Bir insanın gelebileceği en büyük mertebe, güvenilir insan olmaktır. Doğan Cüceloğlu
Ahmet Amca düşünceliydi. Enflasyon düşüyor deniyor ama pahalılık devam ediyor. Köylünün durumu perişan, dedi.
Bende; Ahmet Amca, bir araba düşün, 120 km hızla gidiyorsun. Arabanın hızını 100 km ye düşürdün. Araba durur mu? Enflasyon böyle hastalık. Düşen sadece hızıdır.
****TÜRK-İŞ Temmuz Ayı bültenine göre;
-Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin Açlık Sınırı 26.413 TL'ye çıktı. (Önceki ay 26.115 TL) Asgari ücret 22.140 TL. Fark 4.273 TL’ ye çıktı.
-Dört kişilik ailenin Yoksulluk Sınırı ise 86.036 TL'ye yükseldi. (Önceki ay 85.066 TL)
-Bekâr bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise 33.982 TL’ye çıktı. (Önceki ay 33.587 TL )
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış önceki aya göre Mutfak Enflasyonu aylık, %1.14 yıllık, %37.32 ve yıllık ortalama %42.60 olarak gerçekleşti. Yılın ilk yedi ayı artış oranı ise %25,28 oldu.
****İstanbul Ticaret Odası (İTO) aylık enflasyonu %2.62 olarak açıkladı. Böylece 7 aylık enflasyon %23.52, yıllık enflasyon % 42.48 ve gıda enflasyonu % 1,03 oldu. Gıda enflasyonu yaz ayları olmasına rağmen çok yüksek.. .
****ENAG Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) ise, Temmuz Ayında %3,75 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise %65,15 olarak gerçekleşti.
****TÜİK’in enflasyonu Haziran Ayı için %2,06, Yıllık enflasyonu ise %33,52 olarak açıkladı. 2025 yılının ilk yedi aylık enflasyonu ise %19,07 oldu. TÜİK’e göre gıda fiyatlarında düşüş devam ediyor.
Burada da görülüyor. Enflasyon hızıyla devam ediyor. Hızda biraz düşme var. Bunu da pahalılıktan kimse fark edemiyor.
Ekonomistlerde, 2026 yılında daha fazla vergi gelebileceği ve daha zor bir yıl olacağı endişesi hakim görünüyor..
****Acaba yurt dışından tarım, teknoloji ve ekonomimiz nasıl görünüyor?
***Nasıl eleştiriyorlar neler öneriyorlar?
Türkiye’nin tarım, teknoloji ve ekonomi alanlarında yabancı kaynaklardan son bir ayda gelen eleştirileri ve çözüm önerilerini sizlerle paylaşacağım.
****Amacım, bu eleştirileri ve önerileri açıkça anlatıp, tarlanızda karşılaştığınız sorunları anlamanızı ve çevrenizde tartışabilmenizi sağlamaktır. Haydi, toprağınızdan cebinize uzanan bu sorunları ve çıkış yollarını konuşalım!
****Toprağınız Tehdit Altında, Çözüm Sizde!
Yabancı kaynaklar, ülkemiz tarımının ithalata bağımlı olduğunu, çiftçilere yeterli destek verilmediğini ve plansızlığın üretimi zora soktuğunu söylüyorlar.
Tarım politikalarının, ithal tohum ve gübreye bağımlılığı artırdığını, çiftçilerin ayakta kalmakta zorlandığını yazıyorlar.
Bu yıl, Nisan 2025’teki don felaketi sonrası meyve fiyatlarının %200 artmasını, tarım planlamasının yetersizliğine bağlıyorlar.
Gıda denetimlerinin AB standartlarına uymadığını, aflatoksin gibi sorunların ihracatı engellediğini belirtiyorlar.
Zeytinliklerin madenciliğe açılmasının tarım arazilerini tehdit ettiğini ve köylülerin haklı protestolarını aktarıyorlar.
Ülkemizde %32’lik çocuk yoksulluğunun ve gıda kirliliğinin sistemik ihmallerden kaynaklandığını savunuyorlar.
Çinli kaynaklar, lojistik ve kalite kontrol eksikliklerinin Çin pazarına ihracatı zorlaştırdığını, Ruslar ise pestisit kalıntıları nedeniyle ürünlere kısıtlama getirdiğini söylüyor.
****Bunlar ne anlam taşıyor?
Tarlanızda döktüğünüz alın teri, ithal tohum ve gübreye bağımlılık yüzünden pahalıya mal oluyor. Don gibi afetler, plansızlık yüzünden sizi daha çok vuruyor. Zeytinliklerin madenciliğe açılması, toprağınızın geleceğini riske atıyor. Ürünleriniz yurtdışında alıcı bulamıyor. Çünkü denetimler yetersiz. Bu, sizin emeğinizin değerini düşürüyor.
