Sarıbal, bugün Meclis’te yaptığı basın açıklamasında pandemi ve Rusya-Ukrayna krizi ülkemizin gıda egemenliği ve güvenliğinin ne kadar “pamuk ipliğine” bağlı olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti. “Sadece tarımsal girdilerde değil, “paramız var ki ithal ediyoruz” anlayışı ile üretmek yerine dışarıdan ithal etme politikasının sonucu olarak bugün ülkemiz neredeyse bütün tarımsal ürünlerde dışa bağımlı hale geldik” diyen Sarıbal, üretici ürün fiyatının artmasının gıda enflasyonu olarak tüketiciye yansıyacağına dikkati çekti. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan, Tarım-ÜFE’nin yeni bir rekor kırıldığını anlatan Sarıbal, artan girdi maliyetleri nedeniyle çiftçinin ürünleri zamlanmasına rağmen çiftçiye faydasının olmadığını kaydetti.
Sarıbal, şöyle devam etti:

Gıda enflasyonu artacak

“TÜİK verilerine göre, üretici enflasyonu şubatta aylık %13,74, yıllık %68,49 arttı. Ocak ayında yıllık %52 artarak 11 yıllık endeks tarihinin en yüksek oranına ulaştı. Tarım-ÜFE, şubat ayında da rekor tazelemiş oldu. Son 3 aydır Tarım -ÜFE aylık ve yıllık bazda rekorlar kırdı. Nisan 2020’den itibaren Tarım-ÜFE sürekli yükseliyor. Çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatı artıyor ama girdi maliyetleri bundan çok daha fazla artıyor. O yüzden de çiftçi para kazanamıyor. Bunun kanıtı da artan çiftçi borçları. Son bir yılda çiftçinin bankalar olan borcu 171 milyar oldu. Çitçi bugün ya zararına üretip borç yükü altında eziliyor ya da üretimi bırakıyor. Bankalara olan borç 171 milyar oldu. Tarım – ÜFE rakamları çiftçinin üretim maliyetlerinin de arttığının bir göstergesi. Çiftçinin enflasyonu artıyorsa bu girdi maliyetlerinin arttığını, aynı zamanda gıda fiyatlarının da artacağını göstermektedir. Yani vatandaşımız daha da pahalı ürün alacak demektir.”

Hayvancılık can çekişiyor

Sarıbal, basın açıklamasında hayvancılık sektörünün yaşadığı sorunlara da değindi. 1 litre ile 1,5 kilo yem alması gereken çiftçilerin bugün 1 litre ile 1 kilo yem bile alamaz duruma geldiğini vurgulayan Sarıbal, “Her ne kadar Aralık ayında çiğ süt tavsiye alım fiyatında bir artışa gidilmesine rağmen süt üreticileri neredeyse bir yıldır zarar ediyor. Ürettiği sütün maliyetini bile karşılayamıyor. Ülke nüfusu artarken süt üretimi yerinde sayıyor. Çünkü süt üreticisi üretemiyor, tüketici de pahalı olduğu için alamıyor. AKP yönetimi o hale getirdi ki hem üretici hem tüketici mağdur durumda” dedi. Sarıbal, zarar eden üreticilerin süt hayvanlarını kasaba göndermek zorunda kaldığına dikkati çekerek, “Süt ineklerinin kesime gitmesi hayvancılık sektörünün darbe yemesi demektir. Süt ineği yok ise ana yok, dana yok, et yok” diye konuştu.