Samsun’un Çarşamba ilçesinde bulunan ve yaklaşık 14 yıldır üretim yapmayan Çarşamba Şeker Fabrikası, son yıllarda kamu kaynaklarının nasıl israf edildiğini gösteren çarpıcı bir örnek haline geldi. 2020 yılında yeniden faaliyete alınması amacıyla yaklaşık 5 milyon dolar yatırım yapılan fabrika, üretime geçemeden Cumhurbaşkanlığı kararıyla Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş’ye (MKE) devredildi.

MKE'nin yatırımları için başka bir arazi bulanamaz mıydı?

Bu devirde AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş ile Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ın etkili olduğu belirtilirken, bu devirden MKE’nin de memnun olmadığı kaydediliyor. MKE'nin yatırımları için bölgede çok rahat başka bir arazi bulunabileceği kaydedilirken, limana yakınlığı ile bilinen şeker fabrikasının geniş arazisinin bir çok yönden iştah kabartması bu devirde etkili olduğu vurgulanıyor.

TÜRKŞEKER ile MKE karşı karşıya geldi!

Başlangıçta Türkşeker yetkilileri, fabrikanın taşınmasının 15-20 milyon liraya mal olacağını belirterek MKE'yi ikna etti. Ancak sahaya inildiğinde gerçek maliyetin en az 150 milyon liraya ulaşacağı ortaya çıktı. MKE yetkilileri bu rakamı kabul etmeyince, tüm taşınma yükü yeniden Türkşeker’in üzerine kaldı.

Konya’da çiftçinin 8 polar pancar parasına bloke konuldu!
Konya’da çiftçinin 8 polar pancar parasına bloke konuldu!
İçeriği Görüntüle

TÜRKŞEKER'in 30 Nisan'da yaptığı ihale iptal edildi!

Türkşeker bu süreçte 30 Nisan’da bir ihale gerçekleştirdi. 136 milyon liraya sonuçlanan taşınma ihalesi kısa süre sonra iptal edildi. Ancak ihalenin neden iptal edildiği ise bilinmiyor.

Önce üretime alınmayan bir fabrika için milyon dolarlar harcandı, ardından bu fabrika 780 dönümlük arazisiyle birlikte MKE’ye devredildi. Şimdi de içindeki makinelerin sökülmesi, bazı parçaların hurdaya verilmesi için en az 150 ile 200 milyon lira daha harcanması gündemde.

Bugün bu kapasitede bir şeker fabrikasını sıfırdan kurmanın yaklaşık 150 milyon dolara mal olacağı belirtilirken, bu büyüklükte bir kamu varlığı hurdaya çıkarılarak yok edilme sürecine sokuldu. Üstelik bu yıkım için de kamu kesesinden yine milyonlar çıkacak.

Kamu kaynakları eriyor, hesap soran yok

Yaşanan bu süreç, Türkiye’de kamu yatırımlarının planlama, şeffaflık ve sürdürülebilirlik ilkelerinden ne kadar uzak yönetildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Önce kullanılmayan fabrikaya yatırım yapılıyor, sonra devrediliyor, ardından da sökülmesi için yüz milyonlar harcanıyor.

Bu durum sadece bir fabrika hikâyesi değil; kamunun plansızlıkla nasıl zarara uğratıldığının belgesi. Ve yine her zamanki gibi, olan kamu kaynaklarına oluyor.