ÖZEL HABER

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bütçe sunuşuna katılan Gaytancıoğlu, “Bir fotoğraf göstereceğim, faizsiz krediler nereye gitmiş? Araziler boş, çiftlikler batmış. Sonra çözüm olarak meralara saldırıyorsunuz, diyorsunuz ki: “Yirmi yıllık ot parasını verin -çiftçiden- meralarınızı biz kiralayalım." Yok arkadaş böyle bir şey. Meralar anayasal olarak devletindir, üreticinindir ve hayvanlarındır" dedi.

Yem ve gübredeki vergi teşvikinin vatandaşa yansımadığı eleştirisi yapan Gaytancıoğlu, “Ondan sonra ucuza yem elde edeceğiz diyorsunuz, yemdeki KDV'yi sıfıra düşürüyorsunuz ama yem fiyatları artıyor. Peki, bu paralar kime gidiyor? Gübre fiyatları, örneğin üre gübresi bundan bir ay önce de 1.100 liraydı hâlen 1.100 lira. Aradaki fark kime gitti? Yüzde 18 kimin cebine gitti? Çiftçi bundan alabildi mi? Ben Tarım Komisyonu üyesiyim, Tarım Komisyonu altı aydır var, bir defa toplandık. Fotoğraf çektirdik. Neden bu yasalar önce Tarım Komisyonuna gelmez de torbaya konularak gelir? Orada biz fikirlerimizi söyleseydik ya. Bu nasıl çiftçinin cebine gider, bunu anlatsaydık ya" dedi.

50 MİLYON DÖNÜM BOŞ

Türkiye'de ekilemeyen alanların çoğaldığını söyleyen Gaytancıoğlu, “50 milyon dönüm alan şu anda boş, çiftçiler tarafından kaderine terk edildi. Bu kitabı okudum, sayfa 8'de tarımsal dış ticaretten bahsediliyor. Gıda dış ticareti verilmiş sadece. Gıdada ihracatçı olduğumuz belirtilmiş, doğrudur. Bakın, bu ihracat fazlasını veriyoruz ama neden ham maddeleri yazmadınız? Ham maddede neden 2,5 milyar dolara yakın açığımız var? Demek ki Türkiye topraklarını yeterince kullanamıyor, 17 milyon çiftçisini yeterince üretime sevk edemiyor. Ekilemeyen bu alanları mutlaka sulamayla birlikte devreye almak zorundayız. Yine sayfa 10'da hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredilerden bahsedildi; 2007 yılında başladı bu krediler. 390 bin üreticiye verildi, 9,3 milyar lira faizsiz kredi verildi" diye konuştu.

ÇELTİK ÜRETİCİSİ İFLAS ETTİ

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bir zamanlar çiftçinin kara gün dostu olduğunu hatırlatan Gaytancıoğlu, “Ben Edirne'den arabamla geliyorum sürekli, her seferinde Ankara'ya girdiğimde şunu görüyorum: Artık kara günler bitmiş, Ofis çiftçinin dostu olmuş. Demek ki kara gün değil. Niye bunun ibaresini değiştirdiniz? “Ofis çiftçinin dostu." Evet, her zaman dostu olmak zorunda ama aynı Ofis bu yıl çeltik üreticisini perişan etti. Kaç tane çeltik üreticisinin iflas ettiğini ben size söyleyeyim, 1 tanesi de intihar etti. Neden? Piyasaya girmediniz. Ofis bir müdahale kurumu değil miydi?" dedi.