Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, çiftçilerin üretim sonrası süreçte yaşadığı dramı rakamların ötesinde bir boyuta taşıyan derinlemesine bir analiz paylaştı. Kahveci, 2024 yılında çiftçilerin pazarlama için harcadığı 103,381 milyar TL’lik nakit giderin, görünen maliyetten çok daha fazlasını ifade ettiğini belirtti.
Çiftçiler, 2024 yılında ürettikleri tarımsal ürünleri pazarlamak için 103,381 milyar TL harcama yaptılar. Pazar bulma ve pazarlama giderleri toplam tarımsal maliyetin yüzde 2,25'ini oluşturdu.
Bu gider kalemi de çiftçinin doğrudan nakit ödediği giderler arasında yer aldı. Bu nedenle, çiftçiler pazar bulma için harcadıkları tutarı %4,25 olarak algıladılar.
Kahveci, "Pazarlama, ürünün üretim süreçlerinden sonraki aşama olmakla beraber, finansman sıkıntısı çeken çiftçilerimiz ürünlerini bazen hasatla birlikte, bazen de hasat sonrası, pazarlama giderlerine karışmadan satmaktadırlar. Bu şekildeki satışlar, pazarlama giderlerinin ürün fiyatına yansıması ile aslında pazarlama maliyeti ayni olarak daha fazlasıyla ödenmiş olmaktadır. Üstelik, görünmeyen bu şekildeki ayni ödemenin yanı sıra, ayrıca, pazarlama giderinin faizini de fazlasıyla ödemektedirler"
Kahveci, pazarlama giderlerinin, toplam maliyet giderleri içinde düşük bir yer tutuyor olsa da bu aşamayı çiftçilerin "Takadının kesildiği" nokta olarak değerlendirdi.
Kahveci'nin paylaşımında dikkat çeken başlıklar şöyle...
Kamusal denetim bulanıklaşınca çiftçi yalnız kalıyor
Pazarlama aşaması, "kamusal regülasyon otoritelerinin bulanıklaştığı" durumlarda, çiftçilerin tarlalarından, ahırlarından çıkamaz hale geldiği, borç ve giderleri ile yüzleştiği aşamadır.
Çiftçiler bu aşamada, toplumsal olarak "görünür" hale gelirler. Tüccar, esnaf, komisyoncu, tedarikçi, alivreci, süt toplayıcı, cambaz, kamyoncu, tırcı, traktörcü, mezbahacı kısacası kendinden başka her şey olmak zorundadırlar.
En önemlisi ise bir bankacı, iktisatçı ve finansçı gibi finansal okuryazar olmak durumundadırlar. Oysa 6-9 aylık bir dönemde o sadece kendi başına, tarlasında, ahırında, bahçesinde, kümesinde binbir meşakkatle ürününü üretmek derdindeydi.
Ve ne yazık ki; Kamusal regülasyon ya da kamusal hakem rolü yoksa, "şimdi sudan çıkmış balık gibi" yukarıdaki mesleklerin her birini ayrı ayrı deneyimlemek zorunda kalacak/kalıyor.
Peki sizce, buna olanak var mı?
Peki sizce, çiftçi ne suç işledi ki bu kadar meslek sahibi olmak zorunda?
Sonuç: Bizler ve medya unsurları, bu döngüselliği ve çaresizliği anlamadan ne gıda tedarik zincirlerinin oluşumunun sakatlığını,
Ne tedarik zincirlerinin keyfiliğini,
Ne kamusal hakem rolünü ve regülasyon gücünü,
Ne de raftaki fiyatın neden yüksek olduğunu anlayamayız.
Zaten anlamıyoruz!




