Türkiye ekonomisi 2020 yılında yüzde 1.8 büyürken, tarım sektörü ise 4.8 büyüdü. Pandemiye rağmen ülke ekonomisin büyümesi olumlu karşılanırken, gelir dağılımı adaletsizliğinden dolayı büyüme rakamlarından halkın genelinden ziyade sadece mutlu bir azınlığın pay alması dikkat çekiyor. Örneğin tarım sektörünün yüzde 4.8 büyümesine rağmen bu büyümeden çiftçinin pay alamaması, ekonomide kalkınarak büyüme modelinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. 

TARIMDAKİ BÜYÜMEDEN ÇİFTÇİ PAY ALAMIYOR

İYİ Parti Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergin Kahveci, tarımdaki büyümeden çiftçi değil çiftçiden sonraki zincirde yer alanların faydalandığını belirterek, “Çiftçinin 1 liraya sattığı ürün pazarda 6 liraya satılıyorsa, buradaki büyüme çiftçiye değil çiftçiden sonraki zincirin içinde yer alanlara yansıyor demektir” dedi. 

İYİ Parti Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergin Kahveci, ekonomi ve tarımdaki büyüme rakamları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ekonomideki büyümede temel amacın kalkınma olması gerektiğini belirterek, açıklanan büyüme rakamlarında maalesef bunu göremediklerini kaydetti.  

Kahveci, şunları kaydetti: “Dolayısıyla tarımda bizim bakmamız gereken yer büyüme rakamı değil kalkınma ile ilgili bölümdür. Büyürken kalkınıyor muyuz yoksa büyürken sektör bileşenleri bundan istifa etmeden mi büyüyoruz? Şu anda tarımda görünen tablo; çiftçinin 200 milyar lira borcu varsa, sürekli maliyetlerden şikayet ediyorsa, eline geçen fiyatla pazardaki fiyat farkı enflasyonun üstünde oluyorsa, bundan fark alamıyorsa, burada büyüyen üreten çiftçi değil sektörün pazar kısmıdır. Yani çiftçinin 1 liraya sattığı ürün pazarda 6 liraya satılıyorsa demek ki buradaki büyüme üreticiye değil üreticiden sonrasına yansıyor demektir. Büyümede aslolan kalkınma ile at başı götürebilmektir” 

5 BİN LİRASI OLAN YÜZDE 1, 500 BİN LİRASI OLAN İSE YÜZDE 11 BÜYÜYORSA BU SAĞLIKLI BİR BÜYÜME DEĞİL! 

Büyüme ile kalkınmanın at başı olabilmesi için, büyüme rakamlarından sektörün kendi ürettiği değerler içinde de aynı oranda hissetmesi gerektiğini vurgulayan Kahveci, “Ekonomide böyle bir denge hiçbir zaman olmamıştır. Ancak aradaki makasın dar olması gerekiyor. Makas ne kadar genişlemişse orada o kadar gelir dağılımında adaletsizlik var demektir. Yani 5 bin lirası olan yüzde 1 büyürken, 500 bin lirası olan yüzde 11 büyüyorsa bu sağlıklı bir büyüme değildir. 

TÜRKİYE GİNİ KATSAYISINDA DÜNYANIN EN KÖTÜ ÜLKELERİ ARASINDA 

Bu açıdan Türkiye’nin gini katsayısının iyi bir görüntü vermediğinin altını çizen Kahveci, “Gelir dağılımını ortaya koyan gini katsayısıdır. Gini katsayısı bir ülkenin gelirlerinin ülke içindeki paydaşlara dağılımını gösterir. Türkiye 0.400 ile dünyanın en kötü ülkeleri arasındadır. Gini katsayısı sıfırdan uzaklaştıkça ekonomide adil dağılım bozulur. Gini katsayısında en kötü rakam 0.500’dür. Zaten böyle bir ülkede yoktur. Türkiye’nin gini katsayısı ekonomideki adil dağılımın ne kadar kötü bir durumda olduğunu gözler önüne seriyor” dedi.