Peygamberler bir birlerinin devamı olarak kendisinden önceci peygamberin bildirdiği kuralları devam ettirir.

Yahudilik ve Hıristiyanlık aynı coğrafyada ama farklı tarihi dönem ve koşullarda doğup büyüyen ilahi dinlerdir. Ortadoğu'dan başlayarak zamanla tüm dünyaya yayılmışlardır.

Yahudi ve Hıristiyan dininin kutsal kitaplarında (Tevrat, Zebur ve İncil) çok sayıda farklı hayvan türü yer almaktadır.

Tevrat'ta hayvanlar hakkında genel olarak "canlı" anlamına gelen "hayyah" kelimesi kullanılmıştır. Yük hayvanı "bair", dört ayaklılar "behemah" kelimeleri ile ifade edilmiştir. Hayvanlar Tevrat'ta 155 kelime ve 122 tür ile belirtilmiştir.

Bu hayvanların bazı özelliklerine yer verilmiştir. Kartal çevikliği, arslan cesareti, boğa gücü ve karınca çalışkanlığı ile sembolize edilmiştir.

Sina Dağında ilahi vahyi alan Musa peygambere hayvanlar hakkında da çeşitli kurallar emredilmiştir. Hayvanlar hakkında emirler almıştır.

Bu kurallardan en önemlileri eti yenen ve eti yenmeyen hayvanların bildirilmesidir.

Hayvanlara her türlü eziyet ve istismar yasaklanmıştır. Bir hayvanı istismar eden mutlaka öldürülecektir; emri yer almaktadır.

Yaratıcı hakk ve adalet sahibidir. İnsanlar kadar hayvanları da düşünür ve sever. Yarattığı varlıkları arasında eşitlik ve adaleti gözetir. Hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, Tevrat'ta Hz Süleyman'ın kıssasında "Salih adam hayvanının canını kayırır. Buyurarak insanların hayvanlara nasıl davranması gerektiği bildirilmiş ve hayvanların toplumdaki statüsü belirlenmiştir.

Hıristiyanlıkta hayvan figürleri genellikle sembolik motifler halinde kullanılmıştır. Yılan aklın ve kötülüğün, koyun ve güvercin saflığın simgesi olarak yer almaktadır.

İki büyük ilahi dine ait kutsal kitaplardaki metinlerde hayvanlar genellikle;

İnsana Tanrı tarafından verilen değer...

Kurban ve besin...

İnsanlara ya da diğer hayvanlara yönelik ceza ya da ödül aracı...

Sosyal statü ve maddi güç...

Askeri güç...

Av...

Saflık ve temizlik...

Kötülük ve yalan...

Tanrının yaratıcı gücünün göstergesi...

İnsanın yardımcısı olarak sembolize edilir...

Yahudilik ve Hıristiyanlığa ait kutsal metinlerde;

Hayvanların farklı renk ve biçimlerde tür ve ırklar şeklinde yaratıldığı, insan ölçüsünde olmasalar bile Tanrı tarafından sevildikleri, Nuh Tufanı örneğinde olduğu gibi korundukları, insana tarım, besin, av, savaş, bekçilik, taşımacılık konularında yardım ederek kaynak oluşturdukları ve insanın yönetimine bırakıldıkları anlatılır.

İnsanın yararlanması için yaratıldığı söylenen hayvanların da canlı birer varlık olarak hakları bulunduğu bildirilmektedir. Sosyal yapıları ve insana benzerlikleriyle haklarının ve refahlarının korunması istenmektedir.

Gerçekten resullerin kıssalarında akıl sahipleri için çok büyük bir ibret vardır.

Peygamberlerin yaşantısına bakıldığı zaman; peygamberlerin çoğunluğu çobanlık ve hayvan bakıcılığı yapmıştır. İnsanlara nasıl merhametle yaklaştılarsa diğer canlılara ve hayvanlara da aynı merhameti göstererek toplumlarına örnek olmuşlardır. Peygamberlerin hayatlarında hayvanlar hakkında söyledikleri ve hayvanlara davranışlarına bakarak hayvanlar hakkında bilgi sahibi olabiliriz.