****Ülkemizde tarım paydaşları ne yazık ki artık ikiye ayrıldı.
***Ülke tarımı ile ilgili doğruları yazmaya, çiftçilerimizi aydınlatmaya çalışan gazeteciler, tarım yazarları VE DİĞERLERİ...
***Zeytinliklere, doğaya, çevreye, insana ve canlılara duyarlı olan sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, çiftçiler, köylüler VE DİĞERLERİ…
***Madencinin, menfaatin, gıdada kalıntının, işverenin, ithalat, faiz, enflasyon lobilerinin, koltuğun, saltanatın yanında olanlar VE DİĞERLERİ…
***Kendi çıkarlarını düşünmeyen, büyüklerinden emanet aldıkları toprakları, kırsal kesimi, köyleri, dağları, bağları, çevreyi, yeşil alanı, çocuklarına, torunlarına daha güzel olarak bırakma mücadelesi verenler VE DİĞERLERİ….
***Önce ülkem, vatanım, tarımım, bitkisel ve hayvansal üretimim, çiftçim, köylüm, tüketicim, sağlıklı, kaliteli ürünüm diyenler VE DİĞERLERİ…
***Tribünde oturmayan, sahada mücadele veren kahramanlarımız VE NE SAHAYA, NE DE TRİBÜNE GELMEYEN, KÖŞE DÖNEN DİĞERLERİ…
****Türkiye’de her ay enflasyon konuşuluyor ama enflasyon, tarım ve gıdada sorunlar bir türlü çözülemiyor.
****Kasım 2025 enflasyon verileri, farklı kurumlarca açıklandığında ortaya çıkan tablo, güven krizini bir kez daha gözler önüne seriyor:
***İstanbul Ticaret Odası yıllık enflasyonu %38,28, ENAG yıllık enflasyonu %56,82 ve TÜİK aylık enflasyonu %0,87 ve yıllık enflasyonu ise %31,07 olarak açıkladı.
****Kasım ayında gıda fiyatları aylık nasıl bir gelişme izledi?
***Önce TÜRK-İŞ açıkladı. Ankara’da aylık gıda enflasyonu %4,98 ve yıllık enflasyon %45 oldu.
***İstanbul Ticaret Odası aylık gıda enflasyonu %1,28 arttı, TBF (Mutfak Enflasyonu) aylık gıda enflasyonu %2,62 arttı. TÜİK ise aylık gıda enflasyonu %0,69 olarak düştüğünü açıkladı.
****Aradaki fark çok fazladır. Ben Ayşe Teyze’nin mutfağında, Ahmet Amca’nın tarımda yaşadığı enflasyon rakamlarına inanıyorum. Bu rakamlar da ENAG’ın rakamlarına yakın.
***Acaba hangi veri doğru ve güvenilir?
Tarım, hata payının çok az olabileceği ve uzun vadeli planlama gerektiren bir sektördür. Bu nedenle doğru ve güvenilir veri olmadan doğru politika üretmek mümkün değildir. Bu nedenle tarım sayımı hayati öneme sahiptir.
****Tarım sektörü üç çeyrektir daralıyor. Ülkemiz 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan %12,7’lik küçülme daha önce yaşanmamıştır. Kuraklık ve don gibi doğal afetler etkili olsa da tek başına bu tabloyu açıklamıyor. Diğer nedenleri de biz yazalım. Plansız üretim, yetersiz ve yanlış yönlendirilmiş tarımsal destekler, sürekli artan girdi maliyetleri (mazot, gübre, yem, elektrik, tohum), ürün fiyatlarının maliyetleri karşılayamaması ve güvenilir olmayan verilerle yapılan analizler…
***Bu nedenlerden dolayı gıda enflasyonu yavaş düşüyor, gıda güvenliği kırılganlaşıyor. Pahalılık ve yoksulluğun artmasından dolayı bu düşüşün kimse farkında değil.
****Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı artık Tarım 4.0’dan bahsetmiyor. Bazıları da Tarım 5.0 diyerek hem bilgi kirliliğine neden oluyor hem de çiftçimiz ve tarım paydaşlarımızla alay ediyorlardı. Onlar da sustular. Bu konuda nerede olduğumuzu ve dolayısıyla nereye gideceğimizi de bilmiyoruz. Bu konuda konuşanlara şu soruyu her zaman sormuşumdur. Bu konularla ilgili işletme bazında hangi doğru ve güvenilir verilerle doğru ve güvenilir bilimsel analizler, çalışmalar yaptınız? Bunlar bilinmediği için tarım politikalarından, tarımsal desteklemelerden beklenen sonuçlar alınmaz. Yine soralım. Her tarımsal işletmenin tarımsal desteklere gereksinmesi aynı olabilir mi? Olamaz. Sonuç, ver desteği gelsin OY. Çiftçimiz de seçime yaklaştıkça biraz hatırlandıklarını sonra unutulduklarını biliyorlar.
