Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, göreve geldiği günden bugüne kadar önemli çalışmalara imza attıklarını bildirerek, “Bu süre içinde birlik binası başta olmak üzere Türkiye genelinde faaliyetlerini sürdüren Ziraat Odalarının yüzde 80'inden fazlasını kendi hizmet binasına kavuştu” dedi.

Bayraktar, “50 yıldan beri çıkarılamayan kanunları çıkardık ve Ziraat Odalarımız ekonomik anlamda güçlü hale getirildi. Yine Birliğimizi mükemmel sayılacak nitelikte bir sosyal tesise kavuşturduk. Önümüzdeki günlerde düzenleyeceğimiz törenle açılış yapacağız” diye konuştu.

Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar'ın divan başkanlığı, Hendek Ziraat Odası Başkanı Hayri Duran'ın divan ikinci başkanlığı ve Karapürçek Ziraat Odası Başkanı Zekeriya Yıldırım'ın katip üyeliği yaptığı genel kurulda, Ali Şener Bayraktar, 2011-2014 döneminde Sakarya Ziraat Odalarının başarılı bir çalışma dönemi geçirdiğini, birçok çiftçi sorununun çözüldüğünü bildirerek, sorunların çözülmesine destek veren TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'e teşekkür etti.

“Odalarımız, Aydın'da zeytinyağı fabrikası, Manavgat, Kumluca'da ambalajlama, paketleme tesisi ve ürün işleme tesisi kurdular. Ziraat mühendisi istihdamı yapıyor ve danışmanlık hizmeti veriyorlar. Bundan memnuniyet duymamak tabii ki mümkün değil. Eğitim çalışmalarına son yıllarda çok önem veriyoruz. Odalarımızın da bu eğitim çalışmalarına katkılarını sağlıyoruz. Hem çiftçilerimizi eğitiyoruz hem kadın çiftçilerimizi eğitiyoruz hem de şuanda Türkiye'nin her tarafında genç çiftçi eğitimine başladık.

Sosyal tesisi hizmete açacağız

Ziraat Odalarımızda bu gelişmeler olurken Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nde de gelişme ve çalışmalar var. Ben geldiğimde hizmet binası olmayan bir kurumdu. Şuan müstakil hizmet binası var. Ayrıca bu yıl 200 yataklı Eğitim ve Sosyal Tesisimizi de bitirdik. İnşallah önümüzdeki günlerde hizmete açacağız. Burada kurum içi eğitimlerine önem vereceğiz. Bölge toplantılarını yapacağız. Ve Türkiye'nin muhtelif yerlerinden gelen oda başkanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz, meclis üyelerimiz, hatta üye kartı olan çiftçilerimiz Ankara'da bu tesiste kalma imkanı bulacaklar.

Tarım Kredi Merkez Birliği ve onun bünyesinde faaliyet gösteren Tarnet ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde otomasyonu da bitirdik. Bundan sonra bir şifreyle tapu, nüfus kayıtlarına ulaşılabilecek. Sosyal Güvenlik Kurumu'na, çiftçi kayıtlarına entegre olunacak. Bunlar, kurumsal kimliğe kavuşmuş olan Odalarımızın, Birliğimizin önümüzdeki yıllarda çok daha fazla büyümesi için fevkalade önemli.”

Bayraktar, yaptıkları çalışmalar sonucunda fındık ürününün yine alan bazlı desteğinin sürmesinin sağlandığını, Sakarya da dahil olmak üzere fındık alanı olarak gösterilmediği için desteklerden yararlanamayan yerleri destek kapsamına aldırdıklarını belirtti.

Çiftçinin bir liraya sattığı ürünü tüketici 5 liraya alıyor

Çiftçinin bir liraya sattığı ürünü tüketicinin beş liraya aldığını, bu durumdan çiftçinin zarar gördüğünü vurgulayan Bayraktar, bunun kooperatifler tarafından çözülebileceğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Görüldüğü gibi bu durumdan çiftçi zarar görüyor. Parayı ise aracılar kazanıyor. Bu olumsuzluğun ortadan kaldırılabilmesi için çiftçimize yapılan destekler artarak devam ettirilmeli ve üretim maliyeti mutlak surette aşağıya çekilmelidir. En önemlisi de aracıların yerini, çiftçiler tarafından kurulmuş olan kooperatifler almalıdır. Bu ülkede ekonomik örgütleri güçlü hale getirmek zorundayız. Bugün bizim ürettiğimiz ürünleri, meyvemizi ve sebzemizi biz 1 liraya üretiyor, tüketici de bunu 5 liraya yiyorsa bu ekonomik örgütlerin güçlü olmamasıyla ifade edilebilir. Çünkü bu malı alacak, stoklayacak. Satıcıyla üreticiyi buluşturacak, sözleşmeli üretim modelini geliştirecek ekonomik örgütler maalesef yok.

Tarımı gelişen bütün ülkelerde ekonomik örgütler güçlü ve fonksiyonel. İşlevsel olmak, mensuplarına fayda temin etmek, iş görmek önemlidir. Ama biz bunu sağlayamadık. Üretici birlikleri bugünkü haliyle fonksiyonel değil. Bunların kanunu çıkarken çok katkı sağladık. Ama onları idari ve mali yönden daha güçlü hale getirmemiz lazım.

