Bu USDA ABD Tarım Bakanlığı.
20 Kasım’da Türkiye Hayvancılık Raporunu yayınladı.
Bizi bize bizim anlatmaya çalışıp da anlatamadığımız şekilde anlatmış.
Ben de size alıntılar yaparak aktaracağım.
TÜRKİYE'DE HAYVANCILIĞIN ÇÖKÜŞÜNÜ ABD TARIM BAKANLIĞI RAPORU BELGELEDİ!
Belki, “bizim sakalımız yoktur, tanımasak bile raportör Rishan beyin sakalı vardır, sözü dinlenir!”.
“Türkiye, tarihsel olarak verimsiz iç üretim politikaları ve zayıf hayvan sağlığı ve çiftlik yönetimi nedeniyle, sürü sayısını artırmaya yardımcı olmayan besi sığırlarının ithalatına odaklanmıştır.
2026 yılında Türkiye’nin sığır envanterinin yüzde 4 azalarak 14,3 milyon başa düşmesi öngörülmektedir.
Bu düşüş öncelikle yüksek kesim trendleri, yüksek üretim maliyetleri ve düşük kârlılık nedeniyle çiftçilerin sürülerini tasfiye etmeye yönelmesine bağlanmaktadır.
2026 yılında, yüksek girdi ve üretim maliyetlerinin öngörülmesi nedeniyle çiftçilerin sürülerini tasfiye etmeye devam etmesiyle, sığır eti üretiminin hafifçe artarak 1,8 milyon metrik tona (MMT) ulaşması beklenmektedir.
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Derneği’ne göre, Türkiye’de kişi başı et tüketimi 51 kg’a ulaşmıştır. Bu rakam 22 kg tavuk eti, 20 kg sığır eti, 7 kg koyun eti ve 2 kg keçi etinden oluşmaktadır.
Ancak, et sektörü temsilcilerine göre kişi başı 20 kg sığır eti gerçeği yansıtmamaktadır.”
Bize diyecek söz kalmamış.
Raporda ithalat konusu da ayrıntılı incelenmiş.
Bakalım:
“Sığır Ticareti: 2026 yılında Türkiye’nin sığır ithalatının, 2024’teki yüksek kesim oranları nedeniyle yaşanan hayvan kayıplarını telafi etmek için 450.000 başta sabitlenmesi öngörülüyor. Tarihi eğilimlerle uyumlu olarak, bu ithal hayvanların çoğu et üretimi için besi sığırları olacak.
Ancak stoklardaki öngörülen daralmayı telafi etmeye yardımcı olmak amacıyla, hükümetin 2026 yılında özel ve devlet çiftlikleri için damızlık sığır ithalatını sürdürmesi bekleniyor. 2025 yılında toplam sığır ithalatının 460.000 baş olarak tahmin edildiği, bu rakamın 2024’e göre %10,6 düşüş gösterdiği belirtiliyor; bu düşüş, başlıca sığır tedarikçi ülkelerden beklenen arz daralmaları ve küresel talep nedeniyle yaşanacak. 2025 tahmini, ithalatın çoğunlukla Brezilya ve Uruguay’dan gelecek besi sığırları olacağını varsayıyor.”
“2024 yılında Türkiye 514.869 baş sığır ithal etmiş olup, toplam değeri 788 milyon dolardır.”
Ayrıca;
“2024 yılında et ithalatını hızlandırmış ve 2023'e göre yüzde 100 artış ile 79.128 MT et ithal etmiştir.” ESK, sığır etini çoğunlukla Polonya'dan temin etmektedir.
“Türkiye, 2024 yılında 788 milyon dolar değerinde ticaretle dünyanın ikinci en büyük canlı hayvan ithalatçısıdır. 2010'dan bu yana Türkiye, hayvan stokunu artırmak ve canlı hayvan ithalatları yoluyla sığır eti fiyatlarını düzenlemek için çaba göstermektedir. Ancak sığır eti fiyatları önemli ölçüde artmaya devam etmektedir.”