****Hayvancılıkta sorunlar kartopu gibi büyüyor. Dikkatli olmalıyız.
**Küçük aile işletmeleri borç batağında. İcralar artıyor.
**Damızlık süt ineği kesime daha fazla gitmeye başladı.
**Üreticinin süt maliyeti 24 TL’yi aşarken, Ulusal Süt Konseyi’nin referans fiyatı yetersiz kalıyor. Süt sanayicileri ve üreticiler en az 27 TL bağlayıcı fiyat talep ediyor.
**Bakanlık “17 milyon büyükbaş var” derken sahadaki hayvan varlığı çok daha düşük.
**Şap hastalığı gibi salgınların ekonomiye maliyeti ve olumsuz etkileri göz ardı ediliyor, açıklanmıyor.
**Kısa vadede arz sıkıntısı devam edecek. Özellikle yılbaşından sonra yani 2026’da et ve süt fiyatlarında artışlar bekleniyor.
****İthalatla, çözüm geleceğine inanılıyor. İthalata devam ediliyor. Tereyağı ve süt tozu ithalatı şimdiden gündemde. Ama ithalat bağımlılığı yerli üreticiyi daha da zorluyor.
****Kısa vadede neler yapılmalıdır?
**Tarımsal destek bütçesi GSYH’nin en az %2’sine çıkarılmalı, bu oran yasal güvenceye alınmalı.
**Tarım verileri bağımsız bilimsel kurullar tarafından sahada üretilmeli ve denetlenmeli.
**Orta ve uzun vadeli üretim planlaması yapılmalı; her gelen bakanla politika değişmemeli. Orta Vadeli Programlar tozlu raflarda unutulmaya devam ediliyor.
**Kırsalda yaşamı cazip kılacak sosyal destekler (vergi muafiyeti, genç çiftçi teşvikleri, altyapı) artırılmalı.
**Girdi maliyetlerindeki artışlar kontrol altına alınmalıdır. Ürün fiyatları, maliyet ve makul kârı karşılayacak seviyeye getirilmeli.
**Küçük aile işletmelerine acil nakit destek sağlanmalı, borç yapılandırması yapılmalı.
****Sonuç olarak çiftçimiz dayanacak gücü kalmadı. Tüketicinin alım gücü düşerken pahalılık devam ediyor. Zaten köyler boşalmış durumda. Et ve süt ürünleri raflarında hâlâ maliyet krizinin tam yansımadığı bir suni durgunluk dönemi yaşıyoruz. Ekonomistler, 2025 yılı enflasyonu düşük çıksın diye fiyatların yükselmemesi için bir baskıdan bahsediyor. Bu nedenle 2026 yılında yüksek zamlara hazırlıklı olmamız isteniyor.
****Tarım ihmal edilmeye devam edilirse ne enflasyon hedeflerine ulaşılır, ne gıda güvenliği sağlanır, ne de ithalat faturası düşer. Bunu isteyen ithalat, enflasyon ve faiz lobilerini unutmayalım. Bunların politik güçleri ve kuvvetli lobileri var.
****Tarıma önem veren ülkelerin geleceği daha güzel günleridir. Şunu da artık öğrenelim, demirle karın doymuyor. Çiftçinin, köylünün, kırsalın sesine kulak verilmezse, uygun fiyatlı ve güvenilir gıdaya erişim hayal olur. Aslında hayal oldu, diyebiliriz.
****Acilen akılcı, bilim temelli, uzun vadeli bir tarım politikasına ihtiyacımız var. Aksi takdirde hem üretici hem tüketici kaybetmeye devam edecek, kazanan sadece ithalat, enflasyon ve faiz lobileri olacak.
****Tarımı sadece toprak, gübre, tohum olarak görmüyorum. Tarımı, bunların yanında veri akışları, lojistik zincirler ve sürdürülebilir algoritmalarla yönetilmesi gereken bir “SİSTEM” olarak görüyorum.
Haftaya 2025 yılında tarımda neler yaşadığımızı, 2026 yılında çiftçimizi neler beklediğini yazacağım. Bugünkü yazım durumu özetledi.