04-08 Aralık tarihleri arasında Antalya Side'de gerçekleştirilen sempozyuma; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili birimlerinden yetkililer, sulama kooperatifleri, yönetim ve denetim kurulları, Türkiye Ziraat Odalari Birliği, sulama birlikleri, Köy - Koop, Or - Koop, Tarım Koop, Sür-Koop, TESKOMB, Türkiye Ziraat Mühendisleri Odalari, Hay-Koop, Pankobirlik, Türkiye Damizlik - Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, Türkiye Manda ve Arı Yetiştiricileri Merkez Birlikleri, Türkiye üretici birlikleri, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği ile tarıımsal amaçlı çiftçi kuruluşları temsilcileri katıldı. Sempozyum'da Tarım Kredi Kooperatiflerini Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Külcü ile Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veli Sar ve Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Ethem Üstüner temsil etti.

Sempozyumda Tarım Kredi Kooperatifleri hakkında katılımcılara bilgi vererek konuşmasına başlayan Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Külcü, ülkemizde hızlı nüfus artışı ve bu doğrultuda miras yasalarındaki hükümler nedeniyle tarımsal üretimi artırmak amacıyla tarımsal arazilerin küçük parsellere bölündüğünü ve verimsiz biçimde kullanıldığını söyledi.

“Tek çözüm yolu arazi toplulaştırma çalışmaları”

Buna bağlı olarak toprakla uğraşan kişilerin yeterli gelir elde edememelerinin de kaçınılmaz olduğunu ve bu sorunun tek çözüm yolunun parçalanmış mülklerde yapılacak olan arazi toplulaştırma çalışmaları olarak göze battığını ifade eden Külcü,

“Yaşadığımız bölgedeki tarım arazilerinin düzenlemesiyle tarımsal verim artırılarak, daha kaliteli ürünler elde etmenin yanında, toplumun her kesiminde çağdaş bir yaşam sürdürme imkânı sunmak, ayrıca son yıllarda etkileri daha çok beliren küresel ısınmanın etkileriyle meydana gelecek iklim değişikliklerinden daha az etkilenme, doğanın korunması yine arazi toplulaştırma çalışmaları sayesinde mümkün olacaktır.” dedi.

Yıllar içerisinde devlet eliyle hızla sürdürülen çalışmalar neticesinde tarım arazilerinin toplulaştırılması çalışmalarında önemli mesafeler alındığına dikkat çeken Başkan Külcü, “Günümüzde tarımsal arazilerin sulanmasında genel eğilim, suyun asgari kayıplar ile modern sulama tekniklerinin uygulanabileceği, drenaj, alkalilik ve tuzluluk problemi oluşturmayan boyutta teknolojileri kullanarak, sulama suyunu mümkün olabilecek en az miktarda ve kültürü yapılacak bitkiler için en yüksek yeterlilik derecesinde kullanılmasına imkan oluşturmak, bunun sonucunda da doğal kaynaklara zarar vermeden en yüksek verimin elde edilmesini sağlamaktır.” sözlerini kaydetti.

“Ülkemizde kullanılan suyun yüzde 75' i tarımda”

“Bugün dünyada kullanılan suyun yaklaşık yüzde 70'inin tarımda yüzde 22'sinin sanayide yüzde 8'inin de içme ve kullanma suyu olarak tüketildiği görülmektedir. Ülkemizde kullanılan suyun sektörlere dağılımı ise sırasıyla yüzde 75' i tarımda, yüzde 10'u sanayide, yüzde 15'i ise kullanma suyu olarak görülmektedir.” ifadelerini kullanan Külcü; “Toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi amacıyla hazırlanan tarımsal altyapı projelerinde amaç; tarımsal üretim değerini artırmak ve sonuçta tarım sektörü üzerinden geçimini sağlayanların refah düzeylerini yüksek seviyelere çıkarmaktır. Toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ve daha etkili bir şekilde değerlendirilmesi arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerinin uygulanması ile mümkün olabilmektedir.” dedi.

“Verimde Arazilerin Sulanabilirliği Önemli”

“Tarımda verimin arttırılmasında arazilerin sulanabilirliği önem taşımaktadır.” diyen Külcü sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Yetiştirilen bitkilerin ihtiyacı olan suyun doğrudan kök bölgesine verilerek çabuk ve en yüksek düzeyde alınması sağlanır. Bunun dışında yapılan klasik ve eski tip sulama uygulamaları fazla suyun boşa giden bir kaynak olmasının yanında toprakta oluşturduğu tuzlanma, drenaj bozukluğu ile de çevre kirlililiğine neden olmaktadır. Toprakta taban suyunu oluşturan fazla su, bünyesinde bulundurduğu tuz ve pestisit ve tarımsal gübre artıkları ile zamanla yer altı sularını kirleterek insan sağlığını da tehdit etmektedir.

Bu sorunun giderilmesi için öncelikle sulama sistemlerinin kapalı sistem olan yağmurlama veya damla sulama yöntemlerinin uygulanmasına imkan sağlayacak şekilde planlanması ana hedef olmalıdır. Yüzey sulama yapılacak şekilde tamamlanan proje sahalarında; bilinen salma sulama yöntemleri kullanılmaktadır. Ancak bu arazilerde sulama oranının arttırılması yüzey sulama dezavantajlarının giderilmesi için arazi toplulaştırma çalışmaları ile birlikte tarla içi geliştirme hizmetlerinin birbirini tamamlayıcı şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Arazi toplulaştırma çalışmaları, sulama projelerinin düşük maliyetle geniş alanlarda uygulanabilmesine ve ülkemizdeki sulama suyu kaynaklarının etkin ve doğru bir şekilde tarım arazilerinde kullanılmasına imkan verecektir. Bunun sonucunda da tarım sektöründen geçimini sağlayan çiftçilerimizin gelirinin arttırılması ve sürdürülebilir, verimli ve yüksek teknolojilerin uygulanabileceği bir üretimin mümkün kılınmasını sağlayacaktır.”

Sempozyumun sonunda Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği tarafından 15. kuruluş yılı olan bu yıl, belirli alanlarda toprağa ve suya gönül ve emek vererek uzun süreli başarı gösteren kişi ve kurumlara TÜS-KOOPBİR 15. Yıl Başarı Ödülleri de takdim edildi. Yapılan değerlendirmeler neticesinde başarılı bulunan Tarım Kredi Kooperatifleri adına ödülü Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Külcü aldı.