Örgüt olmayınca plansızlık beraberinde geliyor. Ürün para etmiyor. Hayvanlar para etmiyor. Süt hayvanları kesime gidiyor, süt hayvancılığı para etmiyor. Yaptığımız girişimler sonucunda müdahale kurumu kurdurduk. Böylece Et-Balık Kurumu'nun müdahale kurumu haline getirildik. Süt hayvancılığını mutlak surette ayakta tutmalıyız.”

Çiftçilerimizin desteklemeleri artırılmalı

Çiftçinin destek verildiğinde ihtiyaç olan her ürünü yeterli miktarda temin edeceğini gösterdiğini belirten Bayraktar, “Uzağa gitmeye gerek yok. Sakarya'da destekle yem bitkileri üretimi artmış, hayvancılık büyümeye başlamıştır. Süs bitkiciliği gelişmiştir. Tavukçuluk gelişmiştir. Birçok firma bugün rekabet içinde çalışıyor. Kalite ve standart noktasında çok mesafe alındı. Avrupa standartlarında üretim yapılıyor. Sakarya'da bazı meyve çeşitlerinde bakıyoruz, üretimi sağlamışız. Kaliteli üretim yapıyoruz. Türkiye'nin her tarafında üreticimize destek verildiğinde üreticimiz mucizeleri başarıyor” dedi.

Aile işletmeleri tarımın sigortasıdır

Aile işletmeciliğinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, “Aile işletmeciliği tarımın sigortasıdır. Tarımsal ve hayvansal üretimde sürdürülebilir olmak, üretimin sürdürülebilir kılınması için aile işletmelerinin desteklenmesi şart. Çünkü bu işletmeler çok fazla kar peşinde değil. Bu işletmeler zaman zaman zarar ederler ama faaliyetlerine devam ederler. Ve bu ülkenin gıda güvencesini temin ederler. Geçen yıl biliyorsunuz, bu manada birçok toplantılarda yapıldı. Bununla da ilgili destekler aile işletmelerine verilecek” dedi.

40 milyar verimlilik kaybı var

Tarladan hasada kadar 40 milyar lira verimlilik kaybı, israfı olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bunu ekonomiye kazandırmamız lazım. Sadece yetersiz ve yanlış gübre kullanmaktan dolayı 10 milyar lira civarında ekonomik kaybımız var. Bu fevkalade önemli bir rakam. Ziraat Odaları olarak bu laboratuvarları niye kuruyoruz. Değerli çiftçilerimizin toprak tahlili yaptırmaları önemli. Bununla alakalı desteklemeler de var. Çiftçimiz bu toprak tahlillerinden destekleme alıyor. Çiftçilerimizden topraklarını alalım getirelim ve tahlil yaptıralım. Çiftçinin topraklarının mutlaka tahlil ettirilmesi gerekir. Ziraat Odaları genel kaynaklarını çiftçiye kullanmalı, mesela biz de laboratuvar yapalım Sakarya'ya, Tarım Bakanlığı Sakarya'ya laboratuvar kurulmasına hazır, yapalım bunu, bu israfı ekonomiye kazandırırsak daha fazla ihracat yaparız. Verimlilik rakamlarını en kısa zamanda telafi etmemiz, artırmamız lazım.”

Ziraat Odası başkanlarına seslenen Bayraktar, “İl Tarım Müdürlüğü'nün elindeki toprak tahlil laboratuvarını siz alın ve tahlilleri siz yapın. Çiftçiden aldığınız paraları çiftçiniz için harcayın sizleri bu konuda göreve davet ediyorum” dedi.

Anahtar kelime verimlilik

Bayraktar, “Çiftçilikte mukayeseli üstünlüğün anahtar kelimesi verimliliktir. Dekardan aldığınız verimliliği arttıracaksınız ki para kazanılsın. Aksi halde düşük maliyetlere üretim yapanlarla rekabet edemezsiniz. Bir diğer husus ise mutlak üstünlüktür. O da parayla olur. Parayı bastırıyorlar maliyeti aşağıya çekiyorlar. Bizim çiftçimiz onlarla eşit olmayan koşullarda rekabet etmek zorunda kalıyor” dedi.

Çiftçimiz daha çok desteklenmeli

“Çiftçimiz daha çok desteklenmeli ki rekabet edecek seviyeye gelsin ve hasıladaki payı yılda 150 milyar dolara çıksın” diyen Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Devletin verdiği desteği çiftçi zaten stopajla, ÖTV'yle, KDV'yle fazlasıyla geri ödüyor. Tarımına destek veren ülkelere bir baktığımızda, çiftçilerine ne kadar destek sağlanıyor görüyoruz. Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin. Çiftçimiz, yüce milletimizi aç bırakmamak için elinden geleni yapıyor. Karşılığını alamıyor da olsa sürekli olarak üretiyor ve bundan sonra da üretmeyle devam edecek. Çünkü biz bu güzel yurdumuzun sigortasıyız” dedi.