CANLI SEANSA DAYALI BORSA VE KOOPERATİFLER TİCARETİ ARTIRIR

Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Vesile Nur GÜVEN

Türkiye sürdürülebilir tarım sektöründe üreticiye pozitif katkı verecek iki oluşumdan söz edilebilir. Bunlardan biri canlı seansa dayalı ticaretin yapıldığı ticaret borsaları, diğeri de kooperatifçilik faaliyetleridir. Artık Türkiye tarım sektöründe ticaret borsalarını birbirinden ayıran en önemli özellik arz ve talebin karşı karşıya geldiği ve canlı seans işlemlerinin yapıldığı salon işlemlerinin olup olmadığıdır.

Ancak, bu şekilde gerçek borsacılık faaliyetinden ve fiyat oluşumundan bahsetmek mümkündür. Bu gerçekten hareketle son dönemde birçok borsada işlem salonları oluşturuldu. Fakat salon işlemlerinin etkin olarak çalıştığı borsa sayısı sadece 15. Birçok borsada canlı salon işlemleri yapılmamakta, borsa dışında yapılan tarım ürünlerinin alım ve satımı borsada tescil ettirilmektedir. Halbuki ticaret borsaları, tarım sektöründeki üreticinin ve devletin yüklerini azaltacak niteliğe sahip.

Çünkü çiftçinin ürünü piyasanın mevcut şartları içinde gerçek değerine ulaştığı zaman devletin tarım sektöründe destekleme politikaları sebebiyle üstleneceği mali yükün azalmasından söz edebiliriz. Ayrıca, tarım ürünleri ve hayvansal ürünlerin alım satımının borsaya tescili ile kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması sağlanabilir. Böylece, devletin bu ürünlerde stopaj, KDV ve vergi kayıp ve kaçakları önlenir.

Yine, önceden tahmini mümkün olmayan dalgalanmaların istikrara kavuşturulması, taahhüt edilen malın vadeli alınması ile ihracat taahhütlerinin zamanında, istenilen kalite ve fiyatta yerine getirilmesi, tüketicinin menfaatlerine uygun adil ve gerçek fiyatların oluşumuna katkıda bulunmak işlevsel bir borsanın özellikleri arasında sayılabilir. Bu nedenle, çok sayıda alıcı ve satıcının işlem yaptığı etkin çalışan bir pazarlama sisteminin kurulabilmesi ve tam rekabet şartlarında fiyat oluşumunun sağlanabilmesi için ticaret borsalarının günümüz gereklerine göre yapılanması kaçınılmazdır.

Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsası projelerinin entegre olarak tamamlanması Türkiye'de tarım ürünleri ticaretinde yapısal bir dönüşümün başlangıcı olacaktır. Bu sisteme uzun süre stoklanabilir ve standardizasyon sorunu olmayan pamuk, hububat, bakliyat gibi ürünler dahil olabilecektir.

KATMA DEĞERLİ ÜRETİME ODAKLANMALIYIZ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi BAYRAKTAR

Tarım olmadan istikrarlı bir kalkınma olamayacağı dikkate alındığında, ülkelerin kalkınmalarını sağlamak açısından sürdürülebilir bir tarımsal üretimin temin edilmesi stratejik önem taşıyor. Sürdürülebilir tarımsal üretim ise ancak üretimde kullanılan üretim faktörlerinin tükenmesine ve bozulmasına neden olmadan, bunları etkin bir şekilde kullanarak, gelecek nesillere bırakmakla olabilir.

Bu hedefin gerçekleştirilmesi için, tarımsal üretimin ana materyali olan toprak ve su potansiyelinin üretime dönüştürülmesi, üretim faaliyetlerinin düzenli, sürekli ve etkin olarak yürütülmesi, gerekli tarımsal yatırımların yapılması lazım. Dolayısıyla tarım sektöründe sermaye gereksiniminin tamamlanması saydığımız faktörlere de işlerlik kazandıracak niteliktedir. Fakat birçok ürünü yılda bir satılan, buna karşılık bütün bir yıl masraf yapılan tarım sektöründe sermaye birikimi zor yapılmakta, kullanılabilir sermaye miktarı çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Bunun önüne geçmek için akılcı ve kalıcı önlemlerle sürdürülebilir tarım faaliyetlerinin artmasını sağlayabiliriz.

Yine tarıma sermaye kazandırmanın temel yollarından biri de ürüne değer katarak, çok daha geniş bir kitleye ulaşılmasını sağlamaktır. Sadece ham ürünü değil, üründe katma değeri artırıp, kârlılığı göstermek sektöre ivme kazandıracaktır. Örneğin, fındıkta işlenebilir mixtureyi artırmak gerekiyor. Çünkü, fındıkta Türkiye'nin sağlayamadığı katma değeri bizden ürün ithalatı yapan ülkeler sağlıyor. Bu ülkeler fındığı değişik mamullere işleyerek, daha fazla kazanç elde ediyor. Halbuki fırsatları ülkemizin değerlendirmesi üreticimizin ham ürün yerine katma değer sağlayarak satması tarımda sürdürülebilirlik açısından önem arz ediyor.

TARIM TOPRAKLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIMI ENGEL TEŞKİL EDİYOR

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkan Yardımcısı Yaşar ÖZEL

Türkiye'de sürdürülebilir tarım konusu daha çok organik tarım ve iyi tarım uygulamaları kapsamında ele alınıyor. Oysa konu çok daha kapsamlı. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım (ve hayvancılık) tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, su kaynaklarımızın korunması ve su havzalarının madencilik ve enerji yatırımlarına açılması gibi konularla birlikte ele alınmak zorunda.

Tarım, GSMH'ya ve ihracata katkısı, işsizliğin önlenmesindeki rolü nedeniyle giderek önem kazanan bir sektör olarak dikkat çekiyor. Dolayısıyla sürdürülebilir tarım bu açıdan daha da önem kazanan bir alan olarak öne çıkıyor. Sonuçta, üretici tarımdan geçinecekse, başka bir deyişle tarımdan atılan üreticilerin yarattığı işsizler ordusuna katılmayıp üretime devam edecekse, bunun yolu sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesinden geçiyor.

SULAMAYA AÇILAN ALANLARDA BİYO ÇEŞİTLİLİK GÖZETİLMELİ

Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer MATLI

Yeni arazileri sulamaya açarken bunun biyo çeşitlilik üzerindeki olumsuz etkileri ve sera gazı salımını artırması gibi faktörler dikkate alınmalı. Nerede organik, nerede konvansiyonel tarım veya ileri teknoloji girdili tarım yapılabilir, bölgenin sosyo-ekonomik yapısı çok iyi etüt edilerek, karar verilmeli. Sürdürülebilir tarımın yenilenebilir enerji kaynaklarının öne çıkmasına, lojistik optimizasyonundan sağlıklı ürünlerin arzına, toprak verimliliğini sürekli kılacak zirai ilaç ve gübre kullanımına, biyo çeşitliği ve su tasarrufunu güçlendirerek atık yönetimine kadar pek çok alanda faydalı bir tarım modeli olduğunu düşünüyorum.

TEKSTİL SANAYİİNİN KALİTELİ EGE PAMUĞUNA İHTİYACI VAR

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu KESTELLİ

Türkiye'nin en büyük ihracat kalemlerinden biri olan tekstil sanayinin kaliteli Ege pamuğuna ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Pamuk ve diğer ürün fiyatlarının gelişimine göre bazı yıllar artış olsa da prim miktarında önemli bir artış olmadığı sürece pamuk alanlarında daralma yaşanması kaçınılmaz. Pamuk üretiminde verim ve kalite açısından bir sorunumuz olmamasına rağmen, çok fazla tohum çeşitliliğinin bulunması, çırçırlama hataları ve standardizasyon kaynaklı sorunlar pamukta değerin düşmesine neden oluyor.

