Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, yeni dönemde uygulanacak tarım politikaları konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bitkisel üretimin temelini un, yağ ve şeker üretiminin oluşturacağını ve bu üretimin belli bir planlama doğrultusunda yapılacağını dile getiren Kirişçi, fark ödemesi desteği ile çiftçinin zararına üretim yapmasının önüne geçileceğine işaret etti. Kirişçi'nin yaptığı değerlendirmede dikkat çeken başlıklar şöyle...
ÜRETİM MODELİNİN TEMELİNİ UN, YAĞ VE ŞEKER OLUŞTURACAK
Tarımsal üretim yapılırken ülkenin ihtiyaçlarının iyi bilinmesinin önemli olduğunu dile getiren Kirişci, "Ben bunu genellikle 3 şeyle sınırlıyorum; Bitkisel üretim tarafı un, yağ, şeker... Bunlar stratejik ürünler, vazgeçilmez ürünler. Bunlar Anadolu insanımızın olmazsa olmazı. Un dediğimiz şey... Burada hububatı kastediyoruz, en başta buğday, arpa ve çavdar diye devam eder. Bunların bir kısmı hayvansal üretimde de girdi olan bir grup. Dolayısıyla hububat kısmını kesinlikle bizim üretmemiz lazım, orada kendimize yeterli olmamız lazım. İkinci grup, yağlı tohumlar, yani soyada dünyaya ödediğimiz meblağı biliyoruz, ayçiçeğinde arz açığımız var. Bu yağlı tohumlar konusu da vazgeçilmez. Üçüncü olarak şeker, bu da bizim tarım kültürümüzün bir vazgeçilmezidir. Meseleye böyle bakan bir yol haritamız olacak. Biz kendi ihtiyacımız olan stratejik ürünleri üretmek üzere bir tarım sektörü kurgulayacağız, tarımın temel paradigması bu olacak."
KİMİN NEREYE NE EKECEĞİNE BİRİLERİNİN KARAR VERMESİ GEREKİYOR
Üreticinin yönlendirilmesi gerektiğini belirten Kirişci, "Yani kimin nereye ne ekeceğine birilerinin karar vermesi gerekiyor. Bunun adına planlama, yönlendirme, bunun adına ülke adına ihtiyaçlarının tarımsal kaynaklarını kullanılarak üretim diyebilirsiniz. Eğer biz ihtiyacımızdan fazlasını üretmeye kalkarsak ihtiyacımız olan ürünleri üretebileceğimiz ilave bir toprak da kaynak da olmadığına göre orada bocalamış oluruz. Bunun da önüne geçecek tedbirlerimiz olacak." diye konuştu.
Kirişci, üreticiye şu anda 130'dan fazla kalemde destek verildiğini, tarımsal desteklerin verilme şeklinden üreticinin memnun olmadığını söyledi. Tarımsal desteklere ilişkin "fark ödemesi" konusuna işaret eden Kirişci, şöyle dedi: "Kendi kanunumuzda bir fark ödemesi var. Fark ödemesi de üreticinin bir ürünü üretirken kendine olan maliyetiyle kendi refahını da üzerine koyduktan sonra bir de serbest piyasa düzeninde pazarda oluşan fiyatı var. Eğer ikisi arasındaki fark üreticinin aleyhine ise biz üreticiye 'senin burada, yani piyasa göre hesabının arasındaki fark senin aleyhine ise biz bunu karşılayacağız.' diyeceğiz. Böylelikle üretici şundan emin olacak, mazotu konuşmamın gübreyi konuşmamın bir esprisi yok."
ÜRETİMDE BİZ BİR LİSTE YAPACAĞIZ ÇİFTÇİMİZ DE EKRANDAN BU LİSTEYİ GÖRECEK
Kirişci, üretimle ilgili kotalar getirileceğini, bu kotaların toprakların verimlilik ve ilgili bölgede su bulunma durumuna göre belirleneceğini ifade etti. Bakan Kirişci, şunları kaydetti: "Biz üreticiye kota sistemiyle diyeceğiz ki 'tarlanda ayçiçeği yetiştirebilirsin'. Kendi bölgemden örnek vereyim. Adana'da pamuk yetiştirildi. Adı beyaz altındı ama bugün onun yerini mısır aldı. Elbette mısır da bizim ihtiyacımız ama mısırın tükettiği suyu, mısırla pamuk arasındaki pariteyi, yani dünyada birim alandan elde etmiş olduğunuz değer bakımından baktığınızda ciddi bir farklılık var. Hangisine bizim daha çok ihtiyacımız var, hangisi katma değerli buna bakmamız gerekiyor. O halde biz bir liste yapacağız, üreticimizin önüne bir ekran çıkacak. Bunlar artık teknolojiyle son derece kolay çözümler."