“Ülkedeki dişi besi sığırı nüfusunu artırmak amacıyla, bakanlık ve ESK, Brezilya ve Uruguay'dan Angus düve ithalatına başladı. Üreme amaçlı dişi sığır ithalatı 2024 yılında %38 artış gösterdi, çoğunlukla AB’den geldi. 2025 yılında Türkiye, Uruguay’dan dişi besi sığırı ithal ediyor ve Tarım ve Orman Bakanlığı ithalat için belge gerekliliklerini daha esnek hale getirdi.”
“Türk hükümeti, Güney Amerika hayvancılığıyla ilgili daha düşük maliyetlerden faydalanmış olsa da kalite ve güvenilirlik eksikliği belirgin hale gelmiştir. ./. 21 Ekim 2025 tarihinde, Uruguay’dan gelen yaklaşık 3.000 baş sığır taşıyan bir gemi Bandırma limanı açıklarında durduruldu ve hayvanlar, Türk hükümetinin “belge uyuşmazlıkları” olarak nitelendirdiği gerekçeyle girişine izin verilmedi.
Haber raporlarına göre, bu uyuşmazlıklar arasında eksik veya hatalı sağlık sertifikaları, hayvanların evraklarla uyumsuzluğu ve sevkiyat içerisindeki birçok hayvanda kulak küpesi bulunmaması yer alıyordu. 24 gün boyunca, onlarca inek hayatını kaybetti ve bu durum hayvan hakları gruplarının tepkisine yol açtı; ardından gemi Uruguay’a geri döndü. Türk sığır ithalatçıları da Uruguay hayvancılığıyla ilgili alarm verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı, son sorunu çözmeye yönelik olarak mevzuatını ani şekilde değiştirerek sertifika yerine genomik testin kabul edilmesine izin verdi.
“Sığır Üretimi: 2026 yılında, çiftçilerin yüksek girdi ve üretim maliyetlerinin artması beklentisiyle sürülerini tasfiye etmeye devam etmeleri nedeniyle sığır üretiminin 1,8 milyon metrik ton (MMT) seviyesine hafifçe artması öngörülmektedir. 2025 yılında ise çiftçilerin sığır stoklarını azaltmaya devam etmesiyle sığır üretiminin 1,7 milyon metrik ton (MMT) seviyesine çıkması beklenmektedir. 2025 yılında görülen Ağız ve Ayak Hastalığı (FMD)-Şap- salgınları nedeniyle üreticiler, hayvanların yaşı ve koşullarına bakılmaksızın hayvanlarını kesime göndermekte ve kesim fiyatları düşmekte, bu da üreticiler için ekonomik kayıplara yol açmaktadır.”
“Sığır Eti Tüketimi: Türkiye'de domuz eti genel olarak tüketilmediği için sığır eti, tavuk etinden sonra en çok tüketilen et türüdür (%39). Ekonomik kriz nedeniyle talep azalmasına rağmen, sığır eti üretimi mevcut talebi karşılamamaktadır. Koyun ve keçi eti payı ise kokusuna ilişkin olumsuz algı nedeniyle %16 seviyesinde kalmıştır. 2026'da sığır eti tüketiminin 2 Milyon ton seviyesinde durağanlaşması öngörülmektedir.
2025 ve 2026 için öngörülen sığır eti tüketimi, üretim ve kesilen sığırlarla ilgili güvenilir verilerin eksikliği nedeniyle ülkedeki sığır eti üretimini yansıtmamaktadır. 2025 için ise sığır eti tüketiminin, yüksek piyasa fiyatlarına rağmen kesimlerdeki devam eden eğilim nedeniyle 2 Milyon ton'a çıkması öngörülmektedir.”
“Ticaret: Sığır Eti İthalatı 2026 yılında sığır eti ithalatının düşük iç üretim nedeniyle yüzde 7,6 artarak 70.000 MT olması bekleniyor. 2025 yılında ise Haziran 2025'teki Şap hastalığı vakaları nedeniyle yoğun kesimler nedeniyle sığır eti ithalatının 65.000 MT'ye düşmesi öngörülüyor.
