ÖZEL HABER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 2016 bütçe görüşmelerinde söz alan Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Arslan, Avrupa'da parsel büyüklüklerini 150 ila 160 dönüm büyüklüğündeyken Türkiye'de 50-60 dönümde kaldığını aktardı. 6-7 parçalı arazilerden ve tarlalardan oluşan ekim alanlarının çiftçiliği ve geçimi zor hâle getirdiğini ifade eden Arslan, tarımsal desteklerin köyde yaşamayan ama mülk sahibi olan, arazi sahibi olan birtakım insanlara da verildiğini belirtti. Asıl köyde kalan ve çiftçilik yapanların mağduriyet yaşadığını ifade eden Arslan, şu çarpıcı öneriyi yaptı:

KÖYLER TAŞINSIN

“Şimdi, biz bütün bunlardan hareketle şöyle bir proje öneriyoruz Sayın Bakanım: Çevre ve Şehircilik Bakanımıza bahsettim, köysel dönüşüm projeleri. Küçük köyleri, lokasyonu iyi olan bir yerde tekrar inşa ederek modern, yaşanabilir köyler inşa ederek arkasında toplulaştırma projeleriyle de bunları destekleyerek, toprak analizleri yaparak büyük parça, büyük araziler oluşturup daha sonra bunların kooperatifleşme ve şirketleşme yoluyla bir yönetim planı oluşturup ve bunlarla ilgili mekânsal yönetimden sonra ekonomik karlılığının da hesaplanıp yani fizibilitesi, istihdamı, üretimi, maliyeti ve devlet destekleri, hepsi bir paket içerisinde fizibiliteleri yapılarak daha sonra hasılat paylaşımı yoluyla bunlar kiralamaya, ihaleye çıkarılırsa büyük ekonomik gelir oluşur diye düşünüyoruz"

KANUNİ ALT YAPIYI BAKANLIK YAPMALI

Bir ürünün sanayiye dönüşmesi hâlinde bir değer ifade ettiğini kaydeden Arslan, “Bunun sağlanabilmesi için böyle projelere ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bunun için, pilot bölgeler seçilerek buna benzer projeler farklı bir modelle desteklenmelidir. Bunun hukuki ve kanuni altyapısı da Bakanlığınız tarafından sağlanmalıdır" dedi.

30 BİN TL KREDİDE YAŞ KRİZİ

Köyde yaşayan 35 yaş altı genç çiftçilere verilecek olan 30 bin lira hibe ve 100 bin lira faizsiz kredi desteğinde kriz yaşandığını belirten Arslan, “Bugün gelen köylerimiz tarafından bir öneriyle bize ifade ettiler ki köylerde genç nüfus yaşamıyor, genç nüfus şehirlerde. Köyde yaşayanlar, 35 yaş üstü insanlar ve diyorlar ki köyde genç nüfus ortalaması 45'tir. Dolayısıyla, bu oranın, köylerde yaşayan insanlarımızın teşvik edilmesi açısından 45 yaş ile sınırlanmasının daha faydalı olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

SÜT TÜKETİMİ 37 LİTRE

İçme sütü tüketimiyle ilgili rakamları paylaşan Arslan, “İngiltere'de 103 litre, yıllık tüketim, İspanya'da 86, Amerika'da 82, Rusya'da 70, Fransa'da 56, Almanya'da 50 litre. Türkiye'deki süt tüketimi 37 litre civarında. Süt tüketiminin artırılması açısından da teşviklere ihtiyaç var. Mesela, bu noktadan Hayvansal Kooperatif Merkez Birliği Başkanı ve Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ertürk, toplam 15 milyon TL maliyetle Ege Bölgesi, Marmara, Trakya, Akdeniz, Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde birer süt tozu fabrikası kurulması gibi bir düşüncesini geçtiğimiz günlerde ifade etmiştir. Piyasada, sütün bol olduğu dönemlerde talep fazlası olan süt, bu fabrikalarda süt tozuna dönüştürülürse üreticilerin pazarlık şansı artmış olacağından bu önerinin dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz" ifadeleri kullandı.

EREĞLİ KİRAZI İTALYAN KİRAZI DİYE SATILIYOR

Markalaşmaya da önem verilmesi çağrısı yapan Arslan, “İthal ya da Hollanda'da, Danimarka'da peynirler son derece yüksek fiyatla satılmaktadır. Bizde Ezine Peynirinin bile birçok çeşidi var. Tescilli, coğrafi işaretler süratle sağlanmalı ve bunlar marka değerine sahip olup pazarlanabilmelidir. Konya Ereğli'den elde edilen beyaz kiraz İtalya'da İtalyan kirazı diye satılmaktadır. Toklumen'de 28 çeşit üzüm çeşidi vardı, fakat bunlar neredeyse hiç kalmadı. Niğde'nin elması, Malatya'nın kayısısı, Kırşehir'in cevizi, vesaire bütün bunlarla ilgili markalaşma noktasında çalışmalar da teşvik edilmeli ve desteklenmelidir diye düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

GDO LABARATUVARLARI YÜKSELTİLMELİ

Üretilen sebze ve meyvenin nakliyesi sırasında yüzde 20 civarında telef yaşandığının altını çizen Arslan, 400'lere üretici ile tüketici fiyat farkına müdahale edilmesini istedi. GDO ile ilgili Türkiye'de 41 tane laboratuvar bulunduğunu söyleyen Arslan, “Bakanlık laboratuvarları da var. Bakanlık laboratuvarlarından sadece 4 tanesi kimlik tespiti yapabiliyor. Hâlbuki bu GDO'nun miktarları, cinsleri de tespit edilebilmelidir veyahut da standartlarının yükseltilebilmesi açısından da bu laboratuvarların imkânları yükseltilmelidir, bununla ilgili çalışmalar da yapılabilmelidir diye düşünüyoruz" dedi.