Bir dönem Türkiye ekonomisinin büyüme performansında lokomotif sektörler arasında yer alan tarımın şuan büyümeyi aşağıya çektiğine dikkat çeken Donat, şunları kaydetti:

"Aslında geldiğimiz bu nokta bizi pek de şaşırtmadı. Tarım sektöründe hep dile getirdiğimiz kronik sorunların somut çıktılarını her geçen gün resmi verilerde daha net şekilde görmeye başladık. İthalata dayalı bir tarımsal üretim politikasının sürdürülebilir olmadığını her fırsatta dile getiriyoruz. Kur baskısı altındaki ithal girdi maliyetleriyle dış şoklara karşı açık hale getirilen bir sektörün kırılgan olması kimseyi şaşırtmamalı. Son dönemde yemden gübreye ilaçtan enerjiye kadar birçok girdi kaleminde ardı ardına gelen zamlar sona ermiş değil, maliyetlerdeki artış hala devam ediyor" dedi.

Yazısında 'Tarımda daralma devam edecek mi?' sorusunun cevabını arayan Donat, "Genel trende baktığımızda üretimden kaçış var. Çiftçi önünü göremiyor ve finansman tarafındaki sıkıntılar arttıkça alternatif arayışlar içerisine giriyor. Ekilen tarım arazileri azalıyor. Kırsal nüfus yaşlanırken, gelecek nesillerin aklında tarımsal üretime dair bir kariyer planı pek yok. Bu genel trendin sonucunu ve ikinci çeyrek verisindeki gidişatın devamını TÜİK, 10 Aralık 2018'de üçüncü çeyrek büyüme verilerini açıkladığında daha net bir şekilde göreceğiz"

TARIMDANHABER