“ESK, iç pazarı ve yüksek dana eti fiyatlarını kontrol etmek ve iç piyasada haksız fiyat dalgalanmalarını önlemek amacıyla et ithalatını artırıyor olmasına rağmen, perakende dana eti fiyatları yıllar boyunca yükseliş trendini sürdürmüş ve üretici kârları azalmıştır.”
***
Uzun etmeyeceğim:
Diyorlar ki;
Ey Türkiye yıllardır (2010’dan beri) ithalat ile kapatmaya çalıştığınız HAYVAN SÜRÜSÜ SAYINIZ ÇÖKÜYOR. Sürü kaybınız 2025, 2026 yılı için arka arkaya %4-4 olarak toplam da %7,7 azalacak. Ve zaten sayısal veriler arasında uyumsuzluktan dolayı güven sorunu olan sürü sayısı sorununuz, uzun yıllar çözülemeyecek hale geliyor.
Ben: Yıllardır diyorum ki, tarımda DOMİNO ETKİSİ geliyor. Bu etki, kasırga gibidir. Zincirleme sürer gider. Durdurmak zordur. Etmeyin, eylemeyin. Paranız olsa da bulup alamayacaksınız.
Sürü kaybı, hayvancık için can damarıdır.
Bir baş besi danası veya damızlık düve üretmek, doğal olasılıkla 54 ay.
Bunun buzağı ölümleri hariç.
Raporda yıllık 400-600 bin %10-15’lik yüksek buzağı ölümlerinden bahsediyor.
Yine raporda sağılan inek sayısında ciddi düşüş görünüyor ki bu sürü büyüklüğü kaybını doğruluyor.
Anlayacağınız dana-düve doğuracak inek de yok.
2019’da 6,58 milyon baş olan sağılan inek sayısı (ne yazık ki TÜİK’te devamı yok) rapora göre düşüş trendinde. 2025 ve 2026 sonuçları daha can yakıcı olacak bu durumda.
Diyorlar ki;
Bu işin sürdürülülebirliği yok. Dünya’nın ikinci ithalatçı ülkesi olmuşsunuz.
Ben: Sürdürülebilirlik eşiğini aşmış olabiliriz. Uzun zamandır söylüyorum. Eğer 2007-2008’den sonra sadece 500 bin baş inek ve/veya damızlık düve kesime gitmişse bu sürünün geriye konması, en titiz, en doğru, en planlı politikalar ile 9-12 yıl. Defalarca yazdım. Siz şimdi bunun üzerine Şap nedeniyle kesimleri, artan buzağı ölümlerini ve yavru atmaları da ekleyin. Eğer sizin sürünüz iki yılda yaklaşık 1,2 milyon baş azalacaksa (rapora göre) sizin artık sürdürülebilirliği değil “DÜZELTİLEBİLİRLİĞİ” konuşmanız lazım.
Diyorlar ki;
Et tüketim verileriniz de güvenilir değil.
2025 ve 2026’da sığır eti üretimi artacak.
Nedeni üretim değil, maliyetlerden, hayvancılıktan kaçışlar ve Şap hastalığı.
Ha bir de bu sebeplerden dolayı yok pahasına kestirilen hayvanlar var.
Ben: Yok pahasına kesilmişse yerine istese de konulamaz demektir.
Verilerin güvenilir olmadığını anladık.
Et tüketim verilerinin kaynağı olan Et Birliğinin Başkanı hani şu ESK’ya et ithalatı yapan şirketin ortağının babası mıydı?
O zaman ben haydi haydi güvenmem.
Bir de bakın et üretimini artırdık diye sağda solda duyarsam ona da güvenmem artık.
Hazinedeki hayvanları kesip kasaya et koymak gibi bir şey bu.
Velhasıl hayvancılık açısından işler yolunda değil.
Bitkisel üretim açısından yolun da mı o da değil.
Ormancılık için malum.
Peki yolunda olan ne var:
Bizim hiç durmadan yazıp çizmemiz.
Malzeme çok ne yapalım.
Bedava.