Şeker Kanunun uygulanmaya başladığı 2002 yılından bu yana adeta rutine bağlanarak her yıl arttırılan NBŞ kotası Bakanlar Kurulu Kararı ile 2014/15 pazarlama yılında da yüzde 30 artırılmıştır. NBŞ kotası artırım kararları açılan davalar sonucunda Danıştay'ca iptal edilmesine rağmen, her yıl kota artışının pazarlama yılı sonuna doğru yapılması ve en az üç ay süren davaların kararla ilgili yıl içerisinde sonuçlanmaması nedeniyle kararın fiili uygulanma imkânı kalmıyordu. Ancak Danıştay 13'üncü Dairesi geçtiğimiz yıl bir ilke imza atarak, Şeker-İş Sendikası'nın iptal başvurusunu haklı bulmuş 1 ay gibi kısa bir sürede davayı sonuçlandırmıştır.

PANCAR ÇİFTÇİSİ 450 BİNDEN 125 BİNE DÜŞTÜ

Başta NBŞ kotası oranının yüksek belirlenmesi ve her yıl artırılması yanında kotalı üretime geçilmesiyle birlikte 1998'de 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2014'te 16.8 milyon tona, şeker pancarı eken çiftçi sayısı da yine aynı dönem içerisinde 450 binlerden, 125 binlere kadar gerilemiştir.

BAKANLAR KURULU YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ

Bilindiği üzere kota artışı talebi, şeker piyasalarını düzenlemekle görevli Şeker Kurumu'nun talebi ve önerisi üzerine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulmaktadır. Bakanlar Kurulu da Şeker Kurumu tarafından ortaya konulan “ihtiyaç" gerekçesini dikkate alarak kotayı arttırmaktadır. Ancak Sayıştay raporları bunun aksini söylemektedir. Zira Sayıştay'ın 2012-2013 raporları Şeker Kurumu'nun ihtiyaç var gerekçesiyle ortaya koyduğu NBŞ kota artışı rakamlarının gerçekçi olmadığını ve Bakanlar Kurulu'nun yanlış yönlendirildiğini ortaya koymuştur.

DANIŞTAY KARARLARI UYGULANMADI

Diğer yandan Şeker-İş Sendikası, Kanunun yürürlüğe girdiği dönemden itibaren her yıl Danıştay'a iptal davası açmıştır. Danıştay, bugüne kadar açılmış 9 davada Bakanlar Kurulu Kararının yürütmesinin durdurulması yönünde karar vermiştir. Ancak, gerek Şeker Kurumu'nun kota artışı talebini pazarlama yılının sonuna doğru yapması gerekse de davaların bugüne kadar 3 aydan önce sonuçlanmaması nedenleri ile durdurma kararlarında geç kalınmış ve dolayısı ile Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanma ihtimali kalmamıştır.

HUKUKUN GEREĞİ İLK KEZ 2015'DE YERİNE GETİRİLDİ

Buna süreçte NBŞ firmaları kota ile elde ettikleri ürünleri zaten satmış, kısacası “Atı alan Üsküdar'ı geçmiştir. Geçtiğimiz yıl ise, Danıştay 13'üncü Dairesi bir ilke imza atarak, Şeker-İş Sendikası'nın başvurusunu yine haklı bulmuş, 1 ay gibi kısa bir sürede davayı sonuçlandırmıştır. Danıştay'ın bu davada süreci hızlı işleterek ilgili pazarlama yılı içerisinde davayı karara bağlamasıyla, alınan kararın geç de olsa uygulanabilirliği sağlanmıştır.

