Milliyet'te Gürkan Akgüneş imzasıyla yayınlanan dosya haberde tarım ilaçları ile ilgili önemli bir konuya dikkat çekildi. Tarımda kullanılan ilaçların insan sağlığına büyük zararlar verdiğine dikkat çekilirken, tarım ilaçlarının aynı zamanda çevreye yönelik de büyük riskler taşıdığı vurgulandı.

Dosya haberde, Prof. Dr. Metin Turan ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Enver Durmuşoğlu'nun konuyla ilgili görüşlerine geniş bir yer verildi.

Dosya haberdeki dikkat çeken başlıklar şöyle:

Pestisitlerin, tarım ürünlerini zararlı böceklerden, patojenlerden ve yabancı otlardan korumak ve üretimi artırmak için kullanılan kimyasal maddeler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Metin Turan, “Kullanılan pestisitlerin bir bölümü buharlaşarak atmosferde çevre sorunlarına neden olurken, bir bölümü de fotokimyasal yollarla parçalanarak toksik maddelere dönüşmektedir. Diğer bir bölümüyse de toprakta tutulmakta, toprak içerisinde kimyasal ve mikrobiyolojik faaliyetler sonucu parçalanmakta ve toprağı kirletmektedir. Bir kısmı ise yağmur sel ve kar suları ile toprak yüzeyinden sürüklenerek nehir, göl ve yeraltı sularını kirletmektedir. Hiç pestisit uygulaması yapılmayan kutuplarda yaşayan canlılarda dahi DDT'nin saptanması, pestisitlerin dünyadaki sirkülasyonunun etkinliğini ortaya koymaktadır” diyerek uyarıyor.

GÖĞÜS KANSERİ ARTIYOR

Akarsularda ve yeraltı sularında en çok bulunan pestisit türlerinin tarımsal alanlarda herbisitler, kentsel alanlarda ise insektisitler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Turan, pestisitlerin çevreye zararlı etkilerine dair şunları anlatıyor;

“İnsanlar, her gün en fazla su tüketir. İçme suyu yerüstü ve yeraltı suyu gibi farklı kaynaklardan elde edilir. İçme suyunun kalitesinde ve içerdiği pestisit kalıntılarında coğrafi ve mevsimsel olarak farklılıklar olur. Pestisitlere sular aracılığıyla maruz kalmanın sağlık üzerindeki etkileri tam olarak bilinmiyor. Ancak triazin grubu herbisitler, örneğin atrazin ile kirlenmiş suların içildiği ülkelerde göğüs kanseri vakalarının arttığı, bebeklerin düşük kiloda doğduğu, erkeklerin sperm sayısında azalma görüldüğü bildirilmiş” ifadelerini kullanıyor.

MECBUR OLMADAN KULLANILMAMALI

Habere göre, kariyerini pestisit toksikolojisi üzerine yapan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Enver Durmuşoğlu da 'zararlı' etkilerine rağmen tarım ilaçlarının neden kullanıldığını şöyle anlatıyor:

“Arabaların egzoz gazları, fabrikaların baca gazlarından çıkan tehlikeli gazlar pestisitlere oranla çevreyi ve insan sağlığını çok daha fazla tehlikeye atıyor. Daha da vahim olacak ama halkımızın büyük çoğunluğunun her gün 1 paket içtiği sigara var ya; tarım ilaçlarının büyük çoğunluğunun öldürücü dozu o sigaradaki nikotinden düşük. Zararlı etkileri nedeniyle yasaklanan tarım ilaçları insanlara bol ve kaliteli gıda sağlamak için ruhsatlandırılmıştı. O günlerde şayet bu ilaçlar kullanılmasaydı belki sürdürülebilir ve güvenli gıda sağlanamadığı için çok daha fazla insan sağlığı tehlikeye girerdi.”

Tarım ilaçları mecbur kalınmadıkça kullanılmaması gerektiğini söyleyen Prof. Durmuşoğlu şöyle devam etti: “Mecbur kalınıyorsa insan ve çevre açısından daha güvenli olan tarım ilaçlarını öneririm. Çünkü müsaade edilen kalıntı limitlerinin üzerinde gıdalarla beslenirseniz sağlığınızın bozulacağı, kanser gibi hastalıkların ortaya çıkacağı kesin. İlaç kalıntıları yönünden Türkiye'nin ünü kötü. Ama mikotoksinler (okratoksin aflatoksin vb.) ve mikrobiyal yükler nedeniyle durum daha kötü. Bakteriler ve aflotoksin, mikotoksinlerin kalıntısı ilaca göre daha fazla. Bunların bazıları en tehlikeli pestisitlerden daha tehlikeli kombinasyonlardır.”