Yer kürede, zarlı, zarsız, çekirdekli, çekirdeksiz, tek hücreli, çok hücreli, ilkel, gelişmiş, toprakta, suda, havada yaşayan, hareket eden, hareket etmeyen, bütün canlılar bir birlerini tamamlayan varlıklardır.

Doğal hayat bir denge ve hesap üzerine yaratılmıştır.

Dengede, eksiklik, fazlalık, hesapta yanlışlık yoktur.

Bilinen veya bilinmeyen bütün âlemler kendi yörüngesinde, çekim alanında bir hesabın sonucu bir dengede hayatını sürdürür.

Yeryüzünün coğrafi şekilleri dağlar, taşlar, ovalar vadiler, çöller, ırmaklar, göller, denizler ve okyanuslar, buzullar hepsi canlıların yaşamlarını devam ettirmeleri için farklı şekilde yaratılmıştır.

Bir canlı sadece kendisi için yaşamaz.

Kendi yaşamını devam ettirirken başka canlıların yaşamı için ortamlar hazırlar.

Ağaçlar kendi yaşamını devam ettirirken

Bazı bitkileri gölgesinde yeşertir,

Bazı canlılara ev sahipliği,

Bazı canlılara yiyecek sağlarken aynı zamanda yeryüzüne oksijen sağlar.

Bu hayat döngüsü bütün canlılar için geçerlidir.

Bütün canlılar yaşama hakkına sahiptir.

Yaşama hakkı demek canlının yaşamı için gerekli bütün şartlara ve neslini sürdürecek imkânlara sahip olması demektir.

Bir canlı tohumdan, kökten, çiçekten, bölünerek, çoğalarak, yumurtadan, doğarak, hangi üreme ve çoğalma şekliyle yaşama başlarsa başlasın bütün canlılar gibi yeryüzünden eşit şekilde faydalanarak yaşama hakkına sahiptir.

Yeryüzünde yaratılan bütün canlılar kendi âlemleri için gerekli olduğu gibi başka âlemlerin yaşamları sürdürmeleri için gereklidir.

Canlılar hayatlarını sürdürmeleri için optimum şartların bir arada olması gerekir.

Bitkiler, hayvanlar ve insanlar hayatlarını sürdürebilmeleri için bir birlerine muhtaçtır. Bitkiler olmazsa, hayvanlar, hayvanlar olmazsa insanlar olmaz.

Farklı türler bir birlerinin düşmanı gibi görünse de hayatlarını devam ettirmeleri için bir birbirlerine ihtiyaçları vardır. Bir tür yaşaması için diğer türün yaşamasında optimum şartın içerisindedir. İneğin yaşaya bilmesi için ota ihtiyacı vardır. Kurdun ve insanın yaşamını sürdürebilmesi için ete ihtiyacı vardır.

Aynı tür içindeki canlılarda bir birleri için gereklidir.

Bitki türleri kendi arasında bir birlerine ihtiyaç duyar. Aynı şekilde hayvanlarda yaşamlarını sürdürmeleri için bir birlerine ihtiyaç duyar.

İnsan hayatını devam ettirmesi için başka canlılara ihtiyacı olduğu gibi başka insanlara da ihtiyacı vardır.

Bütün bitki ve hayvan türleri kromozomlarına işlenmiş genetik şifreye hayatlarını devam ettirirler. Bu canlıların yaşamlarını devam ettirmeleri için gerekli bütün bilgi ve yetenek bu genetik şifrede bulunur.

Bu bilgi ve yetenekler şartlar oluşunca ortaya çıkar.

Keklik bahar yaklaşınca güneşin durumuna göre eşini seçer biyolojik düşmanlarının, diğer canlıların ve insanların göremeyeceği bir yere yuva yaparak yumurtlar ve kuluçkaya yatar. Yumurtadan civcivlerin çıkması için gerekli olan ısıyı ve nemi sağlar. Günü gelince yumurtadan çıkan keklik civcivleri yemeye başlar. Soğuk olursa anne keklik onları ısıtır. Civciv yeme, içme, tehlikelerden kaçmasını ve saklanmasını bilerek dünyaya gelir. Yani genetik şifresinde yaşaması için gerekli her şey mevcuttur.

Buna içgüdü. Yaratılışın hikmeti ne dersek diyelim.

Bütün canlılar (insan hariç) genetik şifrelerindeki koda göre doğal yaşamda ekolojik dengede hayatlarını sürdürürler.

Bu canlıların kendi düşünce ve tercihleri yoktur.

Yaptıklarından sorumlu değildirler.

İnsan birilerine muhtaç olarak dünyaya gelir.

Yaşaması için gerekli olan bilgi ve becerileri sonradan öğrenir.

Genetik şifresinde; doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan, güzeli çirkinden ayırt etme yeteneği verilmiştir.

Hayatlarına kendi düşünce tercihlerine göre yön verir veya vermesi gerekir. Onun için

İnsan yaptıklarından sorumdur.

Her canlı gibi yabani hayvanlarında yaşam hakkı vardır.

Yabani hayvanların diğer canlılar, hayvanlar ile kendi türleri, ırkları, cinsleri ve akrabaları arasındaki ilişkide oluşan yaşam hakkı ihlalleri bu canlıların yaşamaları için gerekli olan genetik davranışlardır.

Doğal yaşam ve ekolojik denge içerisinde kabul edilir. Canlıların kendi düşünce ve tercihleri değildir.

İnsanın yabani hayvanlar ile olan ilişkisinde hayvanların yaşama hakkının yok edilmesi insanın kendi düşüncesi ve tercihidir. Onun için sorumluluk kendisine aittir.

İnsan; yabani hayvanlara avcılık, tarım, kentleşme, sanayi, sulak alanların, ormanların yok edilmesi ile yabani hayvanların yaşamına zarar vermiş (geçmiş makalelere bakılabilir) ve yaşam hakkını ihlal etmiştir.

Yabani hayvanların yaşama hakkı ihlalleri.

Direk öldürmek

Yaşaması için gerekli olan bir faktörü yok etmek,

Yaşam alanlarını bozmak veya yok etmek

Neslini devam ettirmesini engellemek şeklinde olmuştur.

Son yarım yüzyılda yaban hayatın önemi anlaşılmış, doğal yaşamın ve ekolojik dengenin bozulmasının insanlığın sonunu getireceği fikri kabul edilmiştir.

Doğal yaşamı, yaban hayatı ve ekolojik dengeyi koruyacak ulusal kanun, yönetmenlik ve uluslararası sözleşmeler çıkarılmıştır.

Yabani hayvanlarının korunmasını ulusal yönetmelik, kanun ve uluslar arası sözleşmeler çerçevesinde değerlendirmeye devam edeceğiz.