Yıllarca İstanbul'da yaşamış ancak şimdilerde Datça'da bir köye yerleşen Sedat Kaya, köy özlemi duyuran yazısında çarpıcı tespitlerde bulundu. Türkiye'nin tarımda tüketici konumunda bulunduğunu bildiren Kaya, bu konuda çarpıcı bir örnek verdi. Türkiye'nin bir kilo patlıcan tohumu alabilmek için dışarıya 7 ton patlıcan satmak zorunda kaldığını kaydeden Kaya, bu tohumlarında İsrail'den alındığını ileri sürdü. Bu konuda da dönemin Başbakanı Erdoğan'ın Davos zirvesinde yaptığı ve tarihe geçen 'One minute' çıkışına göndermede bulunan Kaya, "Tohumlar kimden?..One minute İsrail'den..Çöl ülkesinden..Sen “one minute" diyorsun.. O ver “one billion dolars" diyor.. Badem gözle baka kalıyorsun.." dedi.

İşte Yıldırım'ın köşesinden paylaştığı Kaya'nın yazısında dikkat çeken başlıklar;

Şehirden indim köye…

Bizim köyün en çalışkanlarındandır Abdullah amca..Eker, biçer, sürer.Hiç boş durmaz..

Ankara'ya gitti, üç günlüğüne..Torununun mezuniyet törenine..

Giderken tembih etti..Tavuklar ve bahçe sana emanet diye.. Yiğitliğe leke sürmedik..Tamam dedik, merak etme..Çok anlarım ya!..

Günde üç kez tavukları besleyeceğim..Üç kez de bahçeyi sulayacağım..

Tavuklar sürü gibi..50-60 tane..Horozlar da başlarında..Bir de cibiler.. (civciv) Onlar da 10-15 tane.. Yerde tilkilere kaptırmamak lazım..Gökte de uçan şahanlara..

Tüm gün nöbetteyim..Aslında nöbet başkasında olması lazım..

Abdullah amcanın bir köpeği var..İsmi Dufy..Golden kırması..Daha 3 aylık yavrum..Tilkiyle, şahanla baş edemez daha..

Bahçe desen bostan maşallah..Sula, sula doymuyor.. Ama ne ararsan var..Domates, biber, patlıcan..Maydanoz, semiz otu, soğan..Roka, bamya, fasulye..Kabak, karalahana ve barbunya..

Yerel tohum..Yüzde yüz organik..Bir de meyve ağaçları..Yediveren limonu..Yaz portakalı..Armut, avakado, hünnap..Kayısı, nektar..Zeytin, badem ve de nar..

Maydanozlar yağmur gibi sulanacak..Zeytin ve nar sulanmayacak..Diğerlerine su alttan verilecek..

Anlayacağız, işim zor dostlar..Bana tam gün mesai var..Irgat gibiyim yani..Ama değiyor vallahi..Sabah kümesten yumurta…Sıcak sıcak, taze taze..Bahçeden domates, maydanoz, biber..Şeker maşallah şeker..Kahvaltı beş yıldız, on numara..Sonra meyve saati..Canın ne çekerse, kopar..Hepsinden azar, azar..Akşam yemekte çeşit çeşit sebze..İster türlü yap..İster meze..İster pilaki fasulye..

Desenize..Görmemişin oğlu olmuş..Şehirden inmiş köye..

Aslında çok şanslı bir ülkenin çocuklarıyız..Dört mevsim güneşimiz var..Bereketli topraklarımız..Ama kötü yönetiliyoruz.. Bir tarım ülkesi olmamız gerekirken..Üretmek yerine, tüketiyoruz..Bağımsız bir tarım politikamız olsa..Kendimize yeter, artarız bile..

Bakın kalkınmış ülkelere..Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, Kanada..Sadece sanayide önde değildirler..Tarımda da bizden iyiler..

Nedense onlarda hiç “biber fiyatları patladı" diye bir haber yok..Veya “Domates el yakıyor.."Ya da “Fasulye artık etten pahalı" diye..

Peki bizde niye?..

Çünkü onlar üretiyor..Biz tüketiyoruz..Bir kilo patlıcan tohumu alabilmek için dışarıya 7 ton patlıcan satmak zorunda kalıyoruz..Ya da..Bir kilo domates tohumu alabilmemiz için 3 bin 429 kilo domates satmamız gerekiyor.

Tohumlar kimden?..One minute İsrail'den..Çöl ülkesinden..Sen “one minute" diyorsun.. O ver “one billion dolars" diyor.. Badem gözle baka kalıyorsun..

O yüzden tarıma sahip çıkmalıyız..Toprağımıza sahip çıkmalıyız..Ve de köylümüze.. “Milletin efendisi" deyip, Ankara Ulus'a sokmadığımız köylümüze..

Köylü aslında Türkiye'yi doyurur..Ama kendi doymuyor..Mazota, benzine, ilaca, tohuma her gün zam yaparsan, lanet olsun diyor.. Ekmekten, biçmekten vazgeçiyor..Toprağını da satıp gurbet ellere kaçıyor..

Bizim meslekte tarımda uzmanlaşmış en iyilerden biridir Ali Ekber Yıldırım. Doğrusu O'nun yorumlarını merak ediyorum..
Neyse..Tavukları kontrol vakti..Tilki, Şahan gelmesin de..
(Sedat Kaya, Datça)