Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, bakliyatta üretimin iki katına çıkabileceğini ve tohum sektörünün buna hazır olduğunu söyledi.

Yüzde 18 ila 36 oranında protein içeriğine sahip olan baklagillerin besin değerinin ete çok yakın olduğunu, baklagillerin insan ve hayvan beslenmesi başta olmak üzere çevre dostu ve sürdürülebilir bir tarım sektörü açısından olmazsa olmaz ürün grupları arasında yer aldığı vurgulayan Yılmaz '' Bakliyat açlığa çaredir, beslenme için önemlidir. Bu nedenle azalan bakliyat üretimini ve tüketimini arttırmak için 2016 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Türkiye'nin önerisi ile 'Bakliyat Yılı' ilan edildi'' dedi.

Üretim alanlarının artışı ve tüketim seferberliği ile birlikte baklagil tohumu üretiminde teşvik edilmesinin şart olduğunun altını çizen Yılmaz,“Baklagil tohumu üretimini teşvik etmek amacıyla, hububat ve yağlı tohumlar gibi alternatif ürünlerle rekabet şansını artıracak, bu ürünlerle münavebeye girmesini sağlayacak destekleme politikaları uygulanmalıdır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mevcut destekleri arttırmalıdır. Bizler tohumculuk sektörü olarak özellikle tarımsal mekanizasyona uygun, sanayilik, hastalık ve zararlılara dayanıklı yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışıyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'de yeterli sayıda çeşit geliştirilmiş olmasına rağmen, çiftçilerimizin sertifikasız tohuma yöneldiğini ve bu durumun verim ve kaliteyi olumsuz etkilediğini aktaran Yılmaz, “Her ürün grubunda olduğu gibi bakliyat üretiminde de sertifikalı tohum kullanımını teşvik etmek için tohumculuk sektörü olarak gerekli çalışmaları yapıyoruz. Tohum seçiminde yüksek verimli çeşitler yanında kalite özelliklerini de dikkate alarak üretim bölgelerine uygun çeşitleri teşvik etmek amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

“BAKLİYATTA VERİM ARTIYOR"

Bakliyattaki verim artışlarına da değinen Yılmaz, “Son 25 yılda dekar başına alınan verimlilikte, buğdayda yüzde 34, çeltikte yüzde 83, kuru fasulyede yüzde 104, nohutta yüzde 32, kırmızı mercimekte yüzde 64, son yıllarda ekimi azalan yeşil mercimekte dahi yüzde 56 artış yaşandı. Burada önemli olan bakliyat ekim alanlarını tekrar kazanmak ve oraya bu ürünleri ekmek. Türkiye, kendi tüketicisine yeterli derecede bakliyat sunacak ve aynı zamanda bunu satıp, eskiden olduğu gibi çok ciddi oranda döviz elde edebilecek potansiyele sahiptir" dedi.

SEKTÖRÜN GELİŞİMİ

Türkiye'de tohumculuğun gelişimi hakkında bilgi veren Yılmaz, 1925'te kurulan ıslah istasyonlarının 1960'lı yıllara kadar sadece lokal ıslah çalışmaları gerçekleştirdiğini söyledi. Yılmaz, “1960'da ilk tohumculuk yasasının çıkarılmasıyla birlikte ithalat-ihracat gibi aktivitelere başlanmış ancak 1980'lere kadar kamu ağırlıklı bir yapıda faaliyetler sürdürülmüştür. 1980'lerden sonra özel sektörün yer aldığı bir yapıya kavuştu. Tohum fiyatları serbest piyasa koşullarında belirlenmeye başladı. İthalat ve ihracat kolaylaştı. Özel sektör kuruluşlarının desteklendiği bir döneme girildi. 1980'lerden bu yana ise o tarihlerde 3-4 adet olan firma sayısı bugün 800'ün üzerindedir ve bu rakam sadece tohumculuk şirketleri için geçerlidir.

Tohum dağıtıcı ve yetiştirici firmalar bu rakama dahil değil. Başlangıçta tohum ithal eden bir ülkeden ithal edip çoğaltan bir ülkeye dönüştük. Bu aşamanın ardından tohum üretmeye başladık ve bugün gelinen noktada, sadece üreten değil gerçekleştirdiği AR-GE çalışmalarıyla hem yurtiçi hem yurt dışı pazarların tohum ihtiyacını karşılayan ülke konumuna geldik. 1990'lı yıllarda Türkiye'de tüm bitki türlerinde tohum miktarına baktığımızda 100 bin ton civarındaydı.

2003'e geldiğimizde 145 bin ton tohum miktarından 2016 yılsonu itibariyle 958 bin ton tohum miktarına eriştik. 2017 yılı tahmini hedefimiz yüzde 10 büyüme. 76 ülkeye tohum ihraç ediyoruz. Bu noktadan sonra hedefimiz tohumculuk sektöründe artı değerlere ulaşmak. Her türlü iklim koşuluna dayanıklı, hastalıklara dirençli tohumların geliştirilmesi hem ülkemizde hem dünyada öncelikli durumda. Bizim de hem özel sektör hem kamu nezdinde bu yönde planlamalar ve çalışmalar gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu yönde gelişme gösterenler ancak gelecekte var olabilecekler ve rekabette öne çıkabilecekler" dedi.

HEDEF 1,5 MİLYON TON SERTİFİKALI TOHUM ÜRETMEK

Sektörün hedeflerine ulaştığını dile getiren Yılmaz, “2015 yılında, 2023 yılı için bir milyon tonluk bir hedef koymuştuk. Ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen üretim ve kullanım destekleri, Türkiye Tohumcular Birliğinin ve Alt Birliklerin kurumsal yapısını tamamlamasıyla oluşan sektör birlikteliği, tohum endüstrisine yapılan özel sektör yatırımları, sektörün bölgede ve dünyada uluslararası rekabet gücünün artması umduğumuzdan daha hızlı sonuçlar verdi. Hedefimize çabuk ulaştık. Yeni hedefimiz kısa vadede 1.5 milyon ton sertifikalı tohumu çiftçilerimizle, topraklarımızla buluşturmak'' dedi.

Tohum ihracatının bir yılda miktarda yüzde 118, parasal değerde yüzde 49.4 arttığını belirten Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye bugün tohum ithalatından vazgeçse bile kendine yeterli bir tarımsal ürün arzını rahatlıkla sağlayacak konumdadır. Türkiye Tohumcular Birliği olarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte ortak amacımız; ithalat rakamlarını en aza indirmektir. Tohumda 2004 yılında 35 milyon dolarlık bir ihracat yapıyorduk, 2015 yılında bu rakam 115 milyon dolar oldu. 2016 yılına baktığımız zaman ihracatımızın 153.5 milyon dolara çıktığını görüyoruz. Bu miktar 2004 yılına göre yüzde 436, 2015 yılına göre yüzde 49.4 oranlarında artış anlamına geliyor."

Yılmaz, 2015 yılında yüzde 70 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, 2016 yılında yüzde 89'a çıktığını sözlerine ekledi.

TARIMDANHABER