Tarım sektöründe üreticiyi ve tüketiciyi korumak için gerektiğinde piyasaya müdahale edildiğini bildiren Yıldırım, bu sistemin bütün dünyada da uygulandığını kaydetti.

MÜDAHALENİN ADI İTHALAT OLDU

Ancak bu konuda Türkiye'de büyük bir çarpıklık yaşandığının altını çizen Yıldırım, tarım piyasalarına müdahale denilince akla ithalatın geldiğini vurguladı. Bugün piyasaya müdahale eden iki kurum bulunduğunu, bunların da Toprak Mahsulleri Ofisi ile Et ve Süt Kurumu olduğunu anımsatan Yıldırım, bu kurumların müdahale şeklini de şöyle anlattı:

“Hangi ürünün fiyatı artıyorsa hemen ithalat yapılarak fiyat düşürülmeye çalışılıyor. Son yıllarda piyasaya müdahale için ithalatın tek seçenek olarak sunulduğu örneklere bakalım. Pirinç fiyatı yükselince Toprak Mahsulleri Ofisi'ne sıfır gümrükle ithalat yetkisi veriliyor. İthalatla fiyat aşağı çekiliyor. Yerli üretici bu şekilde 'terbiye' ediliyor. Buğday, mısır ve arpada Toprak Mahsulleri Ofisi'nin piyasadan ürün alıp stoklamak yerine, sürekli kullanabileceği ithalat yetkisi veriliyor. Bu yetki genellikle yerli ürünün hasat dönemine yakın kullanılıyor.

Yakın zamanda saman fiyatı artınca, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla saman ithal edilerek piyasaya müdahale edildi. Kurban fiyatları yükseldi diye, Et ve Balık Kurumu aracılığıyla kurbanlık hayvan ithal edildi. Kırmızı et fiyatı yükseldiğinde akla gelen ilk seçenek ithalat oluyor. Et ve Süt Kurumu adeta ithalat kurumu gibi çalışıyor"

İTHALAT İÇİN DEVREYE GİRİLİYOR AMA ÜRETİCİ İÇİN DEVREYE GİRİLMİYOR!

Diğer yandan çiğ süt fiyatlarında üreticinin büyük bir mağduriyet yaşadığını ancak nedense bu müdahale kurumlarının devreye girmediğine dikkat çeken Yıldırım, “Çiğ süt fiyatı 1 yıldan fazla bir süredir artmıyor.Üretici mağdur.Üretici lehine piyasaya müdahale edilmiyor. Süt tozu üretimi için sanayiciye destek veriliyor. Bu da en az ithalat kadar tehlikeli ve sakıncalı" dedi.

YERLİ ÜRETİM HİÇ AKILLARA GELMİYOR

Müdahale konusunda nedense yerli üretimi korumanın akla gelmediğinin altını çizen Yıldırım, yapılan ithalatların zamanlamasının da çok manidar olduğunu belirtti. Genellikle yerli üreticinin ürününü pazara arz edeceği, hasat zamanında ithalatın gündeme getirildiğini ifade eden Yıldırım, “Buğday, mısır, arpa hasadı öncesinde Toprak Mahsulleri Ofisi'ne ithalat için yetki veriliyor. Hasat döneminde ithalat yapılacak söylentisi bile fiyatı aşağı çekiyor. Üretici zarar ediyor ve ertesi sene o ürünü ekmiyor. Üretim azalınca fiyat yükseliyor ve fiyatı düşürmek için yeniden ithalat yapılıyor. Bu bir kısır döngü"

TMO MISIR FİYATINI NEDEN AÇIKLAMIYOR?

Bugünlerde mısırda da benzer bir sorunun yaşandığını dile getiren Yıldırım, “Şu sıralar mısır hasadı yapılıyor. Çukurova Bölgesi'nde mısır hasadı tamamlanmak üzere. Toprak Mahsulleri Ofisi mısır müdahale alım fiyatını açıklamadı. Neden açıklamıyor?" tepkisinde bulunarak şunları kaydetti:

“Bu yıl mısırda rekor bir üretim var. Buna bağlı olarak mısır fiyatı düşük seyrediyor. Ofis fiyat açıklamadığı için ürün büyük oranda tüccara gidiyor ve düşük fiyatla satılıyor. Mısır üretimi arttı diye sevinirken, fiyat açıklanmadığı için çiftçi maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Gelecek yıl üretim azalınca yine fiyat yükselecek ve yine ithalat yapılacak"

Bu tablo üzerinden “Bu ülkede birileri sürekli ithalat için çalışıyor" eleştirisinde bulunan Yıldırım, “Fiyat açıklamayarak üreticiyi tüccarın insafına bırakırsanız ve maliyetinin altında ürününü satarsa seneye mısır eker mi? Ekmezse ne olur ithalatla karşılanacak" dedi.