Kirişci, çiftçinin tarla bilgileri ışığında hangi ürünü üretebileceğini görebileceğini, bu sayede ülkenin ihtiyaçlarına yönelik ürünlerin üretiminde sıkıntı yaşanmasının önüne geçileceğini ifade etti.
TARIM SİGORTALARINDA GELİR GARANTİLİ POLİÇE ÇALIŞMASI YAPIYORUZ
Kirişci, tarım sigortalarına da değinerek, bu alanda dünyada olduğu gibi geliri garanti eden poliçelerin uygulanması için çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Üretim yapılmayan tarım arazisi kalmaması için çalıştıklarını vurgulayan Kirişci, "Bu, bir üretim seferberliği. Bizim bir mottomuz var: 'Sen üret yeter' Burada kastımız, sen üret gerisini unut." dedi.
TARIMDANHABER
Güncelleme Tarihi: 01 Nisan 2022, 00:22
1- Kibirli tepeden bakan, (misal: İzmir)
2- Cumhur İttifakını anlayamamış Milliyetçi Personele eziyet eden, (sanıyorum tüm illerde bu sorun var)
3- At Yarışı Görevlendirmesinde gazetelere haber olacak şekilde görevlendirme yapan, (misal Antalya)
4- Sadece kendi bildiğini okuyan,
5- Personele güleryüz göstermeyen, selam vermeyen
6- Liyakatsiz, ayrımcılık yapan, sözde Devletçi,
7- FETÖ referansı ile gelip bir daha hiç koltuktan kalkmamış,
Müdürlerinizi görevden almanız lazım Sn Bakanım. Gerisi olur olur gider.
Kurumlardaki fetö beslemelerini her kurum çalışanı biliyor. Sığınakları malum. Koruyan malum ama... Görmek istemeyen kadar körü yoktur.
Genel Müdür olmaya gerek yok.
Yetki versinler. Fetöcüleri/Fetö yancılarını ispatlı bir şekilde ziplatırım. Fetöcüler uykuları kaçık geziyorlar. Fetöcüler yancıları herşey o kadar açık aleni ama kimse görmek istemiyor. Herkes sağır dilsiz.
Fetonun prenslerini koruyan malum yapıyı bakanlıktan uzak tutabilecek kac tane yiğit genel müdür var?
Duygularımıza tercüman oldunuz çok teşekkür ederim.
Herşey kavak gibi ortada herkes sağır dilsiz.
Kimse Fetö ile ilgili bir adım atamıyor.
Kimse Hadi Tunç ve bakanlığa yerleştirdiği kişilere bakmıyor.
Kimse Ayşin Ayşe Işıngece nin yaptıklarına Bakanlığın Başına bela ettiği Özgür Tel'in yaptıklarına bakmıyor. Herkes herşeyi görüyor ama sağır dilsiz.
Bildirmek bizden. Kolluk sizde olduğuna göre.
İncelemek araştırmak sizden.
Bu adamlar hiçbir zaman sizin yanınızda olmaz. Olmayacaktır.
24 Mart 1983 de Sefaköy Direnişi yoldaşı polisle çatışmada ölen/ölümsüzlestirdikleri Aslan TEL'in kardeşinin oğlunu Genel Müdür yaptı. Bir yetmez aynı kişinin başka akrabası Tren garı patlamasında öldü. Devlet bilmiyor mu bunları.
İzmir ve Antalya il müdürleri sorunlu ğersoneli göndermeye çalışırlar. Kendileri ve ekipleri çok masumdur. Bu kurumlarda neler olup bittiğini herkes bilir ama teftişle aklanıverirler. Personele daha da kinlenerek.