Şahin Ali Şen / Gazeteci - Yazar

Türkiye, tarımda dünya markası olmak istiyorsa mutlaka tarımsal reformları sürdürmeli, tarımda yeniden yapılanma politikalarında ısrarcı ve kararlı olmalıdır. Tarımsal endüstrisini yeni teknolojilerle geliştirerek en az 10 tarımsal üründe dünya markaları arasında yerini almalıdır.

***

Bu noktada Türkiye'nin ayakları yere basan güçlü tarımsal politikalar uygulamaya koyması, bu politikaları hayata geçirmesi gerekmektedir. Bu politikaları 'ben yaptım oldu' anlayışı ile tek başına oluşturmamalı, sosyal diyalog mekanizmalarını devreye sokarak sektörün güçlü sivil toplum kuruluşlarıyla belirlemelidir.

***

Tarım politikaları hem geniş kitleleri ilgilendirmesi hem de konuların çeşitliliği bakımından çözüm kapasitesi yüksek sosyal ortakları zorunlu kılmaktadır. Çiftçilerin istikrarlı gelir sağlaması,

Refah düzeylerinin yükseltilmesi,

Tarım sektörünün milli gelire olan katkısının artırılması,

Tarımsal ürünlerin uluslar arası rekabet imkanlarının artırılması,

Tarımsal üretimde kalite ve verimliliğin yükseltilmesi ve

Herkesin sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşması takdir edersiniz ki Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın tek başına başarabileceği konular değil, çok ortaklı ve çok boyutlu çalışmalarla altından başarıyla çıkılabilecek sorunlardır.

***

Bu çerçevede, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nun tecrübelerinden, komisyona bugüne kadar sunulan çözüm önerilerinden yaralanmalıdır. Yüzyıla aşkın birikime sahip Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin rapor ve tekliflerini dikkate almalıdır. Türkiye Ziraatçılar Derneği gibi farklı sesleri dinlemelidir. Proje geliştirme noktasında Türkiye'nin en deneyimli kuruluşu olan TOBB'un Hayvancılık Kurulu ve Tarım Kurulu'nun raporları didik didik edilmeli toplumsal katma değeri yüksek öneriler hayata geçirilmelidir. Yine ülkemizin işçi ve memur konfederasyonlarına bağlı tarım alanında hizmet üreten işçi ve memur sendikalarının hem sektörün sorunlarına hem de sektörde çalışan işçi ve memurların problemlerine yönelik tekliflerini tartışarak tek tek çözmeliyiz.

***

Aksi taktirde IMF, Dünya Bankası, GATT ve FAO gibi uluslar arası örgütlerin programlarını aynen uygulamak durumunda kalırız. Elbette, uluslar arası kuruluşların fikirleri de önemli. Ancak, ülkemizin ulusal ve uluslararası çıkarlarını daha iyi bilen sivil toplum kuruluşlarının öneri ve teklifleri varken niçin ithal çözümlere yönelelim, bu mevzuunun üzerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bürokratları titizlikle durmalıdır. Mesela, ülkemizin en geniş tabanlı yapılanması olan Ekonomik ve Sosyal Konsey niçin tarımın sorunları ve çözümleri gündemiyle toplanmasın? Bakanlık, bu sualimi bir teklif olarak değerlendirebilir.

***

16 Ekim Dünya Gıda Günü münasebetiyle herkesin sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşmasını diliyorum.