNLER BİR PARİTEYE BAĞLANARAK DEĞERLENDİRİLMELİ

Alternatif ürünler olarak mutlaka pamuk, mısır buğday ve soya birlikte ve bir pariteye bağlanarak değerlenmelidir. Alternatif ürünlerin ülke için yarattığı katma değer hesaplamalarında yurt içinde oluşan borsa fiyatları değil, uluslararası piyasa fiyatları baz alınmalıdır ve destekleme primleri bu kapsamda oluşturulacak bir parite esasına göre belirlenmelidir.

PAMUK DESTEKLERİ EKİM YAPILMADAN ÖNCE AÇIKLANMALI

Pamukta destekleme prim ve politikaların, son dönemde olduğu gibi üreticiler tarafından ekim yapılmadan önce açıklanması ve ödemelerinin de aynı dönemde yapılması, hatta desteklerin çok yıllı olarak belirlenmesi üretimde önceden belirlilik, istikrar ve üretimi teşvik açısından önem arz etmektedir.

GDO'SUZ TÜRK PAMUĞU İMAJI TÜM SEKTÖR PAYDAŞLARINCA BENİMSENMELİ

GDO'suz Türk pamuğu imajı tüm sektör paydaşlarınca benimsenmelidir. Bunun yanında özellikle gelişmiş ülkelerde organik pamuktan yapılan tekstil ürünlerinin tercih edilmesi sebebiyle, organik pamuk üretimi teşvik edilmeli ve artırılmalıdır.

SORUNLARA BÜTÜNSEL YAKLAŞIMLA BAKILMALI

Pamuğun genel durumunun, tekstil sektörü (iplikçi, dokumacı, konfeksiyoncu, modacı) üretici, tüccar, çırçırcı, pamuk yağı üreticisi, ihracatçı, ithalatçı, tüketici gibi geniş bir kesimi ilgilendirmesi sebebiyle, pamuk sektörüyle ilgili politikaların oluşturulması ve sorunların çözümü konusuna bütünsel yaklaşımlarda bulunma kapasitesi geliştirilmelidir.

REKOLTE TAHMİNLERİ BİLİMSEL YOLLARLA YAPILMALI

Pamuk rekolte tahmin çalışmaları ulusal düzeyde uydu kontrollü olarak tamamen bilimsel yollarla yapılmalı ve üretim sezonu sonunda yıllık rekolte değerleri açıklanmalıdır.

TARIMDAN HABER