NBŞ KOTA ARTIŞININ TARIM VE EKONOMİYE VERDİĞİ ZARARLAR

NBŞ kota artışının sektöre yansımaları ise şu şekilde olmuştur: Zaten AB normlarının üzerinde belirlenen NBŞ kotasının Bakanlar Kurulu Kararı ile artırılarak fiilen her yıl toplam şeker kotasının yaklaşık %15'i oranında uygulanması, 2002/03 yılından itibaren 12 pazarlama yılı itibariyle toplam 2.7 milyon ton pancar şekerinin üretilememesine sebep olmuştur. Yani yaklaşık 320 bin hektar alanda 17 milyon ton pancar üretimi yapılamamış, bir diğer ifadeyle ülkemizde 1 pazarlama yılında hiç pancar şekeri üretilmemiştir. Bu durumun yan sektörlerle birlikte milli ekonomimize maliyeti ya da kaybımız yaklaşık 4 milyar ABD $ olmuştur. Bu kaybın bir diğer etkisi istihdama olmuştur. 12 yılda toplam 900 bin tarım işçisi işsiz kalmıştır.

KIRMIZI ET KRİZİNE BİLE DOLAYLI YOLDAN DESTEK VERİLDİ

Ek olarak, fabrikalar düşük kapasite ile çalışmış, bunun sonucunda şeker üretim maliyetleri artmıştır. Bir diğer etkisi de pancar şekeri sanayinin yan ürünleri ile desteklediği hayvancılığa olmuştur. Ülkemizin mevcut kaba yem açığının azaltılmasında en önemli girdi olan yaş pancar posasının üretiminde yaşanan arz açığı yanında yem bitkileri üretiminde yaşanan sıkıntı hayvancılığımızın son yıllarda yaşadığı sorunları artırmış, bunun sonucunda kırmızı et piyasasında arz talep dengesinin bozulması ile fiyatlar tırmanmış ve ülkemiz zorunlu olarak ithalata yönelmiştir.

Zaten AB normlarının üzerinde belirlenen NBŞ kotasının Bakanlar Kurulu Kararı ile artırılarak fiilen her yıl toplam şeker kotasının yaklaşık yüzde 15'i oranında uygulanması, 2002/03 yılından itibaren 12 pazarlama yılı itibariyle toplam 2.7 milyon ton pancar şekerinin üretilememesine sebep olmuştur. Yani yaklaşık 320 bin hektar alanda 17 milyon ton pancar üretimi yapılamamış, bir diğer ifadeyle ülkemizde 1 pazarlama yılında hiç pancar şekeri üretilmemiştir.

AVRUPA BİRLİĞİNDE GLİKOZ VE İZOGLİKOZ ÜRETİM RAKAMLARI

AB ve Türkiye'deki uygulamaları değerlendirdiğimizde ise; AB'de üretilen toplam nişasta şurubu üretim miktarı 4.1 milyon ton olup şeker sektörü kapsamında kotalı üretime tabi 700 bin tonu izoglikozdur (pancar şekeri muadili HFCS). Geri kalan 3.4 milyon ton glikoz ise hububat rejimi kapsamında değerlendirilen şekere muadil olmayan gıda ve gıda dışı sektörlerde kullanılan miktardır. Bu glikozun da gıda üretiminde tatlandırma amaçlı kullanılmayan daha çok ürünün görünüşü ve raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılan kısmı 850 bin ton olup, toplam glikoz üretiminin yüzde 25'ine karşılık gelmektedir. Geri kalan kısmın ise gıda dışı sektörlerde kullanılmakta olduğu bilinmektedir.

AB ülkelerinde (28) 2014/15 yılı toplam şeker üretimi içinde izoglikoz (HFCS) üretiminin payı %5.16'dır. Toplam glikoz üretiminin gıda sanayiinde kullanılan kısmı ise uzun yıllar boyunca sabit oranda seyretmiş ve %25-30 aralığında kalmıştır. Ülkemizde ise 2014/15 pazarlama yılında Şeker Kurumu'nca NBŞ şirketlerine tahsis edilen kota 250.000 ton'dur. Pancar Şekeri A kotası ise 2.250.000 ton olarak açıklanmıştır.

