Edirne Ziraat Odası Genel Sekreteri, Yüksek Ziraat Mühendisi Cengiz Küçükduvan, söz konusu durumla mücadele edilmemesi halinde üreticinin yüzde 50 verim kaybı yaşayabileceğine dikkat çekerek, "Üreticimiz bu dönemde kök boğaz ilaçlamasını ihmal etmesin, aynı zamanda da kalsiyum ve silisyum içerikli bitki besleme içeriklerini tercih edebilir" dedi..

Hudut Gazetesi'nden Olgay Güler'in haberine göre, kış ayının kurak ve mevsim normallerinin üstünde sıcaklıklarla geçtiği Edirne’de, üretici de büyümeyi desteklemek adına fazladan azot gübresi atınca buğdaylar daha başak vermeden aşırı büyüdü ve üründe yatmalar ile kök boğaz hastalığı oluşmaya başladı.

Geçtiğimiz yaz ayının oldukça kurak geçtiği Edirne’de, üretici buğdayını kuru toprağa ekti. İlerleyen süreçte mevsimsel yağışlarla yüzü gülen çiftçi, kış ayının kurak ve mevsim normallerinin üstünde sıcaklıklarla geçmesiyle tedirginlik yaşadı. Üretici, büyümeyi desteklemek adına ürününe önlem amaçlı fazla azot gübresi atınca, sıcak havanın da etkisiyle buğdaylar bu kez erken gelişim dönemine girdi ve daha başaklanmadan aşırı büyüdü. Normalinden erken dönemde büyüyüp boylanan buğdayda bazı tarlalarda hem yatma hem de kök boğaz hastalığı baş gösterdi.

FAZLA GÜBRE FAZLA VERİM DEĞİLDİR

Yaşanan gelişmenin ardından Edirne Ziraat Odası, sosyal medya hesabından üreticilere uyarılarda bulundu. Ürüne yapılan uygulamada iklimlerin değiştiğinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, “Maalesef ki artık iklimler değişti, kışlar artık eski kışlar değil, soğuk yok, kar yok bu nedenle yapmış olduğumuz uygulamalarda bunları göz önüne almamız gerekmektedir. Unutmayalım ki buğday kışlık bir bitkidir, bırakalım uyusun. Erken dönemde gübre atıp bitkiyi uyandırırsak ve sıcak havayla bu azotlu gübre hızla bitkimizin yeşil aksamının arttırarak boya gitmesini sağlayacaktır.

Üstüne gelen yağış ve fazla azot da kök boğaz hastalıklarını tetikleyecektir. Sonuç olarak sağlıksız hızlı büyüyen, Mart başında daha başağı görmeden şimdiden yatan buğday tarlaları oluşacaktır. Unutmayalım ki fazla gübre fazla verim değildir, fazla tohum kullanımı fazla verim değildir, bol yeşil aksam fazla verim değildir. Tam tersine bunlar ekonomik olarak bizlere kayıptır. Azotlu gübre iklim şartlarına göre doğru zamanda ve bölünerek kullanılmalıdır” denildi.

ÖNÜNE GEÇİLMEZSE VERİMİ YÜZDE 50 ETKİLER

Konuyla ilgili konuşan Edirne Ziraat Odası Genel Sekreteri Yüksek Ziraat Mühendisi Cengiz Küçükduvan, üreticinin mutlaka kök boğaz ilaçlamalarını ihmal etmemesi gerektiğini anlattı. Küçükduvan, “Çiftçilerin özellikle böyle yıllarda kök boğaz ilaçlamalarını ihmal etmemesi gerekiyor. Üreticimiz hastalığı gördükten sonra ilaç atmayı daha çok tercih ediyor. Biz mühendisler olarak koruyucu amaçlı ilaçlamanın yapılmasından yanayız. Eğer hastalık erken dönemde yakalanırsa ve ilaçlama yapılırsa başarılı olunur. Eğer yoğun değilse verimi az etkiler. Eğer çok yoğun şekilde görülür ve önüne geçilmezse, yüzde 50’ye veren verim kayıplarına yol açabilir” diye konuştu.

Edirne'den deprem bölgesindeki üreticilere 353 ton yem desteği! Edirne'den deprem bölgesindeki üreticilere 353 ton yem desteği!

Üreticinin mutlaka ürünü kalsiyum ve silisyum içerikli ürünlerle desteklemesi gerektiğini dile getiren Küçükduvan, “Eğer bitki yapma yaptıysa, bitki besleme ürünlerinden özellikle kalsiyum ve silisyumun bitkilere uygulanması. Burada da üreticimiz azot içeriği olmayan ürünlerle tercih edip de uygulama yapması lazım. Zaten bizim bitkimizi yatıran fazla azotlu gübreleme. Biz kalsiyumu da azot içerikli bir kalsiyum atarsak daha çok yatmayı tetikleriz. Yani üreticimiz bu dönemde kök boğaz ilaçlamasını ihmal etmesin, aynı zamanda da kalsiyum ve silisyum içerikli bitki besleme içeriklerini tercih edebilir” ifadelerini kullandı.