TÜRKİYE AVRUPA'DAN SÜT MÜ İTHAL EDİYOR?

ÖZEL HABER / Çiğ süt fiyatlarında yaşanan krizin son günlerde tartışıldığını ancak asıl burada üzerinde durulması gereken bir konunun es geçildiğine dikkat çeken Mermer, sütte yaşanan krizin temel nedeninin AB'den yapılan ithalattan kaynaklandığına vurgu yaptı.

AB'NİN 'RUSYA SÜTLERİ' TÜRKİYE'YE GİRDİ

AB'de 2015 yılında süt kotalarının kaldırılmasından dolayı süt üretiminin arttığını dile getiren Mermer, buna karşılık süt ve süt ürünlerinin fiyatlarının da düştüğünü kaydetti. AB'nin Kırım'ı işgalinden dolayı Rusya'ya uyguladığı ambargodan dolayı bu ülkeye yaptığı süt tozu ve peynir ihracatının yaklaşık 1 milyar Avroluk bir düşüş yaşandığının altını çizen Mermer, “AB genelinde artış gösteren süt ve süt tozu üretimi, Rusya'ya yapılan ihracatın da düşmesiyle, resmi veya gayri-resmi yollarla Türk piyasasına girmiş olabilir (ki, piyasanın içinde olanlar bu ürünlerin ülkemize nasıl giriş yaptığını çok iyi bilmektedirler)

Bu nedenle ülkemizdeki süt fiyatları da olumsuz etkilenmiştir. Sanayici dış piyasadan daha ucuza süt tozu bulabiliyorsa, iç piyasadan aldığı ürün miktarı doğrudan doğruya azalacak ve fiyatlara düşüş olarak yansıyacaktır" dedi.

SÜT KRİZİNDE ASIL KONU TARTIŞILMIYOR

Tarımdan Haber'i beğenerek takip ettiğini belirten Mermer, “Tarımla ilgili yazılarınızı düzenli olarak takip ediyor ve çok beğeniyorum. Teşekkür ediyorum. Son aylardaki sütteki fiyat krizine yönelik olarak yaptığınız yayınları da okudum. Ancak, ne sektörden, ne Bakanlıktan ne de diğer kişilerden bu krizde 'AB süt kotalarının kaldırılmış olmasının ve Rusya'ya uygulanan gıda ambargosunun etkisini' tartışan görmedim" dedi.

Bu etkilerin maalesef önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ifade eden Mermer, bunun dikkate alınarak tedbirler geliştirilmesinin önemine işaret etti.

Eski AB Tarım Müşaviri ve Eski TAGEM Genel Müdür Vekili Selahattin Mermer, konuyla ilgili olarak Tarımdan Haber'e gönderdiği değerlendirmesinde şunları kaydetti:

Türkiye'de yaşanan “süt'teki fiyat krizine" AB etkisi: Acil ve etkin bir politika belirlenmezse, süt fiyatlarında yaşanan kriz çok daha derin etkiler yapabilir.

Son aylarda hayvancılık sektörünün en önemli gündem maddelerinden biri “et fiyatlarının yüksekliği", diğeri de “süt fiyatlarında yaşanan düşüşler"dir. Yeni atanan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik de göreve başladığı ilk günden itibaren, hayvancılık konusunda yoğun bir mesai harcamakta ve sektörün tüm paydaşlarıyla bu konular üzerinde sürekli olarak istişareler yapmaktadır.

Konuları takip edenler, yaşanan süreçten bilgi sahibi oldukları için bu detaylara girmek istemiyorum. Ancak dikkatimi çeken bir hususu gündeme getirmek istiyorum: Nedendir bilmem ama süt fiyatının düşmesinde AB etkisi hiç gündeme getirilmemektedir. Bu etkileri az sonra tartışmak üzere, yaşanan sıkıntıyı yetiştirici açısından özetleyelim.

Özellikle hayvan yetiştiricisinin sattığı süt fiyatlarında yaşanan düşüşler çiftçileri oldukça rahatsız etmektedir. Zaten son iki yıldır süt fiyatları hiç artmamıştır. Buna karşılık, başta yem olmak üzere, hayvancılıkta kullanılan girdi fiyatlarında önemli artışlar yaşanmaktadır.

