Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından açıklan buğday fiyatlarına tepki gösteren Sarıbal, “Ülkemizde çeşit sayısındaki fazlalığa karşılık; buğday üretiminde belirgin bir artış sağlanamamıştır. Çünkü son 30 yıllık dönemde buğdayda verimlilik ve maliyet sorunlarını çözmek adına ciddi bir çaba gösterilmemiştir." ifadesini kullandı.

BUĞDAY ÜRETİMİ DÜŞÜYOR

Sarıbal, “Buğday üretimi 30 yıldır yerinde saymakta; üretim nüfusla aynı oranda artmadığı için dışa bağımlılık artmaktadır. 1988 yılında 53 milyonluk nüfusa karşılık 20,5 milyon ton buğday üretilmiş olup, kişi başına buğday üretimi 380 kg dolayındadır. 2016 yılında ise rekolte 20,6 milyon ton, ülke nüfusu ise 80 milyon olup kişi başına buğday üretimi ise ancak 260 kg olmuştur. Hükümet tarımda uyguladığı politikalarla üretim yerine ithalatı teşvik ediyor. Yani bir anlamda bize tarım ürünleri satan başka ülke çiftçilerini desteklemiş oluyor. Öte yandan tarımda kullanılan girdiler hem pahalı hem de dışa bağımlı. Buna karşılık ürün fiyatları ise düşük. Fiyatlar tüccar ve sanayiciyi korumaktan başka bir işe yaramıyor."

43 MİLYON TON BUĞDAY İTHAL EDİLDİ

AKP'nin tarım politikalarını eleştiren Sarıbal, şunları kaydetti:

“Türkiye AKP döneminde yaklaşık 43 milyon ton buğday ithal etmiş ve karşılığında 11 milyar dolar döviz ödemiştir. 2014 yılında 5,3 milyon tona ulaşan ithalat, geçen yıl 4,4 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Ekmeklik buğdayın alım fiyatı Tarım Bakanı Faruk Çelik tarafından ton başına 940 lira olarak açıklandı. 2016 yılında fiyat 910 lira idi. Çiftçi kuruluşları ve mensubu olduğum TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, yapmış oldukları çalışmalar sonucunda 2017 yılı buğday maliyetinin ton başına 1.100 lirayı aştığını tespit etmelerine rağmen, ekmeklik buğdayın TMO alım fiyatı Başbakan tarafından ton başına 940 lira olarak açıklanmıştır.

Buğday alım fiyatındaki artış oranı yüzde 3,3'de kalmıştır; oysa enflasyon oranı (TÜFE) yüzde 10,9'dur. Ayrıca buğdaya verilen ton başına 50 liralık destekleme priminde tam 9 yıldır artış yapılmamıştır. Bilindiği gibi enflasyonu düşürmek bahanesiyle buğday hasadı devam ederken gümrük vergilerinin düşürülmüştür. Çiftçisi hasat yaparken gümrük vergilerini düşürmek, üreticinin elindeki buğdayın fiyatlarını baskılamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Nitekim piyasada tonu 1.100 lira olan buğdayın fiyatları şu an 850 liraya kadar düşmüştür.

TARIMDA SORUN GİRDİ FİYATLARIN YÜKSEKLİĞİ

AKP döneminde tarımın en önemli girdilerinde; gübre, tarım ilacı, mazot, yem ham maddeleri gibi ithalata bağımlılık daha da artmıştır. Günümüzde tarımın, çiftçimizin en başta gelen sorununu yüksek girdi maliyetleri oluşturmaktadır. AKP döneminde buğday çiftçisinin temel girdileri olan tohumluk, gübre, mazot fiyatları yüzde 300-500 oranlarında artarken; buğday alım fiyatları bunun çok çok altında yüzde 200'de kalmıştır.

ÇÖZÜM DESTEKLEME POLİTİKALARI

Çözüm olarak buğday ekim alanlarında son yıllarda ortaya çıkan daralmanın üzerinde önemle durulmalı; çiftçi tarafından boş bırakılan tarlalar yeniden üretime kazandırılmalıdır. Ayrıca nadasa bırakılan alanların daraltılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Tarımın en önemli sorunu yüksek girdi fiyatlarıdır. Öncelikle mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı; diğer girdilerdeki vergi yükü azaltılmalıdır. Buğday alım fiyatları belirlenirken maliyetler göz önünde bulundurulmalı; 9 yıldan bu yana yerinde sayan destekleme primleri artırılmalıdır. Çözüm 'terbiye edici' ithalat politikasında değil, üretim maliyetlerinin düşürülmesinde, destekleme politikalarında ve daha da önemlisi üretim planlamasında aranmalıdır."

TARIMDAN HABER