Bir ülke ancak bu kadar ayağına kurşun sıkabilir! Tarımı sözde kurtarmak için hayata geçirilen bütün politikalar, bırakın mevcudu korumayı daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.

Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Bakanları dinliyoruz içimiz ferahlıyor ama icraata bakıyoruz içimiz kararıyor. Yani ekranlarda milli duygularımıza hitap ediliyor ama uygulamada Hasan'a değil Hans'a yönelik politikalar hayata geçiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım ve hayvancılığın önemini öyle bir anlattı ki, bu sözün üzerine artık hiçbir şey söylenemez. Ne demişti Erdoğan; “Tarih boyunca biz Türklerin iki temel mesleği olmuştur, bunlardan biri askerliktir, diğeri de tarım ve hayvancılıktır. Son yıllarda yaşadığımız gelişmeler, bize bu iki alanı çok sıkı tutmamızın şart olduğunu gösteriyor. Askerliği sıkı tutmazsak vatanımızı koruyamayız, tarım ve hayvancılığı sıkı tutmazsak da özellikle kriz dönemlerinde onurumuzu muhafaza edemeyiz…"

Bu sözün üzerine ne söylenebilir ki? Ama gelin görün ki, Erdoğan'ın bu sözlerinin üzerinden fazla bir süre geçmeden çiftçi Hasan'a karşı dışarıdaki Hans'ın elini kuvvetlendiren bir karara imza atılıyor.

Bilindiği üzere Bakanlar Kurulu Kararı ile canlı hayvan, karkas et, buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisi düşürüldü. Şimdi bu kararın neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Yayınlandığı döneme mi yanarsınız! Kime hizmet edecek? Ona mı yanarsınız. Bakanlar arasındaki koordinasyonsuzluğa mı yanarsınız! İşin daha da acısı çiftçiye vurulan darbeye mi yanarsınız!

Tamam, ithalat kararnamesi ile her şeyin ithal edileceği anlamına gelmiyor. Ancak çiftçiyi 'köşeye sıkıştırmak' için bunun psikolojik etkisi yeter de artar bile. Bu kararnameyi hazırlayanlar bunu bilmiyorlar mı? Pekâlâ biliyorlar. Çiftçi, dört gözle buğday taban fiyatının açıklanmasını beklerken, bayramın üçüncü günü alelacele 'çiftçiyi köşeye sıkıştıracak' ithalat kararnamesi yayınlanıyor.

İşte bence buranın sorgulanması gerekiyor. Bu kararname ile çiftçi köşeye sıkıştırılmak istenmiştir ve amacına da şimdiden ulaşılmıştır. Hükümet, bu kararname ile enflasyonla mücadelesindeki asıl niyetini de açıkça ortaya koymuştur. Enflasyonda önemli bir etkisi olan gıda maddelerine karşı 'üreterek' değil 'fiyatları' baskılayarak enflasyonun düşürülmesi amaçlanıyor. Bu kararnamenin başka bir açıklaması olamaz.

Pekâlâ, 'çiftçiyi köşeye sıkıştıran' bir kafayla biz tarımımızı nasıl canlandırabileceğiz? Hayvan ithalatından ülkemizi nasıl kurtaracağız?

İşte bu çelişkiden kurtulamadığımız için de söylediklerimizle yaptıklarımız bir biriyle örtüşmüyor.

Bu çelişkiden dolayı da Milli Tarım Projemiz Hasan'a değil Hans'a hizmet edecek!

SADETTİN İNAN / MİLLİ GAZETE