Ramazan Erkoyuncu’nun hangi sözüne itibar edeceğiz?

Abone Ol

Üzülerek izliyorum; Türkiye’nin tarım sektöründe kritik bir yere sahip olan Konya Şeker gibi bir kuruluşun başındaki bir isim, gerçekleri manipülasyonla çarpıtarak, aklı sıra imaj ve algı yönetimi yapmaya çalışıyor.

Hatırlayacaksınız, Konya Şeker geçmiş yönetim döneminde çiftçiyi küresel firmaların tahakkümünden kurtarmak amacıyla önemli bir yatırım yaparak PanPlast’ı kurmuştu. Ancak Ramazan Erkoyuncu, 2021 yılında Konya Şeker başkanlığını kazanmasının hemen ardından, yani yalnızca iki ay sonra, oğlunun ortak olduğu ERKDEM Tarım adlı bir şirket kurularak, sanki geçmiş dönemde yapılan yatırımdan intikam almak istercesine, PanPlast’ın rakibi olan İsrailli Netafim firmasının damlama sulama sistemlerini satmaya başladı.

Bunu duyduğumda ‘Bu kadar olamaz’ demiştim. Bir müşteri gibi ERKDEM Tarım’ı arayarak damlama sulama borusu almak istediğimi ve hangi firmaların ürünlerini sattıklarını sordum; telefondaki çalışan, Netafim’in ürünlerini sattıklarını söyledi. PanPlast’ın ürünlerini sorunca ise ellerinde olmadığını belirtti. Bu durum beni zaten şoke etmişti.

Dönüp PanPlast’ın bilançolarını incelediğimde, 2023 ve 2024 yıllarında büyük zararlar açıkladığını gördüm. Bu çarpıcı tabloyu da haberleştirerek çiftçi ortakların ve kamuoyunun dikkatine sunmuştuk; ‘Konya Şeker’in içi böyle boşaltılıyor! Oğul şirket ithal ürün satıyor, Konya Şeker’in firmaları zarar yazıyor!’ başlıklı haberimiz ciddi bir yankı uyandırmıştı.

Ramazan Erkoyuncu, haberimize tek bir yalanlama getirememişti. Ancak önceki gün Konya’da katıldığı yerel bir televizyon programında, haberimizi çarpıtmak için “Ramazan Erkoyuncu’nun oğlu İsrail’den mal ithal ediyor” demişiz iddiasında bulundu.

Oysa haberimizde ithalat ifadesi yer almıyordu; isteyen herkes açıp kontrol edebilir. Biz sadece oğlunun şirketinin, PanPlast’ın rakibi olan İsrailli Netafim’in ürünlerini sattığını belirtmiştik. Ancak Erkoyuncu bunu yalanlayamadığı için çıkıp farklı bir ifade kullanarak dikkatleri başka bir noktaya çekmeye çalışıyor, algıyı yönetmeye uğraşıyor.

Yani, kamuoyunda “Bakın bana iftira atıyorlar” algısı oluşturmaya çalışıyor ve tepkileri böyle savuşturmayı hedefliyor. İşte buna klasik anlamıyla manipülasyon denir.

Hadi diyelim ki oğlunun şirketinin Netafim ürünlerini sattığından haberi yoktu —gerçi bu mümkün değil ama biz yine olumlu bakalım— peki haberimizden sonra bunu öğrendikten sonra en azından satışları durdurup çiftçi ortaklardan ve kamuoyundan özür dilemesi gerekmez miydi? Ama bunu yapmak yerine manipülasyonla gerçeklerin üstünü örtmeyi tercih ediyor. Bu durumda iyi niyetten, samimiyetten ve çiftçi ortakların çıkarlarını korumaktan söz edilebilir mi? Takdir sizlere kalıyor.

Yine aynı programda, PanPlast’ta çuvalladıklarını ve bu ölçekte bir zararın normal olmadığını itiraf etti. Yani bir yandan manipülasyonla İsrailli rakip firma gerçeğini ve buradaki çıkar çatışmasını gizlemeye çalışırken, diğer yandan da bizim haberimizde dile getirdiğimiz gerçeği kabul ediyor. Bu nasıl bir manipülasyon becerisidir, anlamak mümkün değil!

Sonuç olarak, bir yönetici manipülasyona başvuruyorsa yaptığı her açıklama şüpheyle karşılanır; bu da kurumun itibarını ve güvenilirliğini zedeler. Manipülasyonla gerçek sorunların üzerini belki kısa süreliğine örtebilirsiniz, ancak bu yaklaşım kurum içindeki yanlış uygulamaların sürmesine ve stratejik hataların artmasına yol açar.

Dahası, devlet ve kamu otoriteleri nezdinde de kurumun ciddiyeti sorgulanır hale gelir. Nitekim Konya Şeker’de yaşanan da tam olarak budur. Soma örneğinde olduğu gibi; Soma Termik Santrali gerçekten para kazanamadığı için mi bu hale geldi, yoksa yönetim zafiyetinden dolayı mı?

Manipülasyonla algı yönetimi yapmaya çalışan Ramazan Erkoyuncu’nun Soma ile ilgili yaptığı açıklamalarına nasıl itibar edeceğiz?

İşin daha da vahim tarafı, Soma bir şekilde birilerine satılacak, ancak ne acıdır ki Konya Şeker artık muhatap dahi alınmıyor. Erkoyuncu’nun külhan beyi edasıyla “devlet beni kovamaz” söylemlerine bakmayın; bugün devlet nezdinde hiçbir itibarı kalmadığını kendisi de biliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, araya başka bakanlar konulmasına rağmen kendisiyle muhatap olmaması bile Konya Şeker’in düşürüldüğü vahim tabloyu açıkça gösteriyor.

Karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, bir kıvılcım bile gerçeği aydınlatır.

NOT: Programı sunan, Erbakan Hocamızın ifadesiyle at yarışı spikerliği yaparcasına gazetecilik yaptığını sanan arkadaşa da birkaç sözüm olacak; ama onu da bir sonraki yazıma bırakıyorum.

{ "vars": { "account": "UA-60615480-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }