Önsel Ünal / Gazeteci-Yazar / [email protected]

Bu sene kuraklık ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklar, anız yakmayı çok tehlikeli bir hale getiriyor. Geleceğimizi bereketsizleştiren bir cinayeti adeta kendi elimizle işliyoruz.

Her yıl Haziran-Eylül döneminde rutin bir tarımsal uygulama gibi yapılan ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma ve yanlış arazi kullanımı, verimli tarım alanlarının azalmasına ve tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğini kaybetmesine neden oluyor.

Devlet, anız yakmayı yasaklasa da bunu pek takan yok gibi. Yürürlükte olan 2872 sayılı çevre kanunu ile hukuken suç kapsamına alınarak anız yakma fiili kesinlikle yasaklandı. Anız yakanlar, Kabahatler Yasasına göre cezalandırılacaklar denildi. Ceza için uygulanan rakam ise tam evlere şenlik. Dekar başına 38.71 TL.

Uzmanlara göre anız yakmanın yabani otların çıkmasını engellemediği hatta bu bitkilerin tohumlarının çimlenme miktarlarını da artırabiliyor.

Her şeyden önemlisi yanan anız ile birlikte topraktaki karıncasından böceğine, kaplumbağaya kadar tüm canlılar kömürleşiyor. Ekosistemin dengesi bozuluyor. Her yakılan anız bırakın kar etmeyi üreticilerin ceplerindeki parayı yakmaları anlamına geliyor. Tabiata verdikleri zararlar da bonusu.

Uzmanlar Türkiye topraklarının yüzde 76'sının organik madde yönünden çok zayıf olduğunu öne sürüyorlar. Yakılan her organik madde gübre olabilecek, bitkinin beslenmesinde kullanılabilecek maddelerin de yakılması anlamını taşıyor.

Dolayısıyla anız yakılan yerlerde organik madde de yandığı için, üreticiler daha fazla gübre kullanmak zorunda kalıyorlar. Yani büyük ekonomik kayıp ortaya çıkıyor. İkinci kayıp ise, toprağa düşen yağışı tutan organik maddelerdir. Bunlar yakıldığı için topraktaki yararlanılabilir su miktarı da düşüyor. Toprakların su tutma özelliği de azalıyor. Topraklarımızın tansiyonu sürekli yükseliyor. Bunu düşürmek için acil bir eylem planının devreye sokulması gerekiyor. Aksi halde toprak ananınbaşta kıtlık olmak üzere farklı bir şekilde intikam alacağı kaçınılmaz.

Toprakların milli servet olduğu ve gelecek nesillerin de bu toprağa bağımlı bir yaşam süreceği unutulmuş durumda.Geçtiğimiz yıl içerisinde 33 adet anız ateşi nedeniyle yaklaşık 284 hektar orman alanı yok oldu.

Ülkemizin bu konuda büyük eksikliği olsa da geç kalmadan üreticilerin seminer, sempozyum gibi toplantılarla bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi ve modern tarım tekniklerinin anlatılması şart. Anız yakma cezasının ise yeni yaptırımlarla caydırıcı hale getirilmesi yönünde çalışmaların yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.

Saygılarımla…