Milliyet Gazetesi'nden Duygu Erdoğan'ın haberine göre, Türkiye’de hayvancılık yapanların önündeki en büyük maliyet kalemi hayvan yemi. Hayvan sahibi küçüklü büyüklü işletmelerde maliyetlerin yüzde 45 ila 60’ını yemin oluşturduğu tahmin ediliyor. Tüm bu artan maliyetler, et fiyatlarında da temel belirleyici oluyor. Diğer taraftan ise karma yem üretiminde kullanılan ham maddelerin yüzde 45-50’sini aşan orandaki kısmı ithal ediliyor. Dolayısıyla yağlı tohum, küspe, kepek, DDGS gibi, yemlerde önemli oranlarda kullanılan hammaddelerin fiyatları kur fiyatındaki artışa bağlı olarak yükseliyor. Yanı sıra pandemi durumundan kaynaklı ülkelerin stoklarını artırması ve yaşanan lojistik aksaklıklar nedeniyle de bu süreçte bir artış var. Tüm bunların fiyatlara yakın zamanda yüzde 10-12 arasında yansıtıldığı görülüyor.

Konunun uzmanları, bir taraftan üreticinin; diğer yandan ise yem sanayicilerinin farklı maliyet yükleriyle karşılaştıklarını belirtiyor. Yemde bir ‘düğüm’ oluştuğunu belirten uzmanlar, ithal maddelere alternatif ürünlerin yetiştirilmesi ve mera alanlarına yönelik bakım çalışmaları gibi içeriklerle oluşturulması önerilen ‘özel bir plan’ın yemde dışarı bağımlılığı da kademeli olarak düşürebileceğine dikkat çekiyor. Aksi halde et fiyatlarına yansımasının devam edeceğine vurgu yapılıyor.

TARIMSAL GİRDİLERDE EN FAZLA ARTIŞ HAYVAN YEMİNDE YAŞANDI 

TÜİK verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında tarımsal girdiler içinde en fazla artış yüzde 12.42 ile hayvan yeminde gerçekleşti.

YERLİ YEM İÇİN PROJE HAZIR 

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, yemin maliyetleri ciddi anlamda değiştirdiğini vurgularken, üreticileri dünya yem sanayisine bağımlılıktan kurtarmak için çalıştıklarını söyledi. 160 bin üyesi olan bir birlik olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na hazırladıkları projeyi sunduklarını belirten Tunç, “Bakanlık destek de oluyor. Hatta yem makineleriyle ilgili de katkı olacak. Bölge bölge yem üretip üreticinin kapısına götürmek konusunda destek olacağız. Kendi yemimizi kendimiz üretir hale gelemezsek bu üretici ve tüketiciye hep zarar olarak yansımaya devam eder. Mesela Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) yemde kullanılabilecek ürünleri vadeli olarak üreticiye veriyor. Elimizdeki ürünlerde en kaliteli yemi üretmek için paydaşlarla çalışacağız. Artık eylem zamanı” diye konuştu.

HAYVAN DIŞARIDA DA BESLENMELİ

Çözüm önerileri şöyle:

Buğday, ayçiçeği, mısır gibi birbirine alternatif ürünlere ağırlık verilebilir.

Soya; arpa, yemlik buğdayla ikame edilmeli ya da soyanın içerdiği maddeleri içeren belli ürünler sağlanmalı.

Yem fabrikası fazlası da var. Bu alana bir düzenleme şart.

Büyükbaş hayvanların yılın belli döneminde açık alanda beslenebilecek imkanı olmalı.

Meraların ıslahı ve yeterli bakımının sağlanması lazım.

KARMA YEMDE HAMMADDENİN YÜZDE 45-50'Sİ İTHAL

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Başkanı Ülkü Karakuş, karma yemlerinin içeriğinde yüzde 50-55 oranında hububat olmak üzere, yağlı tohumlar, küspe ve kepek gibi bitkisel kökenli ürünler kullanıldığını söyledi. Karakuş, “Bitkisel üretimimiz yeterli olmadığı için hammadde ithalatı zorunlu. Karma yemde hammaddelerin yüzde 45-50’si ithal. Dünyada arpa, buğday, soya gibi ürün fiyatlarında artış olmayacağı öngörülmektedir” dedi. Karakuş, son 1 yılda hammaddeler, dolar kuru ve enerji maliyetlerindeki artışlarla yem fiyatlarında ‘yüzde 10-12 civarında bir güncelleme yapmak mecburiyeti’ oluştuğunu dile getirdi.