Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), 81 ilde, aynı anda düzenlenen basın toplantısıyla “Darbenin Karşısında: Demokrasinin ve Milli İradenin Yanındayız" ortak bildirisini kamuoyuyla paylaştı. Bayraktar, Ankara'da Birlik Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısıyla bildiriyi kamuoyuna duyururken, 81 ildeki Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanları da aynı bildiriyi aynı anda yaptıkları basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladılar.

Şemsi Bayraktar, ortak bildiriyi okumaya başlamadan önce, basın toplantısında, bir ihanet şebekesinin, bir terör örgütünün, kendi milleti üzerine doğrulttuğu silahlarla başlattığı darbe girişimine, devlet-millet el ele, omuz omuza vererek karşı çıkmasının ve bertaraf etmesinin onur ve gururunu hep birlikte yaşadıklarını belirtti.

15 Temmuz darbe girişimini Başbakan Binali Yıldırım'ın da ağzından duyar duymaz; uygulamaya konulan hain plana, bütün teşkilatları ve temsilcisi olduğu 4,5 milyon çiftçi adına tepkilerini anında koyduklarını belirten Bayraktar, şunları söyledi:

“Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmediğimizi, milletin iradesi dışında bir iradeyi asla tanımadığımızı, tanımayacağımızı kamuoyuyla paylaştık. Bu kesin irade beyanımızı, o meşum gecede, 766 Ziraat Odamıza ve teşkilatımız çalışanlarına SMS'ler aracılığıyla telefonlara bildirdik.

Bütün Türk milletinin olduğu gibi, 4,5 milyon çiftçimizin de bu onurlu mücadelenin bir parçası olmasından dolayı büyük onur ve kıvanç duymaktayız. Bir kez daha ve üzerine basarak vurguluyorum ki hiçbir darbe, hiçbir kalkışma asla meşru değildir. Hiçbir şekilde savunulamaz, kabul edilemez. Bütün milletimize, şahsım ve temsil ettiğimiz 4,5 milyon çiftçimiz adına geçmiş olsun dileklerimi sunarken, demokrasi şehitlerimize rahmet, bütün gazilerimize acil şifalar diliyorum.

Cenabı Allah'tan vatanımızı ve milletimizi her türlü ihanetten, şerden ve musibetten korumasını niyaz ediyorum."

Bayraktar, daha sonra 81 ildeki Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu başkanlarınca basın toplantılarıyla kamuoyuna açıklanan Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin “Darbenin Karşısında; Demokrasinin ve Milli İradenin Yanındayız" başlıklı ortak bildiriyi okudu.

Ortak bildiri şöyle:

“DARBENİN KARŞISINDA;

DEMOKRASİNİN VE MİLLİ İRADENİN YANINDAYIZ"

1- Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliğiyle terör belasıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık.

2- Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Hiçbir darbe, hiçbir kalkışma asla meşru değildir ve hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle savunulamaz.

3- Her türlü darbe girişimi ülkemizin huzur içinde kalkınmasına, geleceğimize darbe vurmak demektir. Demokrasiye vurulacak her darbe, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir.

4- Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımızdan başlayarak bütün yöneticilerimiz ve milletimiz ilk andan itibaren tek vücut olarak darbecilerin hesaplarını boşa çıkardılar.

Biz de hain planın açığa çıkmasının hemen başından itibaren, 4,5 milyon üyemizle darbeye karşı durduk, demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıktık. Bütün çiftçiler olarak yüce milletimiz önünde bir kez daha vurgulamak isteriz ki; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da tavrımız değişmeyecek. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demokrasiye sahip çıkacağız.

5- Dünyanın ekonomik krizler yaşadığı bir ortamda güçlü bir siyasi istikrar gerekiyorken, ülkemizde demokrasiyi geliştirmeye, ileri demokrasiyi kurmaya çalışıyorken, demokrasiyi sekteye uğratacak her türlü darbe girişimi, bu ülkeye yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.

6- İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında Meclis'i terk etmemesi, demokrasimiz açısından çok büyük kazanımdır. Artık demokrasimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir.