****Çözüm Önerileri olarak neler sunuyorlar?
**İthalata Bağımlılığı Azaltma: Kooperatiflerle küçük çiftçilerin güçlendirilmesini öneriyorlar. Mesela, köyünüzde bir kooperatif kurup tohum ve gübreyi toplu alsanız, maliyetler düşer mi? Düşük faizli krediler ve devlet desteği, bu yükü hafifletebilir.
**İklim Değişikliğine Uyum: Dünya Bankası, damla sulama ve sensör teknolojileriyle su tasarrufu öneriyor. İklim değişikliği tarlanızı kuruturken, bu sistemler suyu verimli kullanmanızı sağlar. Köyünüzde sulama altyapısı ne durumda?
**Dijital Tarım: Akıllı tarım araçları (dronlar, hastalık tahmini uygulamaları) öneriyor. Örneğin, tarlanızda drone ile ilaçlama yapsanız, hem zamandan hem paradan tasarruf edersiniz. Ama internet altyapınız buna hazır mı?
**Gıda Güvenliği: Kaynaklar AB ve Çin standartlarına uygun denetim mekanizmaları istiyor. Ürünlerinizde pestisit kalıntısı olmaması için laboratuvar analizlerine erişim şart. Sizce denetimler adil mi?
**Toprak Koruma: Zeytinliklerin madenciliğe açılmasının durdurulmasını öneriyorlar. Çevresel etki değerlendirmeleri sıkılaşmalı. Toprağınızı korumak için köylülerle bir araya gelip sesinizi duyurabilir misiniz?
**Lojistik ve İhracat: Çin ve Rusya, soğuk zincir taşımacılığı ve ürün izlenebilirliği istiyor. Ürünlerinizin Çin’e veya Rusya’ya ulaşması için lojistik altyapı nasıl iyileşir?
****Tarım politikaları çiftçilerimizi desteklemek yerine köstekliyor. İthalata bağımlılık cebinizi, plansızlık ürününüzü, madencilik toprağınızı vuruyor. Kooperatifler ve teknoloji bir çıkış yolu, ama devlet desteği olmadan zor. Köyünüzde kooperatif kurmayı veya teknoloji eğitimi almayı düşündünüz mü? Komşularınızla bu konuları konuşsanız, neler değişir?
****Teknoloji: Tarımda Devrim Yapacak Fırsatlar Kaçıyor!
Yabancı kaynaklar, Türkiye’nin teknoloji yarışında geride kaldığını söylüyorlar. Kurumsal zayıflık ve politik istikrarsızlığın teknoloji yatırımlarını engellediğini belirtiyorlar. Siber güvenlik ve veri gizliliğinin yetersiz olduğunu yazılıyor. Eğitim sisteminin teknolojiye uygun iş gücü yetiştiremediğini savunuyorlar. Sosyal medya sansürlerinin yenilikçiliği baltaladığını söylüyorlar. Ayrıca 5G ve yapay zeka alanında Türkiye’nin geri kaldığını aktarıyorlar.
Türkiye’nin teknolojisinin savunma odaklı olduğunu, tarım gibi sivil alanlara yatırım yapılmadığını tartışıyorlar.
Bunlar Ne Anlam Taşıyor?
Teknoloji, tarımda hayatınızı kolaylaştırabilir. Drone’la ilaçlama, sensörle sulama, hastalık tahmini gibi araçlar veriminizi artırır. Ama eğitim eksikliği, sansür ve boykotlar bu yenilikleri engelliyor. Tarlanızda teknoloji kullanılsaydı, işiniz ne kadar kolaylaşırdı?
****Çözüm Önerileri:
***Ar-Ge ve Eğitim: Teknoloji eğitimi için üniversite-sanayi işbirliği öneriyorlar. Köydeki gençler drone veya sensör kullanımı öğrenirse, tarımda devrim yaratılır görüşündeler. Gençleri teknolojiye yönlendirmek için neler yapılmalı?
***Siber Güvenlik: Veri gizliliği yasalarının AB standartlarına (GDPR) uymasını istiyorlar. Tarlanızdaki sensörlerin verileri güvenli olmalı. Verilerinizin çalınmasından endişelenir misiniz?
***Dijital Özgürlük: Sosyal medya sansürlerinin azaltılmasını öneriyorlar. Bazı kısıtlamalarla karşılaşıyor musunuz?
***5G ve Altyapı: 5G yatırımlarını hızlandırmayı öneriyorlar. Hızlı internet, tarlanızda akıllı araçları kullanmanızı sağlar. Köyünüzde internet ne kadar güçlü?