Süt fiyatlarında zarar yaşayan yetiştirici, et fiyatlarının yüksek olması yüzünden, hayvanlarını kesime göndererek elden çıkarmak durumunda kalmaktadır. 2015 yılı TÜİK verilerinde, özellikle büyükbaş hayvan sayısındaki azalmanın en önemli nedenlerinden birinin de bu olduğu düşüncesindeyim. Sektördeki herkesin çok iyi bildiği gibi, süt veren hayvanlar kesilirse, onlardan doğacak yavrular da olmayacak ve besi için canlı hayvan materyali yeterli olmayacaktır. Bu da yakın dönemde süt üretimini düşüreceği gibi et fiyatlarındaki artışları daha da artıracaktır. Sonuç olarak da et ithalatı, hayvan ithalatı gibi konular tekrar gündeme gelmeye başlayacaktır.

Gelelim asıl konumuza: Süt krizi konusunda AB neden etkili olmaktadır?

1) 90'lı yıllarda AB üyesi ülkeler, süt piyasasında istikrar sağlamak ve fiyatlardaki düşüşleri önlemek üzere üye ülkelere “süt kotası" koymuştur. Bu kotaların üzerinde süt üreten ülkelere ve yetiştiricilere önemli para cezaları uygulanmıştır. Dolayısıyla piyasaya aşırı miktarda süt çıkışı kontrol altına alınmıştır.

Bu süt kotaların 2015 yılında kaldırılması da 2000'li yılların başında AB Komisyonu tarafından kararlaştırılmış ve geçtiğimiz yıl bu süt kotaları kaldırılmıştır. AB'nin 2015 yılındaki istatistikleri incelendiğinde 2014 yılına göre inek sütü üretiminin % 2,5 arttığı, çiğ süt fiyatlarının %7,9 düştüğü, diğer işlenmiş süt ürün fiyatlarında da benzer düşüşler yaşandığı görülmektedir.

2) Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesi üzerine AB'nin uyguladığı gıda ambargosundan en fazla etkilenen ürünler süt tozu ve peynir olmuştur. AB Komisyonu Tarım Genel Müdürlüğünün 16 Şubat 2016 tarihinde yayınladığı raporda, AB'nin tarımsal ürün ihracatı 2015 yılında rekor bir seviyeye ulaşarak,129 milyar Avro olmuştur. Buna rağmen, süt tozu ve peynir ihracatı 2015 yılında (Rusya'ya uygulanan ambargo nedeniyle) yaklaşık 1 milyar Avro (963 milyon Avro) düşmüştür.

Sonuç: AB 2015 yılında süt kotalarını kaldırınca süt üretimi artmış, süt ve süt ürünleri fiyatları düşmüştür. Rusya'ya uygulanan ambargo nedeniyle de süt tozu ve peynir ihracatında yaklaşık olarak 1 milyar Avroluk bir düşüş yaşanmıştır. Bu durumun Türkiye'deki süt piyasasını etkilememesi mümkün değildir. AB genelinde artış gösteren süt ve süt tozu üretimi, Rusya'ya yapılan ihracatın da düşmesiyle, resmi veya gayri-resmi yollarla Türk piyasasına girmiş olabilir (ki, piyasanın içinde olanlar bu ürünlerin ülkemize nasıl giriş yaptığını çok iyi bilmektedirler).

Bu nedenle ülkemizdeki süt fiyatları da olumsuz etkilenmiştir. Sanayici dış piyasadan daha ucuza süt tozu bulabiliyorsa, iç piyasadan aldığı ürün miktarı doğrudan doğruya azalacak ve fiyatlara düşüş olarak yansıyacaktır.

Peki,

-Bu olanlar (özellikle AB süt kotalarının kaldırılacağı) yıllar öncesinden bilinirken ve AB'nin Rusya'ya uyguladığı ambargo ortadayken, biz gerekli tedbirleri aldık mı?

-Özellikle bahar aylarında artış gösteren süt üretimi bu fiyat krizini daha da etkilemeyecek mi?

-Dünya piyasalarında gıda fiyatlarında özellikle de süt ürünleri fiyatlarında yaşanan düşüşlerin yakın zamanda ortadan kalkacağı yönünde bir işaret yokken, bizim iç piyasamızda yaşanan sıkıntılar 2016 ve daha sonraki yıllarda da devam etmeyecek mi?

-Bütün bunlara karşı çok acil ve etkili tedbirler alınması gerekmektedir. Aksi halde hayvancılığımızda kapanması zor olacak yaralar açılacaktır.

Saygılarımla,

Selahattin MERMER

Emekli, Uzman Ziraat Yüksek Mühendisi

Eski AB Tarım Müşaviri ve Eski TAGEM Genel Müdür Vekili