'Tarımdan Haber' sitesinde 'Yerli tohum kullanalım' şeklinde bir haber gördükten sonra tohumda herkesin bildiği bazı gerçekleri bir toparlayıp yazayım diye düşündüm.

Sayın Bakanımızın bütçe sunuş konuşmasından aldığımız bilgiye göre; ülkemizde 2014 yılında 776 bin ton olan tohumluk üretimi, 2015 yılında 896 bin ton olarak gerçeklemiştir. Bugün itibariyle bu üretimin hangi türlerde ne kadar olduğu Bakanlığımızın internet sitesinde açıklanmadığından bilemiyoruz. O nedenle Bakanlığın en son yayınlamış olduğu 2014 yılı rakamları üzerinden yorum yapmaya çalışacağım.

Ülkemizin toplam sertifikalı tohum üretimi 2014 yılında 775.908 ton olup bunun 485.985 tonu (%62'si) buğday ve arpadır. Buğday ve arpa tohumu üretimi fazla teknoloji istemez ve kolay üretilebilir. Bu nedenle de çiftçimiz kendi ihtiyacı olan tohumunu kendi ürününden ayırabilmektedir.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM), yıllardır çiftçimize sertifikalı tohum kullanımının yüzde 25 verim artışı sağladığına dair propagandası vardır. Bu oran nasıl bulunmuştur? Bizce meçhuldür. Hangi tohum türünün hangi çeşidi üzerinde araştırma yapılmıştır? Bu sonuca nasıl varılmıştır? Bilmiyoruz!

Üretilen tohumun ihtiyacı karşılama oranı; buğdayda yüzde 76, arpada yüzde 44'dür. Sertifikalı buğday ve arpa kullanan çiftçiye dekar başına 8,5 TL sertifikalı tohum kullanım desteği verilmesine rağmen, çiftçi çoğu zaman sertifikalı tohum kullanmamakta, kendi tohumunu ayırmaktadır. Sadece bu durum bile sertifikalı tohumun gerçekten yüzde 25 fazla verimli olup olmadığının araştırılmasını gerektirir.

Maalesef tohumda ihtiyacı karşılama oranları; yer fıstığında yüzde 9, nohutta yüzde 13, kuru fasulyede yüzde 2, mercimekte yüzde 4, yoncada yüzde 16, korungada yüzde 0,9'dur. İhtiyacı karşılama oranları hibrit mısırda yüzde 404, hibrit ayçiçeğinde yüzde 891'dir.

Yani ihtiyacın 4 katı hibrit mısır, 8,91 katı hibrit ayçiçeği tohumu üretilmektedir. Tohum ihracatımıza baktığımızda ise 2014 yılında 170.248.646 dolar iken, 2015 yılında yüzde 30 civarında bir düşüşle 117.090.355 dolara gerilemiştir. Bunun sebebi yabancı tohum firmalarının kendi iç planlamaları neticesinde dünyanın diğer ülkelerinde bulunan şubeleri için ülkemizde tohum üretmeleridir.

Bu da ülkemizin tohum üretim üssü olarak kullanılması açısından önemlidir. Ancak; bu milli tohumculuk değildir! Yabancı firmalar kendi ihtiyaçları doğrultusunda üretim planları ile oynadıklarında ülkemiz tohum ihracatı olumsuz etkilenmektedir.

Türkiye acilen kendi çeşitlerini geliştirmek için çalışmalıdır. Tohum ihtiyaçları ürünün ekim alanlarından hesaplanmaktadır. Çiftçinin tamamı sertifikalı tohum talep etmekte midir? Ayrıca, üretilen tohumun ne kadarı satılmaktadır?

Bu konuda bilgi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili birimlerinde mevcuttur. Bakanlık internet sitesinde 2011 yılına kadar dağıtılan tohumluk miktarları bulunmaktadır. 2012 yılı ve takip eden yıllar bugün itibarı ile yayınlanmamıştır.

Üretilen tohumun tamamı satılmakta mıdır? Bütün bu rakamlar Bakanlığımızda mevcuttur. Buradaki amacım bu rakamları öğrenmek değildir. Sadece Sayın Bakanımızın tohum gerçeğine müdahale etmesini talep etmek bakımından gündeme getirmektir.

Bugün itibariyle ülkemizde 2253 adet kayıtlı tohum çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan 184 adedi ekmeklik, 62 adedi makarnalık olmak üzere toplam 246 adedi buğday çeşididir. Bu 246 çeşidin 97 adedi 2011-2015 yılları arasında tescil edilmiştir.