Bundan sonra;

7- Darbe girişimine karşı milletçe gösterdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin bundan böyle de devam ettirilecek bir sürece sokulmasına her kesim yardımcı olmalıdır.

8- Toplumda çatışmaya, ayrışmaya yol açabilecek eylem ve söylemlerden mutlaka kaçınılmalı; bu hassas dönemde provokatörlere karşı toplumumuzun her kesimi her zamankinden daha dikkatli olmalıdır.

9- Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiçbir sorumluluğu olmayan, hiçbir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa süre içinde çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.

10- Ülkemizin dört bir yanında terör örgütleriyle büyük bir mücadele verdiğimiz ve bu mücadelede büyük başarılar edilmekte olduğu asla dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. İç ve dış mihraklı teröre karşı yürütülen operasyonların, elde edilen başarıların milletin bağrından çıkan gerçek kahramanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bütün unsurları ve Emniyet Teşkilatımızın bütün birimlerince omuz omuza birlikte yürütüldüğü asla unutulmamalıdır.

11- Terör operasyonlarında birbirlerine siper olan, koyun koyuna aynı şehadet şerbetini içen Mehmetçiklerimizin ve polislerimizin ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak, tek yasal güç olduğu asla hatırdan çıkarılmamalı, bu iki güzide kurumumuzun işbirliğine gölge düşürebilecek her türlü söylemden uzak durulmalıdır.

12- Anlaşılmıştır ki hain plana; şanlı ordumuzun vatansever subay, astsubay ve erlerinin büyük bölümü, ettikleri yemine bağlı kalarak canları pahasına ve onurlu bir şekilde karşı çıkmıştır.

13- Kahraman ordumuz, vatansever askerlerimiz yıpratılmamalıdır. Bütün milletimizin tıpkı darbecilere karşı omuz omuza verdiği mücadelede olduğu gibi, öncelikle devletimizin de vereceği destekle, askerimizin ve polisimizin morallerini en yüksek seviyeye çıkaracak adımlar, aynı kararlılıkla ve bütün milletimizce atılmalıdır.

14- 15 Temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesine sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır.

15- Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi, “15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü" olarak ilan edilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz."

BAYRAKTAR SORULARI YANITLADI

Bayraktar, “Biliyorsunuz 3 ay süresinde olağanüstü hal ilan edildi. Bu dönem de ekonomik faaliyetlerle ilgili hiçbir şeyin kısıtlanmayacağını Cumhurbaşkanımız söyledi. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomi ortamının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bu süreç çiftçiyi etkiler mi?" şeklindeki bir soruyu şöyle yanıtladı:

“Darbe girişiminin ardından tüm ülkelerde olağanüstü hal ilan ediliyor biliyorsunuz. Fransa'da da terör olaylarından sonra aynı karar alındı. 6 ay da uzatıldı. Burada Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın açıklamaları var. Yani alınan bu karar halkımızın gündelik hayatına yönelik olmayıp devlet mekanizmalarının hızlı ve güvenli yürümesiyle yani ekonomiyi etkileyecek, çiftçimizi veya diğer sosyal kesimleri etkileyebilecek bir durum söz konusu değildir. Bu olağanüstü hale de biz olumlu bakıyoruz."

Darbe girişiminde bulunanlara idam talebi olduğunu, MHP'nin de buna destek verdiğini belirten bir gazetecinin, bu konudaki görüşünü sorması üzerine Bayraktar, “İdam cezasına biz olumsuz bakmıyoruz. Olumlu bakıyoruz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak idam cezası gündeme gelirse bunu sonuçta Türkiye Büyük Millet Meclisi kabul edecek biz buna karşı olmayız bunu destekleriz. Ama burada özellikle sayın Başbakanımızın ihtiyatlı açıklamaları tahmin ediyorum bu Avrupa Birliği sürecine uyumla alakalı. Bunun için biraz daha ihtiyatlı konuşuyor ama ben şahsım olarak idama karşı değilim" karşılığını verdi.