CHP Tekirdağ Milletvekili Adayı Ziraat Yüksek Mühendisi İlhami Özcan Aygun, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin patates ve soğan ithalatına müsaade edileceği yönündeki açıklamasını sert bir dille eleştirdi. Aygun, patates ve soğan fiyatlarında yaşanan aşırı oynaklığın düzgün işleyen bir Hal Yasası'nın olmamasından kaynaklandığını belirterek, "Hükümet geçtiğimiz yıl 2010 yılında kendisinin yasalaştırdığı Hal Yasası'nın değiştirileceğini vaat etmişti. Ancak bu konuda bir adım atılmadı. Hal Yasası'nda çiftçi lehine gerekli düzenlemeyi yapmayan hükümet, şimdi fiyat oynaklığının önüne geçmek için patates ve soğanı da ithal etmeye başlayacak. Bu karar çiftçiyi yok saymaktır. AKP'nin artık tarım ve hayvancılığı yönetemediğinin ispatıdır" dedi.

Aygun, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“AKP Hükümeti 16 Nisan 2017 deki referandumdan önce de tıpkı şimdi olduğu gibi birçok vaatte bulunmuştu. Bu vaatlerden çiftçimizi ilgilendiren en önemlisi “hal yasasında" değişiklik yapılmasıydı.

Yıllarca, üretici ve tüketicinin talebi olan ve haller kanunu olarak bilinen “Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun" 2010 yılında yürürlüğe girdi. Ancak AKP hükümeti çıkardığı yasaya kendisi de inanmamış olacak ki çiftçiyi memnun etmek için 16 Nisan 2017 referandumundan önce hal yasasını değiştireceği vaadinde bulundu. Yanlış anlaşılmasın, değişecek olan hal yasası yine AKP hükümeti döneminde çıkmıştı. Yani bir çeşit yazboz işi. Ama üreticimiz üzerinden. Gerekçe de sebze – meyve fiyatlarındaki yükseliş, aracı sayısındaki fazlalık olarak gösterilmiş idi. Gerekçe doğru ama uygulama yanlış.

GEÇEN SENE DOMATESİ KONUŞTUK BU YIL PATATESİ SOĞANI KONUŞUYORUZ!

Yine Sayın Cumhurbaşkanı; “Domates tarlada 1, çarşıda pazarda 7-8 lira. Bu ne? Bu arada olanlar kimler?" diyerek hükümeti harekete geçirmiş idi. Veya yazılanlardan, konuşulanlardan biz öyle biliyoruz. Doğrudur. Şimdilerde de patates soğanı konuşuyoruz. Geçen sene domatesi konuştuk. Seneye kim bilir hangi sebze meyveyi konuşacağız?

Ancak konuşulması gereken; tüketici sebze meyvedeki pahalılıktan şikâyet ederken, çiftçimizin ürününü yok pahasına satması, bazen de elinde kalmasıdır.

FARK TÜKETİCİNİN KESESİNDEN ÇIKIYOR!

Sebze ve meyvelerin toplamasından pazara ulaşmasına kadar, %30-35, bazen de %50 oranında fire olduğu kabul edilmektedir. Burada ürünü çiftçiden alan ve tüketiciye kadar olan aşamalardaki komisyoncuların bir zararı olmamaktadır. Her bir aşamada aracılar fireyi, komisyonu hesaplayıp bunu da fiyatlara eklemektedirler. Fark tüketicinin kesesinden çıkmaktadır.

ÜRETİCİ KENDİ ÜRÜNÜNÜ ARACIYA VERMEDEN PAZARDA SATABİLMELİ

Haller, pazar alanları ve pazarcılarla ilgili de yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Üretici kendi ürününü aracıya vermeden pazarda satabilmelidir.

Haller yasası ile üretici birlikleri yasaları birlikte değerlendirilmelidir. Haller yasası gerçekten değişmelidir. Ancak bu değişiklik yapılırken, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununda da gerekli değişiklikler yapılmalı, üretici birliği kurulması işlemleri basitleştirilmeli, devlet bu birliklerin kuruluşunda özellikle küçük çiftçiye yardımcı olmalıdır.

Çiftçi; kooperatif, üretici birliği gibi örgütler altında bir araya gelerek, kendi malının değerini tespit edebilmeli, simsarların eline bırakılmamalıdır. Fiyat oluşumu çiftçilerin, çiftçi kuruluşlarının kendi aralarındaki rekabete dayanmalıdır. Her ilçede, ilde birkaç aracı anlaşarak fiyatları tespit etmemelidir.

ÇİFTÇİ SÜRÜNMEYE DEVAM EDECEK

Aksi halde her zaman çeşitli bahaneler duyacağız. Çiftçi ürününü derelere dökecek veya fiyatı masrafını kurtarmadığı için tarladan toplamayacak, tüketici de ürünün kıt olduğunu zannedecek, yine çiftçi masraflarını dahi kurtaramazken, tüketiciye fahiş fiyatla satılacaktır. Küçük bir kesim haksız kazanç elde ederken, çiftçi sürünmeye devam edecektir.

Cumhuriyet Halk Partisinin halkçı politikalarının en önemlilerinden biri, çiftçinin kooperatifleşmesidir. Girdisini kooperatifler yoluyla birlikte alarak ucuza mal etmeleri, ürünlerini yine kooperatifler vasıtasıyla ve en önemlisi fiyatlarını kendileri tespit ederek satmalarıdır.

Bunu başaracağız. Başardığımız zaman da hem çiftçi kazanacak, hem de tüketici daha ucuza sebze, meyve, et süt tüketecektir. Üreten de kazanacak tüketen de. Yeterli ve dengeli beslenme açısından bakıldığında ise tarım ürünleri fakir halk için ulaşılamaz, alınamaz olmaktan çıkacak. Gelecek nesillerimiz daha sağlıklı beslenecektir.

Bir ziraat yüksek mühendisi olarak yıllardır bu konulara kafa yormakta ve çevremdeki çiftçi arkadaşlarım ile de tartışmaktayım. İş başa düştüğünde, Meclis'te göreve başladıktan sonra yapacağım ilk işlerden biri bu toprakların gerçek sahibi olan çiftçi kardeşlerimle bu konuları tekrar derinlemesine tartışmak onların görüşlerini almak olacaktır.

Böylece birilerinin 16 yıldır yaptığı gibi masa başında kanun yazıp, sonra da olmadı hadi değiştirelim demeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak birlikte beraberce başaracağız."

TARIMDANHABER