Gıda, baharat, boya, ilaç, kozmetik ve parfüm olmak üzere bir çok alanda yaygın şekilde kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilere olan ilgi artarak devam etmektedir. Ancak günümüzde tıbbi ve aromatik bitkilerin pek çoğu doğadan yabani olarak toplanmaktadır. Dünyada sayısı 70000'den fazla olan tıbbi ve aromatik bitkilerin ancak % 1'den daha azı kültüre alınabilmiştir. Örneğin geleneksel tıbbın ve bitkisel ilaçların en büyük gelişme gösterdiği merkezlerden birisi olan Çin'in sahip olduğu 32000 kadar bitki türünden 5000 kadarının tıbbi ve aromatik değer taşıdığı, ancak bunlarda yaklaşık 1000 tanesinin yoğun olarak kullanıldığı ve sadece 150-100 kadarının kültürü yapılabildiği kaydedilmektedir.

YÜZDE 20'SİNİN GELECEĞİ TEHLİKE ALTINDA

Dünya ticaretinde arz edilen tıbbi ve aromatik bitki droglarının yaklaşık %99'u yabani olarak toplanan bitkilerden elde edilmektedir. Ancak şiddetli ve kontrolsüz bir şekilde yapılan toplamalar sonucunda tıbbi bitki türleri arasında %20'den daha fazlasının geleceği tehlike altına girmiştir. Örneğin Anadolu'da kardelen ve centiyan gibi endemik türler yok olma tehlikesindedir.

Her ne kadar CITES, BERN ve RIO gibi doğa ve türleri koruma yasaları varsa da, bu yasalar etkin olarak uygulanmamaktadır. Bu nedenle, bitki gen kaynaklarının korunmasında, doğadan yoğun olarak toplanan ve geniş pazarı olan bitki türlerinin tarımına geçilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Yabani bitkiler kültür bitkilerine göre daha fazla stres faktörlerine ve katı rekabet koşullarına maruz kalmalarından dolayı sekonder metabolit sentezini sürekli aktif halde tutarlar. Bu nedenle, yabani olarak toplanmış drogların etkili madde içeriği ve çeşitliliği kültür koşullarında yetiştirilenlere göre ekseriyetle daha fazladır.

Üstelik pestisit, gübre, hormon gibi kalıntı etkisi yüksek olan kimyasallara maruz kalmadıklarından çoğu kez organik kabul edilirler. İşte kültürüne göre yabanilerin talep edilmesinin asıl nedenleri de bunlardır; yüksek kalite ve doğal olmaları. Ancak kültüre alarak üretmenin yabani toplamaya göre birçok avantajı vardır; her şeyden önce belirli standartlarda ve kalitede üretim yapılır. Yüksek verim alındığından üretim maliyetleri düşer.

Üretimde iklime olan bağımlılık azalır ve üretim miktarı daha stabil olur. Hasat, kurutma, sterilizasyon, paketleme, depolama ve pazarlama gibi işlemler daha teknik yapılabilir ve tüketicilerin isteklerine ayarlanabilir. Monokültür koşullarında zararlı ve zehirli bitkilerle karışma ihtimali ortadan kalkar. İstenirse organik veya ekolojik tarım yapılarak sertifikalı ürün elde edilebilir ve klasik tarımın neden olduğu olumsuzluklar giderilebilir. Üstelik kültür koşullarında ıslah ve genetik çalışmaları yapılarak etkili madde içeriği ve drog verimi daha yüksek çeşitler geliştirilebilir.

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanım Alanları

Tıbbi ve aromatik bitkilerin günümüzde tarla ve bahçe tarımından park ve peyzaj düzenlemelerine kadar oldukça yaygın bir kullanım alanı vardır. Örneğin haşhaş tarla tarımında, çay bahçe tarımında, bazı kekik türleri yer örtücü olarak, biberiye çit bitkisi olarak, lavanta park bitkisi olarak, mercanköşkler kaya süsü olarak, ıtır balkon çiçeği olarak, fesleğen saksı içinde, kapari erozyon kontrolünde, ekinezya yol refüjlerinde, yasemin çardak örtüsünde, çöven kesme çiçek süslemesinde, çörek otu kuru çiçek amenajmanında yaygın olarak kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerden sadece birkaçıdır.

