Bayraktar, yaptığı açıklamada, zeytinde başlayan hasat ile birlikte 2017/2018 zeytin ve zeytinyağı sezonunun açıldığını belirtti. Yağlık ve sofralık olarak değerlendirilen zeytinin, dünyada sınırlı bir alanda yetiştirildiğini, bundan dolayı üretildiği bölgelere zenginlik kattığını vurgulayan Bayraktar, zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98'i ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde olduğuna dikkati çekti.

TÜRKİYE ZEYTİN ÜRETİMİNDE İLK 5'TE

Dünyada zeytinliklerin dörtte birinin İspanya'da olduğunu, Türkiye'nin yüzde 9,3 payla İspanya, Tunus, İtalya ve Yunanistan'ın ardından 5'inci sırada bulunduğunu Bayraktar, “Zeytin üretimi yıllara göre büyük dalgalanmalar göstermektedir. Dünyada 15 ille 22 milyon ton arasında değişen zeytin üretiminin üçte birini İspanya yaparken, Türkiye ortalama yüzde 9-10'luk payıyla İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın ardından 4. sırada gelmektedir. İspanya'nın ağırlığının yüzde 40'ları aştığı ve yıllara göre, 2,4-3,2 milyon ton arasında değişen dünya zeytinyağı üretiminde ise yüzde 5-6'lık payıyla İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Suriye'nin ardından 6. sırayı almaktadır" dedi.

ZEYTİNLİK SAYISI ARTTI

2000-2016 döneminde zeytin ağacı sayısını yüzde 78 artırarak 97,8 milyondan 173,8 milyona çıkaran Türkiye'nin kendisine dünya ikinciliği hedefi koyduğunu, yeni dikilen zeytin fidanlarının meyve vermeye başlamasıyla birlikte var ve yok yılları arasındaki farkın giderek kapanmaya başladığını vurgulayan Bayraktar, “bu yıl 460 bin tonu sofralık, 1 milyon 640 bin tonu yağlık olmak üzere 2,1 milyon tonluk bir üretime ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Artan zeytin üretimi iyi değerlendirmeli, başta zeytinyağı olmak üzere zeytin ve zeytin ürünleri ihracatına önem verilmeli" dedi.

ABD PAZARINDAN ALDIĞIMIZ PAY YÜZDE 1,5'DA KALIYOR

Zeytin alanlarında 5'inci, zeytin üretiminde 4'üncü, zeytinyağı üretiminde 6'ıncı sırada olan Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı ihracatının yetersiz kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Sadece zeytinyağı ihracatından İspanya 3, İtalya 1,6 milyar dolar kazanırken zeytinin anavatanı olan Türkiye, zeytin ve zeytinyağında 190 milyon doların çok daha üzerinde ihracat yapmalıdır. Günümüzde 0,4 litre olan dünyada kişi başına zeytinyağı tüketimi, sağlık açısından taşıdığı önem anlaşıldıkça çok daha fazla artacaktır. Türkiye, buna hazırlıklı olmalıdır. Dünyada 800-900 bin ton zeytinyağı ihracatı yapılmaktadır. Bunun yüzde 55'ini İspanya ve İtalya gerçekleştiriyor. Üçte birini de ABD ithal ediyor. Bizim ABD pazarından aldığımız pay yüzde 1,5'de kalıyor. Türkiye, bu pazardan çok daha fazla pay almalıdır. 18 bin ton zeytinyağı, 46 bin ton siyah zeytin, 13 bin ton yeşil zeytin ihracatımız var. Çok fazla ihracat yapabiliriz.

İÇ TÜKETİM ARTIRILMALI

Zeytinyağında iç tüketim de artırılmalıdır. Yunanistan'ın 13,3, İspanya'nın 10,5, İtalya'nın 9,7, Tunus ve Lübnan'ın 8 litre kişi başına tüketimi varken, bizim tüketimimizin 2 litrede kalması doğru değildir. 2016 yılında yağlı tohum, ham yağ ve yağlı tohum küspesi ithalatına 3,5 milyar dolar veren Türkiye açısından bitkisel yağ açığının kapatılması ve ithalatın azaltılması için zeytincilik önemli bir fırsattır. Uzmanlar, yağlardan alınan enerjinin günlük kalori ihtiyacının yüzde 30'unu aşmaması ve bu oranın yüzde 60-70'inin de zeytinyağından sağlanacak şekilde beslenilmesini önermektedir. Zeytin içerdiği antioksidanlar, karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık üzerindeki önemi büyüktür."

İHRACATTA YENİ PAZARLAR BULUNMALI

Hedefin sadece üretim artışı olmaması, artan üretimin en iyi şeklide nasıl değerlendirileceği üzerinde de titizlikle durulması gerektiğini belirten Bayraktar, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Zeytinyağında kilogram başına 80 kuruş olan fark ödemesi desteğine devam edilmeli, sofralık zeytine de prim verilmeli, tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalı, İhracatta yeni pazarlar bulunmalı, tanıtım ve pazarlama stratejilerinin geliştirilmeli ve hedef pazarlar değerlendirilmeli, sadece üretim artışına değil, pazarlama olanaklarına da odaklanılmalı, stok müessesesi oluşturulmalı, hangi amaçla olursa olsun zeytinliklerin tahrip edilmesi önlenmeli, zeytinlikler korunmalı, tağşiş olaylarına fırsat verilmemesi bakımından gıda denetimleri daha da artırılmalı, hasat sırasında gelecek yıl ürün verecek sürgün ve filizlerin kırılmamasına dikkat edilmeli, bin bir emekle hasat edilen zeytinlerin buna bağlı olarak zeytinyağının kalite kaybına uğramaması için taşıma ve depolamada gereken önlemler alınmalıdır."