İklim mi dediniz? Yoksa karbon makyajı mı?

Abone Ol

Tebrikler Türkiye, sonunda sizin de bir iklim kanununuz var. Avrupa’ya selam çakan, karbonu pazara çıkaran, doğaya ise göz ucuyla bile bakmayan, nadide bir kanun bu. Adına bakınca “ekolojik devrim”, içeriğine inince “gümrük geçiş belgesi”.

Kısaca: İklim değil, ihracat dostu bir yasa bu.

Meclisten geçen ve Resmî Gazete’de teşrifatlı bir yer bulan bu yeni kanunumuz, aslında Avrupa Birliği’ne bir “Biz de yaptık!” mesajı. Hani sınırda karbon vergisi gelecek ya… İşte biz de “Karbonumuzu evde hallettik” diyeceğiz. Kanunun asıl amacı çevreyi korumak değil, Avrupa’nın cüzdanını delmeden ihracat yapmak. Ne yapalım, zamanın ruhu bu: Sürdürülebilir kalkınma değil, sürdürülebilir kar marjı.

Levent Kurnaz hocamız bu konunun tam göbeğinde, yıllardır susmuş. “Ben bu kanun hakkında konuşmayayım, ağzımı açarsam ya vatan haini olurum ya da sanayi düşmanı” demiş. Bu kadar net. O yüzden podcast’ta anlattıkları altın değerinde. Kendisi “karbon borsası”nı enine boyuna anlatıyor ama siz balkondaki sardunyanız için endişelenmeyin; bu yasa size değil, demir-çeliğe geldi.

Yasanın içeriği? Düşünün ki bir kitap var, kapağında “Dünyayı Kurtaran Adam” yazıyor, ama içinde karbon fiyatlandırma esasları anlatılıyor. Bir tür bürokratik bilimkurgu. İçindeki gerçek iklim önlemleri ise sayfanın kenarına sıkışmış üç madde: bol muğlak, bol yoruma açık, bolca “mış gibi”.

Bu yasaya dair toplumda ki tepkileri “Bu kanunla tarım bitecek, çiçek yasaklanacak, koyun beslemek suç olacak!” diyenler. Herhalde Mad Max’le “iklim kanunu”nu karıştırdılar.“Çin bile Paris Anlaşması’na uymuyor, biz niye uğraşıyoruz?” diyenler. Bilginize: Çin de Amerika da anlaşmada. Ama “Uymuyormuş gibi yapanlar” kulübü çok kalabalık, haklısınız. “Bu ne yahu? Kanun dediğin şey böyle mi olur? Hedef yok, plan yok, tarih yok!” diyenler. Bunlar, hala bu ülkede gerçek bir iklim politikası beklentisi olan nadide canlılardır. Koruma altına alınmaları gerekir diye ifade etsek yerinde olur.

Kanunun en güzel tarafı, herkesin gönlünü kırmayı başarıyor olması. Bir kanun düşünün ki çevreciyi tatmin etmiyor, sanayiciyi endişelendiriyor, çiftçiyi zaten konu almıyor. İşte bu bir devlet klasiğidir.

Biraz da teknik tarafa bakalım. Karbon borsası kurulacak. Epiaş (Enerji Piyasaları İşletme A.Ş.) yönetecek. Çünkü bu konudaki düello Çevre Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı arasında değil; Ticaret Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı arasındaydı. Ve evet, Enerji kazandı. Böylece karbon borsası, doğanın değil, piyasaların çocuğu oldu.

Yani sevgili okur, doğa yine kaybetti. Ama en azından karbonun bir fiyatı olacak. Bilmiyorum sevinebiliyor musunuz ama karbondioksitin metalaşması, insan haklarından daha hızlı oldu.

Gelelim işin en ironik tarafına.

Türkiye olarak Paris Anlaşması’nda verdiğimiz karbon salımı taahhüdü o kadar komik ki, hiçbir şey yapmasak bile hedefi tutturuyoruz. Hatta fazla fazla tutturuyoruz. 650 milyon ton hak verilmiş, biz 560 milyon ton salmışız. Kalanı mahallenin çocuğuna dağıtsak yeridir. Bu durumda “Arabamı elimden alacaklar mı?” korkusu da biraz yersiz. Hiç kimse sizin dizel Şahin’inize göz dikmedi, rahat olun.

Ama asıl mesele bu değil. Asıl mesele, bu kanunun neyi söylemediği.

Hiç kimse kalkıp da “Bu ülkeyi iklim değişikliğinden nasıl koruyacağız?” demiyor. Kuraklık geliyor, susuzluk geliyor, çiftçi toprağı terk ediyor, göç dalgaları kıyıya vuruyor… Ama biz hala karbon ticareti konuşuyoruz. İklimle savaşmıyoruz, faturayı başkasına nasıl keseceğimizi tartışıyoruz.

Vel hasılı kelam; bu yasa, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle olan ilişkisinde tarihi bir fırsatı —itiraf edelim ki büyük ustalıkla— ihracat meselesine indirgemiştir. Adına “iklim” deyip içini “gümrük vergisi önlemi”yle dolduran bu yapı, yakın gelecekte belki karbon piyasasında başarı getirir. Ama gezegene, insana, çiftçiye, çocuğa, kuşa, arıya, toprağa getirisi meçhuldür.

Tavsiyem: Bu yasayı çerçeveletip duvara asmayın. Ama bir kenara da atmayın. Ne olur ne olmaz, Avrupa gümrükte sorarsa “Bakın bizim de kanunumuz var” deriz.

Ha, bu da bir şeydir.

{ "vars": { "account": "UA-60615480-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }