Konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Pankobirlik Başkanı Recep Konuk, tarım sektöründe bir taraftan ekim dikim faaliyetlerinin devam ettiğini, bir taraftan da erkenci bölgelerde Nisan sonu Mayıs başı gibi bazı ürünlerin hasadının başlayacağını bildirdi. Bunun için koronavirüs salgınının tarladan olabildiğince uzak tutulmasının hayati önemde olduğunu belirten Konuk, şunları kaydetti: 

“Kısa vadede gıda sektöründe arzda sıkıntı olmaması geleceğe yönelik tedbir almamıza da mani değildir. Bunu şunun için söylüyorum, sıkıntı yaşamamak için, riski sıfırlamak için biz salgında en kötüye hazırlanmak zorundayız.  Bu sene için sıkıntı yok, seneye de olmaması için gıda zincirinin ilk halkası tarımsal üretimi sorunsuz, aksaklığa meydan vermeyecek şekilde sürdürmek zorundayız.

TARIMSAL ÜRETİM ÖNÜMÜZDEKİ YIL HER YILDAN DAHA ÖNEMLİ 

Bu en az aşı çalışmaları, tedavi edici ilaç çalışmaları kadar önemli bir husus. Bütün dünyada bir salgın var. Salgın ister istemez bütün sektörleri etkiliyor. Tarım sektörü de bundan muaf değil. Muaf olmadığı gibi hayati önemde. Seneye gıda arzında sıkıntı yaşamamak için gıda zincirinin ilk halkası tarımsal üretimi mutlaka başlatmamız ve hasada kadar sürdürmemiz lazım. Tarımsal üretim önümüzdeki yıl her yıldan daha önemli. İhtiyaç hasıl olursa ihtiyaç olan ürün dünya pazarlarından temin edebilir seçeneği elimizde olmayabilir.

O nedenle bizim bu sene tarımsal üretimde salgın nedeniyle hiçbir aksamaya meydan vermememiz hayati önemdedir. Ülkemizin muazzam bir tarımsal üretim potansiyeli var. 84 milyonu da bir o kadarını da doyuracak muazzam bir üretim kapasitesine sahibiz. Yeter ki, üreticinin ekim, dikim, çapa, hasat faaliyetleri aksamasın. Bunu şunun için söylüyorum tarımsal faaliyet bazı aşamalarında emek yoğun bir sektör. Yani onlarca çiftçi, , tarım işçisi minibüs ile traktör ile yan yana tarlaya gidecek, evine dönecek, birlikte yemek yiyecek, gün boyu tarlada veya serada omuz omuza çalışacak.

ÇAPA, FİDE DİKİMİ BUNLAR HİÇBİR ZAMAN ERTELENEMEZ 

Mesela çapa, mesela fide dikimi, mesela seracılık, mesela meyve sebze toplama işi. Üstelik de bu işlerin hiçbirini erteleyemezsiniz. Fide dikimini Mayıs’a, Haziran’a bırakamazsınız, hele bir salgın geçsin dikeriz diyemezsiniz. Çapayı salgının bitimine öteleyemezsiniz, tarlayı yabani ot kaplar, seyreltmezseniz verimli üretim yapamazsınız.

Serada kızarmış domatesi, biberi 1 ay sonra toplarız diyemezsiniz, dalında çürür. Yani tarım takvimi salgındı, hastalıktı gibi mücbir sebepleri bahane kabul etmez. Bitkinin ekim zamanından gelişimine kadar her aşamada işinizi günü gününe yaptınız yaptınız, yapamadınız ürün alamazsınız. Salgın bir gerçek. Bunu kabul edip tarladaki seralardaki, çiftliklerdeki üreticiyi, çiftçiyi yatağa düşürmeden tarımsal üretimi nasıl sürdüreceğimizi de düşünmemiz lazım. 

TARIM VE SAĞLIK BAKANLIĞI BİR ARAYA GELEREK YOL HARİTASI ÇİZİLMELİ 

Tarım Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığımızın bir araya gelip salgını tarladan da uzak tutacak bir yol haritası çizmesi gelecek sene gıda arzında sıkıntı yaşamamamız açısından hayati önemde. Üstelik de bunu hemen gerçekleştirmek zorundayız. Çünkü Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu’da domates, biber, karpuz gibi fideden ekim yapılan bitkilerin dikimi başladı.

Nisan sonu Mayıs başı gibi İç Anadolu'da da başlayacak. Yine Nisan sonu Mayıs başı pancar ve diğer tohumdan ekilen ürünlerin çapası başlayacak. Salgın o güne kadar bitmezse sektör bundan mutlaka etkilenir. Evet, tehdit bugün için kalabalıkların yoğun olduğu kentlerde belki ama köyler ve tarlada çalışacak çiftçiler için de tehlike uzakta değil. Önümüzdeki aydan itibaren tarım işçilerinin hareketliliği başlayacak, çiftçi girdi temini için kentlere gelecek, firma temsilcileri köylere gidecek, yani kırsal ile kalabalıkların teması yoğunlaşacak.

ÇİFTÇİYİ SALGINA KARŞI KORUMALIYIZ 

Salgın riski devam ederse bu haraketliliğin çiftçiyi salgınla yüz yüze bırakmaması için yapılacakları şimdiden düşünmemiz lazım. Tarımsal üretim fabrikasyon bir iş değil. Tohumdan hasada aylar sürüyor ve tarımsal üretimin olmazsa olmazı bileği güçlü bedeni sağlam çiftçi. O yoksa ya da ilgilenecek durumda değilse ürün de yok. Şunu unutmamak lazım pancar çapalanmazsa seneye etanol olmaz. Şeker olmaz. Domates fidesi dikilemezse salça karaborsaya düşer. Ahırlar boş kalırsa peynirimiz, sütümüz kimseye yetmez.

O nedenle bizim ne yapıp edip salgını köylerden de uzak tutmamız şart. Uzak tutmak için de bir yol haritasına ihtiyacımız var. Biz her iki Bakanlığımıza da alacakları önlemlerde destek olmaya hazırız. Gıda güvenliği için çiftçi sağlığı diyoruz ve konuyu yetkililerin dikkatine arz ediyoruz.”