15 ÜLKENİN TÜKETTİĞİNİ TEK BAŞINA TÜRKİYE TÜKETİYOR

Yani NBŞ kotasının oranı %10'dur. Kota artışı ile bu oran her yıl %15'ler seviyesine çekilmektedir. Bu da AB'deki ortalamanın çok üzerindedir. Ülkemizde uzun yıllar ortalamalarına göre, üretilen mısırdan üretilen nişastanın yaklaşık %20'undan glikoz, %80'den ise izoglikoz (HFCS) üretilmiş ve pazarlanmıştır. AB'de ise bu oran bizdekinin tersine %20 izoglikoz, %80 glikozdur. Ülkemizde üretilen şeker muadili NBŞ miktarı yani izoglikoz, AB 15 ülkeleri ile aynı orandadır.

AVRUPA'NIN ÜÇ KATI

Yani sadece ülkemizde pazarlanan izoglikoz (HFCS) ile AB 15'deki üretilen izoglikoz aynıdır. Bununla birlikte ülkemizde kişi başı tüketilen izoglikoz miktarı ise AB ortalamasının yaklaşık 3 katıdır. Bu arada, glikoz üretimi ile ilgili ülkemiz ve AB kıyaslaması yapılırken bu rakamların devamlı speküle edildiğini, şeker rejimi kapsamında olmayan AB glikoz üretiminin şeker muadiliymiş gibi değerlendirilerek kişi başı NBŞ üretimlerinde AB'nin Türkiye'den fazla olduğu şeklindeki değerlendirmeler yapıldığını maalesef görmekteyiz. Dünya NBŞ borsa fiyatlarını ülkemizle kıyasladığımızda ise; dâhilde tüketilen NBŞ fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde olduğu görülmektedir.

ŞEKER FABRİKALARI ÜZERİNDEN HESAP YAPILIYOR

NBŞ üretiminin tamamına yakın kısmında hammadde olarak mısır kullanılmaktadır. Sektörde yer alan uluslararası şirketler yüksek kârı nedeniyle NBŞ üretimi için ayrılan kotayı yükseltmek ve mümkünse kotayı tamamen kaldırmak istemekte, en önemli engel olarak da, Türkiye'deki pancar şekeri üretimini görmektedirler. Kamu Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine talip olduklarını her platformda dile getiren bu gruplar, özelleştirme sonunda şeker fabrikalarının çoğunun kapanacağı ve oluşan üretim açığının mısır şurubu, yani NBŞ ile doldurulacağı üzerine planlamalar yapmaktadır.

Sanayicinin glikoz talebinin, mevcut NBŞ kotasının %50'si ile karşılanması mümkündür. AB 15 rakamlarına bakıldığında üretilen izoglikozun sadece %2.5'luk kısmı AB 15'te üretilmektedir. Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi pancar şekeri sanayiinde rekabetçi ülkelerde ise bu oran %0 olarak görülmektedir. Yani ülkemiz gibi pancar şekerinde rekabetçi olan ülkelerde NBŞ kotaları %0 veya %0.1'lerle ifade edilmektedir.

NBŞ DEĞİL PANCAR ŞEKERİ SANAYİ DESTEKLENMELİ

Dünyada üretilen NBŞ ile ülkemizde üretilen NBŞ'ler arasında kalite ve nitelik olarak hiçbir fark yoktur. Ancak NBŞ üreticilerinin ülkemizdeki yüksek kâr paylarından dolayı, dahilde pazarlanan NBŞ'lerin üretim kotasını neden daha da arttırmak istediklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sonuç olarak; ülkemiz milli menfaatleri göz önüne alındığında ve yukarıdaki tüm açıklamalar ışığında tamamı öz sermaye ile kurulan şeker sanayiimizin korunması ve desteklenmesi için NBŞ kotalarının sürekli olarak arttırılmasına izin verilmemelidir. Şeker üretim maliyetlerinin düşürülerek rekabetçi hale gelebilmesi için pancar şekeri sanayi desteklenerek korunmalıdır.

Kaynak: Taner TAŞPINAR / Pankobirlik Genel Müdürü / Pankobirlik Dergisi