Tarım ve Orman Bakanlığında dün Bakan Yumaklı’nın başkanlığında geniş katılımlı bir şeker toplantısı yapıldı. Toplantıya Türkşeker Genel Müdürü Muhiddin Şahin başta olmak üzere kooperatif fabrikalarının başkanları ile özel şeker fabrikalarının yöneticileri katıldı.
Bu sayfayı takip edenler hatırlayacaktır, şeker sektöründe yaşanan sorunları zaman zaman gündeme getiriyoruz. 2022 yılında ülkenin ihtiyacı olmadığı halde yapılan 400 bin tonluk şeker ithalatı ile başlayan sorunlar yumağı giderek büyüyor. Türkşeker’in stok sorunu, nişasta bazlı şekerlerdeki kayıtdışılık, kotasız bir şekilde ithal edilen kimyasal tatlandırıcılar ve asıl önemlisi de şeker fiyatları konusu.
2025-2026 pazarlama yılına ait pancar alım fiyatı kota tamamlama primiyle 3100 TL olarak açıklandı ancak şeker fiyatlarındaki belirsizlik, fabrikaları büyük bir çıkmazın içine sürüklemiş durumda.
Sektör temsilcileri dün Bakan Yumaklı’nın önüne 1 kg şekerin hammadde ve diğer maliyetlerle birlikte 47,60 lira maliyet tablosunu koyarken, üretecekleri şekeri ise 37 liradan bile satamayacaklarını rakamlarla paylaştılar.
Bakan Yumaklı'nın da bu rakamlara hiç bir itirazı olmamış ancak yaşanan krize de bir çözüm bulunması gerekiyor. İşte dün bu konu masada enine boyuna tartışıldı.
Pekala şektör temsilcileri Bakanın önüne 1 kg şekerin 47,60 lira maliyet tablosunu koyarken, üretecekleri şekeri 37 liradan bile neden satamayacak?
Öncelikle ona bir bakalım...
Hatırlayacaksınız, Türkşeker, yeni kampanya yılına yüklü bir şeker stoku ile girerek geçtiğimiz yılki gibi 7-8 milyar lira zarar etmemek için stoktaki yaklaşık 400 bin ton şekeri 31 Ağustos öncesi İŞMEN Gıda ile Remzi Çakar’a piyasanın çok altında bir fiyata yani peşin kısmını 32,2 liraya, 7 ay vadeli kısmını da 37,3 liraya satmıştı.
Dolayısıyla şuanda şeker piyasasını bu yüklü şeker alımından dolayı İŞMEN Gıda ile Remzi Çakar domine ediyor. Yani fiyatları bunlar beliyorlar.
Şeker piyasasında yaşanan kartelleşmeyi de ‘Şekerde büyük kartelleşme: 2 firma piyasayı ele geçirdi’ başlıklı haberimizle gündeme getirmiştik. Rekabet Kurumu'nu göreve davet ettiğimizden olsa gerek, bizim bu haberimizden sonra İŞMEN Gıda ile Remzi Çakar insafa gelerek 1810 liraya kadar çıkardıkları şekerin çuvalını 1700 liraya kadar geri çektiler.
Düşünsenize Türkşeker’den 1610 liraya aldıkları 50 kg şekerin çuvalını 2 hafta içinde yaptıkları zamla 1810 liraya kadar çıkarmışlar ve şeker talep eden firmalara da tok satıcı muamelesi çekiyorlardı. Ancak Rekabet Kurumu'nun radarına takılmamak için olsa gerek şimdilik yelkenleri indirmiş durumdalar.
İŞMEN Gıda ile Remzi Çakar’ın piyasa 34 ile 35 liraya şeker sattığı bir dönemde şeker fabrikaları 47 liradan nasıl şeker satacaklar? Bu mümkün değil.
1 kg şekerin 47 lira maliyet hesabı da tartışmalı, bu maliyet hesabı bana biraz abartılı geldi ancak şeker fabrikaları bırakın 47 lirayı şekeri 40 liraya bile satmaları mümkün değil. 34-35 liradan satsalar iyice batacaklar.
Özel şeker fabrikalarını bir tarafa bırakalım, Türkiye’nin önemli kooperatif fabrikalarından olan Konya Şeker ile Kayseri Şeker bile ciddi bir mali krizin içindeler. Kayseri Şeker’in geçen yılki faiz gideri 3.8 milyar lira gibi korkunç bir boyuta çıkarken, Konya Şeker ise yüksek borç sarmalından dolayı şuanda hiçbir bankadan kredi kullanamayacak duruma geldi.
Kısaca, devlet bu fabrikalara el vermezse sektörde kriz daha da derinleşecek.
Onun için dünkü toplantının ana gündemini, nişasta bazlı şekerlerdeki kayıtdışılık ile yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların kontrolsüz kullanımından dolayı piyasada yaşana stok sorunundan ziyade fabrikalara nasıl bir kredi desteğinin verileceği konuşuldu.
Masada tartışılan formül ise şeker fabrikalarına, şekeri satamadıkları için ihtiyaç duydukları finansmanı, düşük faizle kredi ile karşılamak. Buna göre şeker fabrikalarına yüzde 20 faizle sübvansiyonlu kredi desteği verilecek. Aldığım bilgilere göre bu konu dün masaya gelen yeni bir konu değilmiş. Aslında üzerinde yaklaşık bir buçuk aydır çalışılıyormuş. Buradan anladığımız kadarıyla Maliye Bakanlığı da bu çalışmanın içinde.
Kayseri Şeker’in 4 milyar, Konya Şeker’in de 3,5 milyar lira talep ettiği sübvansiyonlu kredilerden fabrikalara ne kadar bir kaynak ayrılacak önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.
Burada şöyle bir bilgi daha vereyim; Afyon Şeker Fabrikası Konya Şeker’den 15 bin ton şeker almış. Bu hiç normal bir durum değil, bunun altını çizelim. Konya Şeker ile Afyon Şeker fabrikası arasındaki şeker ticareti aslında sektördeki krizin nasıl derinleştiğini gösteren bir durum.
Düşünsenize Konya Şeker’den sonra en fazla şeker kotası bulunan Doğuş Grubuna ait Afyon Şeker Fabrikası, Konya Şeker’den 15 bin ton şeker alıyor. Hiç hayra alamet değil. Bunun kokusu da yakında çıkar.
Sonuç olarak bugün şeker sektöründe yaşanan krizin temelinde 2022 yılında ülkenin ihtiyacı olmadığı halde yapılan 400 bin ton şeker ithalatı yatıyor.
O dönem bu ithalatın altına imza atanlar ile şeker ithalatı için kamuoyu oluşturanlar ve şeker ithalatından çok güzel para kazandık diye sevindirik olanlar dün oturdular, krizden çıkış yollarını aradılar.
Ne acıdır ki, dün şekerin tadını kaçıranlar, bugün de krizin reçetesini arıyor!