Tarım arazileri üzerindeki yapılaşma farklı bir bakış açısıyla eleştirildi. Ciftcikulubu.net'de yayınlanan bir makalede tarım arazileri üzerindeki yapılaşma, aynı ayrık otu gibi bitki hastalık ve zararlıları sınıfına katılarak çiftçiyi ve üretimi tehdit ettiğine dikkat çekildi. 'Kentli Rantiyeci' adı verilen bu zararlılara karşı henüz bir mücadele yönteminin geliştirilemediği kaydedilen makalede, tarım arazileri üzerindeki betonlaşma ve yapılaşma şöyle eleştirildi.

BETONLAŞMA ZARARLISININ HENÜZ LATİNCE İSMİ GELİŞTİRİLEMEDİ!

“Ana vatanı bizim ülkemizdir. Avrupa'da ve İtalya'da yayılamadığı için henüz latince bir isim geliştirilememiştir. Önce belediyeleri ele geçirirler. Sonra imar uygulaması ile tarım arazilerini imarlı alan haline getirirler ve sonra betonlaştırarak yok ederler. Çiftçinin en korktuğu istilacı türler ise bu türlerdir. Hiç kendisini belli etmeden zarar verdikleri için çiftçi onlara karşı henüz bir mücadele yöntemi geliştirememiştir"

BAŞLICA İSTİLACILAR!

Çukurova'daki çiftçiyi bilgilendirmek amacıyla yayın yapan 'ciftcikulubu.net'te yayınlanan bir makale dikkat çekti. Bölgede çiftçinin karşılaştığı bitki hastalık ve zararlılara vurgu yapılan yazıda, tarım arazileri üzerindeki yapılaşmada bu zararlılar arasında gösterildi. 'Çiftçinin Düşmanı İstilacı Zararlılar' başlıklı yazıda başlıca istilacılar şöyle sıralandı.

"Doğada hiç bir şey nedensiz değildir, en küçük canlı bile bir zincirin halkasıdır. İstilacılarda bu zincirde yer alır. Mutlak bir faydası vardır diyebilirsiniz. Uzmanlık alanımızda olmadığı için biz bu faydalarını bilmiyoruz. Belki erozyon'un önlenmesinde yarar sağlıyorlar. Belki aromatik bir değerleri vardır yada tıbbi bir tedavide çözüm oluyor. Belki bir canlıya konukluk ediyorlar. Belki arılar çiçeğinden bal alıyor. Belki bir kısım canlıya besin maddesi oluyor.

Ama çiftçi bu bitkileri sevmiyor. Onlara hiç bir yarar getirmiyor. Onca işlerinin arasında bir de bunlarla uğraşıyor. Öyle istilacılar ki; ilaç etkilemiyor, çapa ile sökmek yetmiyor. Köklerini kurutmak mümkün olmuyor. Yaksalar da yok olmuyor.

Nelerdir bölgemizde görülen istilacı zararlılar? Anlatalım..

Çeti (prosophis farcta) En büyük düşmanı develer.. Develerin en sevdiği bitki türü. Ancak develer azalınca çeti almış başını gitmiş. Öyle bir yayılıyor ki, kontrol etmek mümkün değil. En büyük özelliği 15-20 metre derinlere kadar kök sürmesi. Kuraklığına karşı müthiş bir dirençli. Tuzlu topraklarda bile yaşam buluyor. Yanmadan ve çapadan etkilenmiyor. Aksine çapalama ile ortaya çıkan rizom kırıklar nedeniyle gelişme hızlanıyor. İlaçla yapılan hiç bir mücadeleden etkilenmiyor. Farklı zararlı bitki parazitlerine konukçuluk ediyor. Bilinen tek faydası erozyonla mücadelesi..

Ayrık otu (Elytrigia repens) Çok yıllıktır. Yayılıcı köksaplara sahiptir. Buğdaygiller familyasındandır. Büyük bir istila gelişmesi gösterir. Toprağın üstünü temizlemek yetmez. Toprak altında kök bırakmayacak kadar temizlik gerektirir. Yakmak, yok etmek için yeterli değildir. Bazı hastalıklara iyi geldiği söylense de, Bent ve eğimli arazilerde toprağı tutmak için faydalı olduğu belirtilse de, çiftçinin en büyük sorunudur.

Saldırgan kamış (Fragmutes communus) Sulak alanlarda ve dere kenarlarında yetişir. Eğzotik bir yapısı vardır. Güçlü bir kök yapısı gelişmiştir. Kökler çok derinlere kadar ulaşır. Çapa yada yakma ile yapılan mücadele yöntemleri etkisizdir. İlaç ise toprak üstünde kalan bölümleri etkilese de, kök yapısına zarar vermez. Yok etmek büyük masraf ve emek gerektirir.

Yapışkan ot.. Kokar ot.. (İnula viscosa) Bizde bölgelere göre, yapışkan ot bazı bölgelerde ise kokar ot olarak bilinir. Odunsu bir bitkidir. Güçlü bir kokusu vardır. Bünyesinde aromatik reçine ihtiva eder. Belirli dönemlerde sarı çiçekler açar. Toprak seçiciliği yoktur. Güçlü koku ve bünyesindeki reçine nedeniyle hayvanlar tarafından bile tercih edilmez. Aşırı derecede yayılma gösterir. Özellikle ormana yakın alanlarda gelişme gösterir. Zararlı böceklerin önemli konukçusudur.

Kentli Rantiyeci.. Ana vatanı bizim ülkemizdir. Avrupa'da ve İtalya'da yayılamadığı için henüz latince bir isim geliştirilememiştir. Önce belediyeleri ele geçirirler. Sonra imar uygulaması ile tarım arazilerini imarlı alan haline getirirler ve sonra betonlaştırarak yok ederler. Çiftçinin en korktuğu istilacı türler ise bu türlerdir. Hiç kendisini belli etmeden zarar verdikleri için çiftçi onlara karşı henüz bir mücadele yöntemi geliştirememiştir.