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Toplanması

Genelde elle toplama yapılmakla birlikte, tarımını yapan ülkelerde özel tarım ekipmanlarıyla toplama işlemi yapılmaktadır. Bir bitkisel drogun biyoaktif madde bakımından mümkün olduğu kadar zengin olması için bitkinin toplama ( hasat ) yöntemi ve zamanı çok önemlidir. Tıbbi ve aromatik bitkilerde genel bir kural olarak; yapraklar çiçek açma döneminde, çiçekler tomurcuklanma sonunda veya çiçeklenme başında, meyveler ve tohumlar olgunlaşma döneminde, kök, rizom, yumru ve soğan gibi toprak altı organları ise bitkinin toprak üstü organları kuruduktan sonra toplanır. Çiçek ve yaprak hasadı mutlaka kuru ve güneşli havalarda yapılmalıdır. Toplanan bitki organları, toprakaltı organlar hariç, su ile yıkanmamalıdır. Toplama yaparken doğru bitki yerine yanlışlıkla zehirli bitkiler toplanmamalıdır. Araç ve hayvan trafiğinin yoğun olduğu, zehirli ve kimyasal atık bırakılan göl ve dere yataklarında, tarımsal ilaç- lama yapılan yerlerden bitkiler toplanmamalıdır. Türlerin neslini devam ettirmesi için gereken özen gösterilmeli, sürdürülebilir bir doğa anlayışı ile ihtiyaçtan fazla toplama yapılmamalıdır.

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kurutulması

Taze materyal çok kısa zamanda bozulur. Bu sebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır. Kurutma esnasında, materyal içeriğindeki nemin %75'ini kaybeder. Kurutma için seçilecek yol, kurutulacak materyalin cinsine ve taşıdığı etkin maddelerin durumuna göre belirlenir. Ancak, enzimlerin en etkili olduğu ısının 35-50 ° C arasında bulunduğunu göz önüne alınarak, kurutma esnasında materyalin bu ısıda çok kısa bir süre kalmasına özellikle dikkat edilmelidir. Kurutma bu derecenin altına veya üstüne çıkılmadan yapılmalı ve özellikle açık havada ve gölgede yapılan kurutma tercih edilmelidir.

Güneşte Kurutma: Yeşil bitki kısımları için bu yöntem kullanılabilir, ancak çiçek için uygun değildir. Çünkü güneş çiçeklerin rengini soldurur. Etkin maddelerin azalmasına neden olur.

Gölgede Kurutma: Yeşil bitki kısımları üzeri kapalı ve yanları açık çardak, sundurma veya hangarlar içinde kurutulması yöntemidir ve malzemenin doğrudan güneşle temas etmeden açık havada kurutulması esasına dayanır. Malzeme demetler halinde asılır veya çok ince bir tabaka halinde yere veya kurutma rafları üzerine serilir. Küflenmeyi önlemek ve kurutmayı hızlandırmak için ise sık sık alt üst edilir.

Cam Mekân İçinde Kurutma: Kurutma ısısı yeterince yüksek olmadığı yerlerde cam sera gibi bir mekanda demetler halinde yada raf sistemlerinde çok ince serilerek kurutma işlemi yapılır. Camekan içerisine yerleştirilen bir aspiratörle içerideki nem dışarı atılırsa çok daha kaliteli bitki materyali elde edilir.

Sıcak Hava İle Kurutma: Masraflı olmasına karşılık çok kaliteli kurutulmuş bitki kısımları elde edilir. Kurutulacak malzemenin miktar ve cinsine göre; kurutma dolabı ( küçük miktarların kurutulmasında ), kurutma odası ( çok malzemenin kurutulmasında ) ve kurutma tüneli ( büyük miktarlardaki malzemenin kurutulmasında ) yöntemlerinden biri seçilir.

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Muhafazası

Toplanan, kurutulan ve sterilize edilen droglar uygun bir malzeme ile ambalajlanarak muhafaza altına alınırlar. Ambalajlamada temel ilke; biyoaktif maddelerin, tat ve koku bileşiklerinin azalmasını veya bozulmasını önlemektir. Nem, ışık, sıcaklık, oksijen, iz metaller ve mikroorganizmalar bozulmaya etki eden en önemli faktörlerdir. Bitkisel droglar için cam, kağıt, karton, tahta, plastik, çelik, teneke, alüminyum, alüminyum folye ve bakır gibi çok çeşitli ambalaj malzemeleri mevcuttur. Kuru droglar ve baharatlar doğal liften yapılmış veya kağıt çuvallarda renk ve aroma kaybı olmadan uzun süre muhafaza edilebilir.

Ambalaj malzemesinin üzerine; bitkinin botanik ve Türkçe adı, üretim izni, üretim yöntemi, üretim yeri, üretim tarihi, ürün miktarı, içeriği, kullanma bilgileri, saklama koşulları, uyarılar ve varsa kalite standartları gibi zorunlu ve yararlı bilgileri içeren etiketler takılmalıdır. Öğütülmüş veya toz edilmiş aromatik drogların ambalaj malzemesi geçirimsiz bir malzeme ile kaplanması gerekir. Yüksek oranlarda sabit yağ içeren meyve ve tohumlar öğütüldükten sonra hızla oksidasyona uğrayarak bozulmaya başlar. Bu tür ürünlerin ambalajları tam doldurulmalı, mümkünse vakum yapılarak inert gaz kullanılmalıdır. Renk maddelerince zengin baharatlar ve uçucu yağlar ışığa ve havaya oldukça duyarlıdır. Bu tip drogların ambalajlanmasında ise ışık ve hava geçirmeyen ambalaj malzemeleri seçilmelidir. Havadar, düşük nem, düşük sıcaklık ve ışıksız ortamda depolanan bitkisel droglar bozulmadan uzun süre muhafaza edilebilir.

TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİP

Tıbbi ve aromatik bitkilerin çok değişik alanlarda ve sanayi kollarında tüketimine paralel olarak bu bitkilerin dünya pazar hacmi her geçen gün artmaktadır. Türkiye, üç önemli floristik bölgenin kesiştiği alanda bulunması nedeniyle geniş bir bitki çeşitliliğine, farklı iklimlere ve geniş yüzölçümüne sahip olması bakımından bu bitkilerin üretilmesinde önemli bir ticari potansiyele sahiptir. Bu kadar zengin bir kaynağa sahip ülkemizde halen doğadan toplanan ve üretimi yapılan bitkilerin sayısı çok azdır.

Ülkemizde tıbbi ve aromatik bitkilerin üretiminin arttırılması, bu daldaki birçok sanayi kolunun gelişmesi bazı önlemlerin alınması ile kısa zamanda sağlanabilir. Bu önlemlerden ivedilikle alınması gerekenlerin bir kısmı maddeler halinde aşağıda verilmiştir. Daha önceki Türkiye Ziraat Mühendisleri Teknik Kongreleri'nde de belirtildiği gibi, tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliğinin korunması, sürdürülmesi ve değerlendirilmesi için gerekli her türlü yasal düzenlemenin yapılarak hayata geçirilmesi bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Ülkemizde birçok tıbbi ve aromatik bitki doğadan toplanmakta ve bir kısmının da belirli ölçüde tarımı yapılmaktadır. Ancak bunlara ait düzenli istatistiksel veriler bulunmamakta ve arz- talep ilişkisi dikkate alınarak üretim yapılmamaktadır. Bu bitkilerle ilgili bilgilerin toplanacağı ve ulaşılabileceği veri bankaları oluşturulmalıdır. Ayrıca tıbbi ve aromatik bitkilerde iç tüketim ve dış ticaret verileri dikkate alınarak, hangi bitkiden ne kadarının doğadan toplanarak, ne kadarının üretilerek temin edileceği belirlenmelidir.

ÜRETİMDE EN ÖNEMLİ SORUN TOHUMLUK MATERYALİ TEMİNİ

Günümüzde tıbbi ve aromatik bitki tarımını yapmak isteyen üreticilerin en önemli sorunu tohumluk materyali teminidir. Yetiştiricilerin ihtiyaç duyduğu tohumluğu (her türlü çoğaltım materyali) sağlayacak kurumsal alt yapının mutlaka oluşturulması gerekmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili çeşit geliştirme çalışmaları son yıllarda belirli bir ivme kazanmıştır. Ancak çok sayıda cins ve türden oluşan bu grup bitkiler için yapılan çalışmalar yetersizdir. Tıbbi ve aromatik bitkilerde gerek doğrudan kullanım ve gerekse sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikleri taşıyan çeşitler geliştirilerek tescil edilmelidir.

Bitkisel üretim deseninde, alternatif ürünler kapsamında tıbbi ve aromatik bitkilere yer verilmesi bu bitkilerin tarımının gelişmesine yardımcı olacaktır. Tıbbi ve aromatik bitkilerde fiyat bu bitkilerin ticareti ile uğraşan firmaların tutumlarına bağlı olarak oluşmaktadır. Bu durum üretici/toplayıcıların mağduriyetine neden olabilmektedir. İşletmelerin ihtiyaç duyduğu ürünleri karşılamak ve üretici mağduriyetini belirli ölçüde önlemek için sözleşmeli üretim modeli uygulanmalıdır.

Tıbbi ve aromatik bitkiler alanında faaliyet gösteren üretici, toplayıcı, ihracatçı, sanayici, araştırmacı ve diğer tüm paydaşların koordinasyonunu sağlayacak bir sistem ve araştırma sonuçlarının pratiğe aktarılması için, araştırıcı-sanayici-üretici arasında bilgi akışını sağlayacak yayım sistemi oluşturulmalıdır. Özellikle kaliteli ve doğal ortamına zarar vermeden toplanan ürünler ve yetiştirilen bitkiler için teşvik primleri verilebilir. Dış ticarette rekabet üstünlüğü için standartlara uygun, kaliteli ürün ve mamul üretiminin tüm gerekleri yerine getirilmelidir. Tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda öncelikleri, hangilerinin kültüre alınması gerektiği, dünya pazarındaki arz-talep durumunu ve fiyatlar konusunda bilgilerin alınabileceği disiplinler arası bir komitenin kurulması yararlı olacaktır.

Kaynak: Hayrettin İNAL (Mühendis) Büyükorhan İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü / Bursa'da Gıda Tarım'