***Uluslararası İşbirliği: Teknoloji transferi ve ortak projeler öneriyorlar. Sizce bu işbirlikleri çiftçiye ulaşır mı?
****Teknoloji, tarımı kurtarabilir, ama ülkemiz bu treni kaçırıyor. Eğitim eksikliği, sansür ve boykotlar, tarlanıza teknolojiyi getirmeyi zorlaştırıyor. Köyünüzde teknoloji eğitimi olsa, drone veya sensör kullanmayı öğrenmek ister misiniz? Komşularınızla bu konuyu tartışsanız, neler çıkar?
****Ekonomi: Cebinizdeki Para Eritiliyor!
Yabancı kaynaklar, Türkiye ekonomisinin hâlâ 2018 krizinin gölgesinde olduğunu söylüyor. Toparlanmanın istikrarsız olduğunu, yüksek enflasyonun alım gücünü erittiği yazılıyor. Küçük işletmelerin maliyet baskısı altında ezildiğini belirtiyor. Dış borçların sürdürülemez olduğunu ve yatırımcı güveninin düşük olduğunu savunuyorlar. Boykotların turizm ve ticareti vurduğunu aktarıyor. Enflasyon ve kur dalgalanmalarının ticareti zorlaştırdığını, enerji bağımlılığının kırılganlık yarattığını söylüyorlar. Reformların yavaş olduğu tartışılıyor.
Bunlar Ne Anlam Taşıyor?
Enflasyon, tohum ve gübre fiyatlarını uçuruyor; cebinizdeki para eriyor. Boykotlar, ürünlerinizi yurtdışına satmayı zorlaştırıyor. Dış borçlar ve enerji bağımlılığı, tarlanızın geleceğini riske atıyor. Siz bu yükü nasıl taşıyorsunuz?
****Çözüm Önerileri:
**Enflasyon Kontrolü: Merkez Bankası’nın bağımsızlığını güçlendirmeyi ve sıkı para politikalarıyla enflasyonu 2027’de tek hanelere indirmeyi öneriyor. Enflasyon düşse, gübre ve tohum alımı kolaylaşır mı?
**Çiftçiye Destek: Vergi indirimleri ve düşük faizli krediler öneriyorlar. Çiftçilere özel kredi programları olsa, tarlanıza ne yatırımı yapardınız?
**Dış Borç ve İhracat: Borç yapılandırma ve döviz rezervlerini artırma öneriyor. Serbest ticaret anlaşmaları ve lojistik iyileştirme istiyorlar. İhracat için ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz?
**Yeşil Ekonomi: Dünya Bankası, güneş ve rüzgar enerjisiyle maliyetlerin düşürülebileceğini söylüyor. Tarlanızda güneş enerjili sulama sistemi olsa, ne kadar tasarruf edersiniz?
**Gümrük Birliği ve Vize: AB ile Gümrük Birliği’nin modernize edilmesini ve vize serbestisi öneriyorlar. Bu, ürünlerinizi AB’ye satmayı kolaylaştırır mı?
****Enflasyon ve borçlar, çiftçinin cebini deliyor. Boykotlar ve lojistik sorunlar, ürünlerinizi dünyaya ulaştırmanızı engelliyor. Çözüm önerileri umut verici, ama uygulamada eksik. Köyünüzde düşük faizli kredi veya yenilenebilir enerji desteği olsa, tarımınız nasıl değişir?
****Çiftçimizin Toprağına Sahip Çıkması Gerekiyor!
Yabancı kaynaklar tarım, teknoloji ve ekonomi politikalarımızı eleştiriyor, ama çıkış yolları da gösteriyor. Kooperatifler, akıllı tarım, eğitim ve ekonomik reformlar, tarlanızı kurtarabilir. Ama bu öneriler kâğıt üzerinde kalıyor. Sizler, kooperatif kurarak, teknolojiyi öğrenerek ve köyde bir araya gelerek sesinizi duyurabilirsiniz.
Sosyal medyada, deneyimlerinizi paylaşın, komşularınızla konuşun, haklarınızı talep edin. Tarım sizin emeğiniz, ama değeri görmek için birlik olmalısınız. Sizce, bu önerilerden hangisi köyünüzde uygulanabilir? Komşularınızla bu konuları tartışmaya hazır mısınız?
Bugün çiftçimizin alın terini, enflasyonun gölgesini ve Türkiye’ye yabancı bakışı anlatmaya çalıştım. Bende Ahmet Amca gibi düşüncelere daldım. Umudumu yitirmemeye bir kez daha karar verdim. Umudun yok olması, karanlıkta kaybolmaktır.