ÖZEL HABER

15 Temmuz hain darbe girişiminde 'can güvenliklerinin bulunmadığı' gerekçesiyle genel kurulunu yapmayan SÜSBİR, Tohumculuk Kanunu'nda bir karşılığı bulunmamasına rağmen genel kurul seçimlerini ancak 4'üncü toplantının ardından yapabildi. Geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimlerde SÜSBİR'in yeni yönetimi belirlendi.

SÜSBİR'İN YENİ YÖNETİMİ ŞU İSİMLERDEN OLUŞTU

9'uncu Olağan Genel Kurul sonuçlarına göre SÜSBİR'in Yönetim Kurulu'na Savaş Akcan, Mustafa Çoban, Ahmet Dündar, Abdullah Okul ve İsmail Sadım seçildi.

ÜYE OLMAYI DAHİ KANUNA AYKIRI BULURKEN YÖNETİMİNE SEÇİLDİ!

SÜSBİR'in Yönetim Kuruluna girenler arasında Ahmet Dündar ismi dikkat çekti.

Dündar, Yalova İli İç ve Dış Mekan Üreticileri Birliği (YASBİR) Başkanı olduğu dönemde Tohumculuk Kanunu'na muhalefet ederek üye olmayı dahi kabul etmediği SÜSBİR'in yönetimine girdi.

Süs bitkisi üreticisi olan ve mevsimlik süs bitkisi üreticilerinin; hububat, domates, salatalık, karpuz, kıvırcık gibi birçok üründe olduğu gibi tüketime sunulan son ürünü ürettiklerini belirterek, Tohumculuk Kanunu'nun öngördüğü SÜSBİR'e üyeliği kabul etmeyen Dündar'ın, birliğin yönetimine seçilmesi büyük bir çelişki olarak görüldü.

ÜYE OLMAMAK İÇİN MAHKEMEYE DAVA AÇMIŞTI!

Dündar, mevsimlik süs bitkisi üreticilerinin Tohumculuk Kanunu kapsamı dışına alınarak SÜSBİR'e üyelik zorunluluğunun kaldırılması için konuyu mahkemeye bile taşımıştı. Dündar, YASBİR Başkanı olduğu dönemde yaptığı açıklamalarda, yaptıkları üretim faaliyetinin tohumla bir alakası olmadığını belirterek, mevsimlik süs bitkisi üreten işletmelerin Tohumculuk Kanunu ile birlikte kurulan alt birliğe üyeliğe zorlanmasına bir anlam veremediklerini belirtmişti. YASBİR'in 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu'na göre kurulduğunu anımsatan Dündar, 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile birlikte ise süs bitkileri sektöründe büyük bir karmaşanın yaşanmaya başlandığına dikkat çekerek, şunları kaydetmişti:

“5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu ile tarımsal üretimlerin branşlara ayrılarak, örgütlenmesi ve düzene girmesi amaçlanmıştı. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nda ise amaç tohumculuk sektörünün düzenlenmesi ve geliştirilmesini sağlamaktı. Ancak bu kanunun yürürlüğe girmesiyle süs bitkileri üreticileri açısından bir kavram kargaşası yaşanmaya başlandı. Örnek olarak kivi fidanı ve sebze fidesini üreten 5553 sayılı kanuna tabii iken kivi meyvesi ile sebzeyi yetiştiren 5200'e tabi. Oysa aynen diğer ürünler gibi süs bitkileri fidesini üretenler 5553 sayılı kanuna, süs bitkilerini yetiştirenler de 5200 sayılı kanuna tabi olması gerekiyor. Ancak ne gariptir süs bitkilerinde fidesini üreten de bitkileri yetiştiren de 5553 sayılı kanunla kurulan birliğe üye olmaya zorlanıyor. Süs bitkileri üreticileri 5553'e dahil ediliyorsa o zaman ülkemizdeki tüm meyve, sebze, hububat üreticilerinin de 5553'e dahil edilmesi gerekiyor"

TARIMDAN HABER