Ancak, TİGEM son 5 yılda tescil edilen buğday tohumu çeşitlerini üretmemektedir. Ürettiği 28 çeşidin 17 tanesi 2000 yılı öncesine ait olup, 60'lı-70'li yıllarda tescil edilmiş çeşitler dahi bulunmaktadır. Bunun nedeni yeni tescil edilmiş çeşitlerin ekonomik değerinin olmayışı veya özel sektörün ürettiği çeşitler olmasıdır.

Bu kadar yeni buğday çeşidi geliştirilip çeşit patlaması yaşanıp Bakanlığımızın sınırlı kaynakları heba edilirken, asıl ihtiyacımız olan diğer hibrit tohumlarla birlikte soya tohumluğu ve soya bitkisi üretimine gereken önem verilmemektedir.

Yem ve yağ sanayinin ihtiyacı olan soya için ülkemiz her yıl milyonlarca dolar ödeyip ithalat yapmaktadır. Üretim izinli ve tescilli olmak üzere ülkemizde toplam 29 soya tohumu çeşidi kayıt altına alınmıştır.

Bunlardan 14 adedi kamuya, 15 adedi özel sektör tohumculuk şirketlerine aittir. Yabancı şirketler soya tohumu üretimine sıcak bakmamaktadır. Bu ayrı bir yazı ve tartışma konusudur. Bakanlığımız acilen soya tohumluğu üretimi ve buna bağlı olarak soya bitkisi üretimine ağırlık vermelidir.

Ülkemiz, 2015 yılında 1.014.592.637 ABD Doları değerinde buğday ithalatı yapmıştır. Buğday ithalatındaki amaç ekmek kalitesinin artırılması ve makarna üretiminde kullanılmasıdır.

Yukarıda belirttiğimiz gibi bu kadar çok buğday çeşidi bulunurken, ihtiyacımız olan kalitedeki buğdayı ithal ediyoruz. Özellikle Bakanlık Araştırma Enstitüleri tarafından kamu kaynakları kullanılarak geliştirilen tohum çeşitlerinin ülke ihtiyacına uygun ve pazara yönelik çeşitler olması sağlanmalıdır. Özel sektörün kayıt altına aldırdığı buğday çeşitlerine bakıldığında çoğunun isminin yabancı olduğu görülmektedir.

Bu da buğday çeşitlerinin yurt dışından getirilip, ülkemizde kayıt altına alındığının kanıtıdır. Anavatanı Anadolu olan yerli buğday çeşitlerimiz yakında yok olma tehlikesi ile karşılaşabilir. Bu nedenle Bakanlık Araştırma Enstitüleri yerli çeşitlerimizin kalite özelliklerinin geliştirilmesi yönünde ıslah çalışmaları yapmalıdırlar.

TİGEM, 2014 yılında toplam buğday tohumu üretiminin yüzde 32'si olan 130.651 ton buğday ve yine toplam arpa tohumu üretiminin yüzde 17'si olan 9.465 ton arpa üretimini yapmıştır. TİGEM bütün imkânlarını kullanarak, tohum üretimine devam etmelidir. Ürettiği tohum türlerini artırmalı, buğday ve arpa tohumunda fiyat regülasyonunu sağlamaya devam etmelidir. TİGEM'in tohum üretimini artırarak devam etmesi, hem ülkemiz tohum ihtiyacının karşılanması, hem de özel sektörün et ve sütte olduğu gibi aşırı fiyatlara gitmemesi açısından önemlidir.

Ülkemiz sebze tohumu üretimi 2009 yılından bu yana azalmaktadır. Sebze tohumu üretiminin ve yeterlilik oranının artırılması gerekmektedir. İleride sebze tohumu ithalatında sıkıntı yaşanması halinde, ülkemizin önemli gelir kaynağı olan sebze ihracatı da sıkıntıya girecektir. Geliştirilen tohumların ülkemizde ticaretinin yapılabilmesi için kayıt altına alınması mecburiyeti vardır. Kayıt altına alma “Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği'ne göre yapılmaktadır.

Bakanlığımız ilgililerince bu yönetmelikte düzenlemeler yapılmalı, Ülkemiz ihtiyacı olan tür ve çeşitler ile bu çeşitlerin kalite özellikleri pazara yönelik olarak, pazar ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tespit edilmeli ve tohumcu kuruluşlar bu şekilde yönlendirilmelidir.

2010 yılından 2015 yılına kadar üretilen tohum için verilen destek sabit kalmasına rağmen, tohumcu firmalar üretime devam etmekte ve tohum üretimi artmaktadır. Yani firmalar üretimlerini desteğe göre değil kendi ticaretleri doğrultusunda gerçekleştirmektedirler. Tohum desteği, önceden tespit edilecek ülkemiz ihtiyacı olan tohum tür, çeşit ve kalite özellikleri baz alınarak verilmelidir.