Bu sorunlar çözüldüğü takdirde 'Ege pamuğu' dünyada kazanmış olduğu ününü her zaman koruyacak ve talep gören bir ürün olmaya devam edecek. Öte yandan tarım sektöründe sorunların çözümünün merkezinde Tarım Bakanlığı duruyor. Ancak bu konuda sektörde bulunan birlik, kooperatif, ziraat odası, ticaret borsaları gibi paydaşlara da sorumluluk düşüyor. Özellikle birliklerin, üreticilerini bilinçlendirerek ürün kalitesinin ve verimliliğin yükseltilmesinde etkili olabileceğini, düşük maliyetli girdi temininde aktif rol alabileceklerini, pazarlama konusunda üreticiyi yönlendirebileceklerini düşünüyorum. Söz konusu birlik ve meslek kuruluşlarının işbirliği içinde etkin çalışma ortamı sağlanabilmeli. Bakanlık, üretici birlikleri ve üreticilerle koordineli çalışma esasları belirlemeli.

ARTIK KATMA DEĞERLİ ÜRETİME GEÇİLMELİ

Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay ÖZTÜRK

Tarımda yol alabilmek için bölgelerin artık katma değerli üretime geçmesi gerekiyor. Anadolu'da yetiştirilen buğdayı Marmara'daki verimli arazilerde üretmek günümüzde pek de mantıklı gelmiyor. Katma değeri yüksek ürünlerle bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlanabilir. Öte yandan, verimli arazilerimizi sanayileştirmek yerine kıraç alanların olduğu bölgelerde sanayimizi kurarak, istihdam sağlamak öncelikli tercihimiz içinde yer alıyor. Tarımsal arazilerin daha verimli hale getirilmesi için yeni politikalara, küresel rekabeti yakalayabilmek için üretimde geleneksel tarım yerine yenilik ve farklı perspektifler oluşturmalıyız. Bunun içinde sektördeki gelişmeleri dikkatli takip edip, Ar-Ge'ye daha fazla kaynak yaratmalıyız.

COĞRAFİ İŞARET SİSTEMİ ÖNEMLİ

Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali ÇANDIR

Tarımda Türkiye'ye yakın pazar konumunda olan Avrupa ülkeleri organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının yanı sıra coğrafi işaret sistemi konusuna hassasiyetle eğiliyor. Hatta bu sistemi geliştirerek sürdürülebilirliği artırmaya, doğru üretim ve tedarik zinciriyle tüketiciye ulaştırmaya yönelik çalışmalar yapıyor.

Avrupa ülkeleri, coğrafi işaret sistemi ile özel kıldıkları bu ürünleri küresel pazarlara açıyor, ihracatının artması için çaba sarf ediyor. Sadece bu ürünlere yönelik tüketici algısındaki güveni artırmaya yönelik logolar geliştiriyor. Dünya üzerindeki coğrafi işaretli yöresel ürünler, 100 milyar Euro civarında bir ticari değer yaratıyor.

Bu uygulamanın yarısından fazlası, AB ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Ülke olarak sürdürülebilir tarım konusunda istekli olmamıza rağmen kararlı değiliz. Eğer siz birinci sınıf tarım topraklarınızı imara açar, plansız ve çarpık kentleşme sergilemeye devam eder, yanlış tarım politikaları ve günü birlik yasal düzenlemelerle günü kurtarmaya çalışırsanız üretiminizi sürdürülemez hale getirirsiniz.

Kooperatif gibi organizasyonel yapıları desteklemezseniz ülke olarak sürdürülebilir tarım yapamayacağınız gibi sürdürülebilir bir kazanç da elde edemezsiniz. Yine Avrupa'da gelişen coğrafi işaret sistemine yönelik adımlarınızı küçük atmaya devam eder, talep edilen ve ihtiyaç duyulan bir yasa yerine merkezden sunulan bir yasayla bu sistemi korumak ve geliştirmek isterseniz sürdürülebilirlik kavramından uzak kalmış olursunuz.

Kaynak: Ekonomik Forum / TOBB